Zeliş ayağında ki tavşanlı terlikleri ile evine girdiğinde gülümseyerek arkasını dönüp Zeynel'e baktı.
"İçeri gelmek ister misin ? Tabi işin varsa .." Zeliş daha sözlerini bitirmeden Zeynel gülümseyerek kızı kollarının arasına alıp içeriye girdi.
"Benim senden önemli işim mi var ki. " derken Zeliş'in turuncu saçlarını koklayıp , öptü .
Zeliş mutlulukla kollarını Zeynel'e sarıp başını göğsüne yaslasa da saati hatırlayınca hızla adamdan uzaklaştı. Ve odasına doğru giderken bağırmayı da ihmal etmedi.
"Ben hemen üzerimi değiştirip geliyorum . " Odasına geçer geçmez üzerine koyu renk bir tulum giydi ve pembe fularını boynuna dolayıp , turuncu saçlarını dağınık bir örgü yapıp arkaya attı. Yüzüne düşen kıvırcık saç tutamları için yapacak bir şeyi olmazken hafif bir makyaj yapıp işini bitirdi.
Salona geçerken sessizce oturan Zeynel'in koca cüssesinin kendi küçük evinde biraz tuhaf durduğunu düşündü. Dudakları iki yana kıvrılırken adamın karşısına geçip ellerini arkada bağladı ve " Ben hazırım . " dedi.
Zeynel onu baştan aşşağıya süzdükten sonra dudağının kenarı kıvrıldı. Haşarı kız çocuklarını anımsatıyordu. Oturduğu yerden kalkıp Zeliş'i kendinde çekip sıkıca sarıldı. Kollarının arasına hapsettiği kızın minik bedenini anlamsız bir koruma iç güdüsüyle dolarken yasemin kokusunu derince içine çekti ve "Özür dilerim ." diye mırıldandı.
Zeliş'in neden diye sormasına fırsat vermeden konuşmasına devam etti .
"Seni ikinci kez terk edip gittiğim için özür dilerim ufaklık. Ama benim yüzümden zarar görmene dayanamıyordum. Seni koruyamazsam diye korktum. Sana bir şey olursa kendimi affetmezdim . Bu yüzden çekip gittim. Sandım ki ben yanımda olmazsam daha güvende olursun . "
"Yanlış düşünmüşsün ! " derken Zeliş başını Zeynel'in göğsünden kaldırıp adama çatık kaşlarıyla baktı.
Zeynel gülümseyerek kızın çatık kaşlarını düzeltmeye çalışırken Zeliş'in yüzüne yerleşen hüzünle birlikte kalbi anlamsız bir çarpıntı yaşadı.
"Beni bir daha bırakıp gidersen bu sefer bende seni bırakırım Zeynel . " Zeynel durdu ve kızın yeşil gözlerine baktı. Onun ciddi olduğunu anladığında kaşları çatılırken korktuğunu hissetti. Onun gittiğini , hayatından tamamen çıktığını düşünmek Zeynel'i korkutmuştu.
Bir an ne diyeceğini bilemez bir şekilde Zeliş'e baktı . Dudakları ufak bir tebessüm ile kıvrılırken kızın minik burnuna küçük bir öpücük bırakıp , "Bir daha seni bırakmayacağım . " dedi.
Zeliş yaşlarla parlayan gözlerini kaldırıp ona baktı . "Söz mü ? "
"Asker sözü . "
"Tamam o zaman sözümü de aldığıma göre artık çıkalım. Hem daha kırtasiyeye uğrayacağım. "
Zeynel , Zeliş'in peşinden evden çıkarken kızın kapıyı kilitlemesini izledi. Bu ev çok fazla güvensiz duruyordu. Kaşları huzursuzca çatılsa da şimdilik bir şey söylememeye karar verdi. Nasıl olsa Zeliş'i burada tek başına bırakmazdı.
"Kırtasiye de ne yapacaksın ufaklık ? " Zeliş kemerini takarken Zeynel'e baktı.
"Çocuklarla etkinlik yapacağız . Onun için bir kaç bir şey alacağım. Ama senin işin varsa ben hallederim hem okul çok uzakta değil . "
"Zeliş !"
Zeliş , onda ki kesin tavrı görünce "Tamam sustum . " dedi ve koltukta geriye yaslanıp şuan içinde bulunduğu durumu değerlendirmeye başladı. Zeynel ile SEVGİLİ OLMUŞTU ! Kaçamak bakışları yanında ki adamı bulurken dualarının kabul olduğunu düşündü . Sevdiği adamın yanındaydı. Ailesiyle bile tanışmıştı. Tamam , biraz kötü bir tanışma olmuştu ama tanışmıştı sonunda ve gördüğü kadarıyla onu sevmişlerdi de , bu Zeliş için çok önemliydi . Ve şuan hayatında her şey yolunda gidiyordu. Dudakları kıvrılırken "Allah'ım nazarlardan koru . " diye mırıldandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbimdeki Minik Sevdam (Aşkın Serisi * 4 )
RomanceBir kız düşünün 1.50 boylarında , turuncu saçlı , büyük yeşil gözlü. Ufak ama tam bir başbelası. Zeynel onu ilk gördüğünde anlamıştı bu kızın yürüyen bir baş belası olduğunu ama nereden bilebilirdi ki bu minik belanın o günden sonra tekrar karşısına...