Zeynel elinde ki keskin bıçağını adamın karın boşluğuna sapladı ve acı inlemesinin duyulmasını engellemek için eliyle ağzını kapattı. Hemen ardından kolunu adamın kalın boynuna sarıp atik bir hamleyle adamın boynunun kırdı . Ölen adamın cansız bedenini yere bırakırken etrafa kısa bir göz atıp sessiz adımlarla harabeyi andıran mekanda ilerlemeye devam etti. Arkasından gelen adamlarına kısa bir el hareket yapıp çevreye dağılmalarını işaret ettikten sonra kendi düz bir şekil de ilerlemeye devam etti. Kana bulanan bıçağını yerine geri koyarken belinde ki tabancasını kavradı . Elinde ki tabancanın tanıdık ağırlığıyla birlikte ilerlerken keskin mavi gözleri zifiri karanlık geceyi tarıyor , her hangi bir hareket olup olmadığını seziyordu. Bakışlarını yan tarafa çevirmişti ki üzerine atlayan adamla birlikte yere devrildi ve üniforması toza toprağa bulanırken , üzerine çıkıp boğazını sıkan adamın ellerinden kurtulmaya çalıştı. Şimdi düşmanıyla karşılıklı soluklarını kesmeye çalışırken Zeynel'in hırıltılı , kesik nefes sesleri tepesinde ki adamınkine karıştı.Geriye çektiği dizini sertçe adamın kasıklarına geçirirken yana devrilen adamın doğrulmasına fırsat vermeden baldırında asılı duran kanlı bıçağını çıkardı ve adamın şah damarını tek hamlede kesti. Sadece bir kaç saniye çırpınan adamın bedeni sonunda hareketsizleşince Zeynel küfrederek yerden doğruldu , bir yandan da kızaran boynunu ovalıyordu. Kanlı bıçağını adamın üzerine sürüp temizledikten sonra yerine geri koydu ve yere düşen tabancasını eline alıp ilerlemeye devam etti. Çok geçmeden bir kaç ses duyunca istediği yere yaklaştığını anladı. Bu sırada yavaşça etrafında toplanan askerleriyle göz göze geldi ve yakasından çıkardığı telsizi eline aldı.
"Ali , görüş açın nasıl ? " Yüksek bir tepede bekleyen keskin nişancı , komutanın çağrısı ile gözünü kısa bir an hedeften ayırdı.
"İyi komutanım. Çevredeki adamları indiririm ama anında karşılık vereceklerdir . Sayıları da oldukça fazla . "
"Tamam Ali , işaretimi bekle . "
"Peki komutanım. " Zeynel telsizi yerine takarken yanında gelen Murat'a döndü. " Cabbar denen iti sağ almalıyız. "
"Valla sağ alırız da sonra sen onu sağ bırakır mısın onu bilemedim işte " Zeynel arkadaşının alaylı sesiyle tebessüm ederken , bundan kendi de emin olamadı. Emin olduğu tek şey ise o Cabbar denen itten patlayıcıların yerini öğreneceğiydi.
Telsizi tekrar eline alırken , "Başlıyoruz . "dedi ve aynı anda Ali'nin attığı kurşunla adamlardan biri alnından vurulup yere düştü. Onu bir kaçı daha takip ederken , Zeynel ve askerleri olduklar yerden yaylım ateşine başladılar. Anında karşılık gelirken aralarında şiddetli bir çatışma başladı.
Sessiz gece kurşun sesleriyle bölünürken dakikalar süren bir çatışmanın ardından teröristlerin çoğu ölürken bir kaçı canlı bir şekilde ele geçirildi. Zeynel'in özellikle istediği Cabbar ise son anda kendi kafasına sıkacakken engellenmiş ve ele geçirilmişti .
Zeynel silahını beline yerleştirirken adamlarına kısa bir göz attı ve iyi olduklarına kanat getirdikten sonra Arapça bir şeyler söyleyen adama yaklaşıp attığı yumrukla adamın sesinin kesilmesini sağladı. Bayılan adama bakarken " Şerefsiz " diye mırıldandı. Hemen ardından biraz ileride ki iki askerine seslendi .
"Sefa , Aydın gelin şu pisliği kaldırın ve güzelce bağlayın . "
" Emredersiniz Komutanım. "
Bir saatin sonunda Zeynel ve emrinde ki askerleri karargah olarak kullandıkları alana vardıklarında Zeynel Cabbar denen adamın işini görmeden önce kendi köşesine çekildi ve bıçağıyla tabancasını temizlemeye başladı. Kana ve toza bulanan üniforması için şuanlık yapacak bir şeyi yoktu. Bıçağını temizleme işini bitirip yerine takarken yanına gelen Murat'a kısa bir bakış atıp işine devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbimdeki Minik Sevdam (Aşkın Serisi * 4 )
RomanceBir kız düşünün 1.50 boylarında , turuncu saçlı , büyük yeşil gözlü. Ufak ama tam bir başbelası. Zeynel onu ilk gördüğünde anlamıştı bu kızın yürüyen bir baş belası olduğunu ama nereden bilebilirdi ki bu minik belanın o günden sonra tekrar karşısına...