Zeliş sabah gözlerini açtığında kendini sıcacık kolların arasında buldu ve Zeynel'in huzurlu yüzüyle karşı karşıya geldi.Onun yüzünde ki bu huzurlu ifade Zeliş'in dudaklarının kıvrılmasına sebep olurken elini uzatıp sakallarının çevrelediği yüzünü okşadı. Eline batan sakalları dudaklarından ufak kıkırtının kaçmasına neden oldu. Ardında yaramaz bir çocuk gibi saçlarıyla oynamaya başladı. Aslında Zeynel'in çoktan uyandığının farkındaydı. Çünkü biliyordu ki uykusu çok afifti ama onun bu sessizliğinden istifade çok sevdiği saçlarıyla oynuyordu. Saçlarının bu kadar yumuşak olması onu şaşırtırken önüne düşen percemlerini tutup geriye itti ve tekrar düşünce aynı hareketi tekrarladı. Dudaklarından bir kıkırtı daha kaçarken Zeynel'in gözlerini açmış onu izlediğini fark etti. Ama bakışları Zeynel'in mavi harelerine takılır takılmaz derin bir soluk aldı. Adamın gözleri öylesine güzeldi ki Zeliş bunu tasvir edecek bir kelime bulamıyordu. Bir de kendisine böyle bakmıyor muydu , Zeliş eriyip gidiyordu karşısında .
"Günaydın yaramaz ufaklık . " Zeliş'in dudakları güzel bir tebessüme eşlik etmek için kıvrılırken "Günaydın . " diye mırıldandı ama bir eli hâlâ adamın saçlarının arasındaydı.
"Seni ben mi uyandırdım ? "
"Sayılır . Daha önce kalkmıştım ama tekrar dalmaya çalışıyordum fakat benim yaramaz sevgilim uslu durmadı ."
Zeliş nedensiz bir şekilde kızarırken , Zeynel'in muzip bakışlarından kaçmak için başını onun göğsüne sakladı. Bu hareketi karşısında Zeynel kahkaha atarken Zeliş onun biraz sonra kendisiyle alay edeceğini bildiği için yataktan kalkıp kaçmaya çalıştı fakat kolunu kavrayıp onu hızlıca yatağa geri yatıran adamla tüm planları başlamadan bitmiş oldu.
"Nereye kaçıyorsunuz küçük hanım ? "
"Kahvaltı hazırlayacağım dev adam . "
"Öyle mi? "
"Öyle . Hem daha temizlik yapılacak , akşam için yemekler hazırlanacak yani bugün yapacak çok işim var . Bu yüzden izninizle kalkmam gerekiyor . "
"Peki ben size nasıl yardımcı olabilirim hanımefendi ? "
"Tabi ki de kahvaltı hazırlamama yardım ederek . Çünkü ben çok acıktım. "
"Öyleyse istikamet mutfak . " diyen Zeynel'in bir anda kendisini kucaklamasıyla ufak bir çığlık atarken kollarını boynuna doladı ve kendisini mutfağa doğru götüren adama bakıp kahkaha attı. Bu adamı çok seviyordu .
Zeynel'in kollarından indiğinde askıda ki iki önlüğü de alıp birini Zeynel'e uzattı fakat adam onu yerine geri bıraktı kendisiyse önlüğü taktı ve ilk önce televizyondan bir müzik kanalı açtı. Gülşen'in sesi tüm odada son ses yankılanırken çay suyunu koydu ve salatalık ve domates doğrayan adama hayran hayran bakarak patatesleri soymaya başladı. Kahvaltı için biraz patates kızartabilirdi.
"Bana bakışların gururumu okşuyor ufaklık ama elini kesebilirsin. " Zeliş , Zeynel'in sesi ile kendine gelirken anında ısısı artan yanaklarını eller ile kapatıp çatık kaşlarla ona baktı.
"Ben sana bakmıyordum bir kere . "
"Neye bakıyordun sevgilim ? "
"Tabi ki de salatalığa . " derken tabaktan aldığı salatalığı ağzına atıp çiğnemeye başladı. Fakat tam o sırada Zeynel gelip ona belinden sarılınca ağzında ki lokmayı zorlukla yutabildi.
Zeynel çenesini kızın minik omuzuna yaslayıp , "Seni küçük yalancı . " diye mırıldandı . Zeliş , 'ben yalancı değilim ' demek için dudaklarını aralamıştı ki çalan kapıyı fırsat bilerek Zeynel'in kollarından sıyrılıp kapıyı açmaya gitti. Üzerinde ki pijamaların varlığını unutarak kapıyı açtı ve gülümseyerek kendisine bakan Kamil ile karşı karşıya geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbimdeki Minik Sevdam (Aşkın Serisi * 4 )
RomanceBir kız düşünün 1.50 boylarında , turuncu saçlı , büyük yeşil gözlü. Ufak ama tam bir başbelası. Zeynel onu ilk gördüğünde anlamıştı bu kızın yürüyen bir baş belası olduğunu ama nereden bilebilirdi ki bu minik belanın o günden sonra tekrar karşısına...