Zeliş rastgele açtığı şarkıya eşlik ederken kendi etrafında kısa bir tur dönüp elinde ki zeytin tabağını sofraya yerleştirdi. Onun ardından birkaç bir şeyi daha sofraya eklendiğinde kahvaltıyı hazırlamıştı. Çayları bardaklara doldururken dudaklarına takılan o mısraları mırıldanmaya devam etti.
" Seni sevmek günah mı ?
Tanrı duyar ya bütün duaları
Yoksa beni senden ayrı koyar mı ? "
"Seni sevmek günah ise Allah affetsin ben bu günahı çoktan işledim. "Zeliş , Zeynel'in sesiyle yerinden sıçrarken elinde ki çaydanlığı masaya bırakıp ona döndü. Duydukları onda şaşkınlık yaratırken yüzüne yayılan gülümseme ondan bağımsız gerçekleşmişti. Bakışları karşısında ki adamın yüzünde gezinirken derin bir soluk alıp sesli bir şekilde bıraktı . Bu hareketi Zeynel'in dudağının kenarının arsızca kırılmasına neden oldu.
"Bu yaptığın haksızlık! "
"Ne haksızlık ? " diye sorarken Zeynel uzanıp kızın buruşturduğu burnunu sıkıp , ucuna minik bir öpücük bıraktı.
"Bu işte ! Bu yaptığın ! Bana yaklaşıp , güzel şeyler söylüyorsun ve hop benim nöronlar arası bağlantı kopuyor . " Zeynel onun bu tatlı çıkışına ve anlatırkenki jest ve mimiklerine bakıp büyük bir kahkaha attı. Bu kız hayatına neşe kaynağıydı. Nasıl beceriyordu bilmiyordu ama o büyük yeşil gözlerini açıp Zeynel'e bakması bile onu mutlu etmeye yetiyordu.
Zeliş hayran hayran karşısında ki adama bakarken aralarında ki o iki adımlık mesafeyi kapatıp kollarını beline sarıp ona sıkıca sarıldı. Onun büyük cüssesinin yanında ufak kalan bedeni komik ama bir o kadar da güzel bir görüntüye neden olurken Zeynel aniden kendisine sarılan ufaklık la birlikte gülmesine ara verip kollarını ona sardı ve başını saçlarına yaslayıp yasemin kokusunu derince soludu.
"Seni seviyorum mavi gözlü dev adam . " Zeynel onun bu içten itirafı ile biran duraksadı ve güzel bir tebessümün dudaklarına yerleşmesine izin verdi. Onu daha çok sararken içine arsızca sızan o sıcak ve yakıcı histen anlamsız bir keyif aldı.
"Bende ..bende seni seviyorum ufaklık. "
.....
O güzel kahvaltıdan sonra Zeliş ve Zeynel birlikte alışverişe çıkmış öncelikli olarak bir yatak odası takımı almışlardı. Zeliş'in tercihi beyaz renkli bir yatak , dolap ve ayaklı boydan bir aynaya sahip ufak yatak odası takımından yana olmuştu. Ardından büyük bir alışveriş merkezine gidip el ele tüm mağazaları dolaşmış ve Zeynel'in ısrarıyla bir kaç bir şey almışlardı. Bu süre zarfında birbirlerine hayatlarını tamamıyla açmışlardı. Bu konuşma alışveriş yaparken de oturup yemek yerken de devam etti. Taki artık ikisi de anlatacak bir şey bulamayana kadar .
Sonunda alışveriş merkezinden çıkacakken Zeliş , Zeynel'in elinden tutup onu markete doğru sürükledi.
"Alışveriş yapmalıyız . Annenle babanı yemeğe davet etmek istiyorum. "
Zeynel onun bu telaşına gülerken onu tutup kendine çekti ve kolunun altına alıp markete girdi. "Sakin ol ufaklık . " derken kendisinden ayrılıp raflara yönelen Zeliş'i aldığı alışveriş arabasıyla birlikte takip etti. Ve bir süre sonra hayretle durup içinde bulunduğu duruma baktı. Dudaklarında garip bir gülümseme yer ederken raflardan bir şey alıp arabaya koyarken ona bir şey anlatan Zeliş'e bakıp sakallarını ovuşturdu. Asla olabileceğini düşünmediği bir haldeydi. Zeynel hayatının hep ya dağlarda ya da barında geçeceğini düşünmüştü . O , Zeliş gelene kadar evine bile doğru düzgün uğramayan bir adamdı. Şimdi bulunduğu durum garipti . Hemde fazlasıyla . Çünkü ona bir süre önce bu halde olacağını söyleseler kesinlikle inanmazdı. Çünkü Zeynel ölümünün bile kör bir kurşun ile onu yalnızken bulacağını düşünmüştü. Dağda ya da mekanın da ..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbimdeki Minik Sevdam (Aşkın Serisi * 4 )
RomanceBir kız düşünün 1.50 boylarında , turuncu saçlı , büyük yeşil gözlü. Ufak ama tam bir başbelası. Zeynel onu ilk gördüğünde anlamıştı bu kızın yürüyen bir baş belası olduğunu ama nereden bilebilirdi ki bu minik belanın o günden sonra tekrar karşısına...