Zeliş eve geldiğinde onu bekleyen ailesinin sevgi çemberi içinde buldu kendini . Yengesi ve dayısı onun yanında ayrılmazken Nurten Anne yaptığı sıcacık çorbayı getirmiş ve Zeliş'in içmesini sağlamıştı. Pars Babası sürekli bir şey isteyip istemediğini sormuş Zeliş de onların bu ilgisine karşılık sevgiyle gülümseyip istemediğini söylememişti. Herkes onu ne kadar özlediğini söylüyor fakat kimse olayın detaylarına girmiyordu. Zeliş onların kendisini üzmek istediğini anlamış ve bu anlayışlarına sevinmişti. Çünkü şuan saatlerce içinde kaldığı o karanlık odayı ve başına dayanan silahın metalini düşünmek istemiyordu. Aslında şuan yapmak istediği iki şey vardı. Sıcak bir duş almak ve karşısında oturmuş ona sıcacık bakan adamın kollarında uyumak . Ve sanki içeridekiler onu anlamış gibi ayağa kalkıp artık gitmeleri gerektiğini söyledi. Bu gece Dayısı ve Yengesi de anne ve babasında misafir kalacaktı. Zeliş onların Zeynel ile yalnız kalmasına izin vermesine mutlu oldu. Çünkü şuan en çok ihtiyacı olduğu insan sevdiği adamdı.
Yengesi , dayısı , annesi ve babası onu öptükten sonra Zeynel onları uğurlamak için kapıya gitti. Zeliş başını koltuğa yaslayıp gözlerini kapattı ve Zeynel'in yanına gelmesini bekledi. Kısa bir süre sonra yanağında hissettiği dokunuşla gözlerini aralayıp karşısında ki adama baktı. Onun masmavi gözlerinde kendisini tekrardan bulurken bir süre ikiside tek kelime etmeden bir birlerinin gözlerine baktılar. Daha sonra bu sessizliği bozan Zeynel'in sesi oldu.
"Hadi ufaklık güzel bir duş al . İyi gelecektir . " Zeliş ona minnetle bakıp gülümsedi ve oturduğu yerden kalkıp duş almak için banyoya geçti. Üzerinde ki kirli kıyafetlerden kurtulup sıcak suyun altına girdiğinde mutlulukla gülümsedi. Üzerinden akan su onu rahatlatırken bir süre suyun keyfini çıkarıp banyodan çıktı ve bedenini havluya sarıp hızla odasına geçti. Üzerine pembe pijama altlıklarından birini giyip beyaz v yaka kısa kollu bir tişört geçirdi . Saçlarını taramak için yatağına oturmuştu ki tıklatılan kapıya bakıp gülümsedi.
"Gelebilirsin Zeynel . " İçeri giren adama bakarken onun üzerini değiştirip rahat bir şeyler giymiş olduğunu fark etti. Elinde ki tarağı yatağın üzerine bırakırken yanına gelen Zeynel'in arkasına geçip yatağa oturmasını ve eline aldığı tarak ile saçlarını taramasını şaşkınlıkla izledi.
"Zeynel ."
"Hişt ! " diyerek onun sözünü kesen adamla sessiz olup saçlarını taramasına izin verdi. Öylesine nazik ve öylesine yumuşaktı ki dokunuşları Zeliş'in içi titredi . Hiç bu kadar kıymetli hissetmemişti kendini. Gözleri dolu dolu olurken sadece bir kaç saat önce Zeynel ile tamamen ayrılacak olduğunu hatırladı. Saçlarında hissettiği dokunuşla gözünden bir damla yaş kayıp gitti. Zeynel taramayı bitirmiş özenle saçlarını okşuyordu.
"Seni bir daha göremeyeceğim sandım . " derken dolu dolu olmuş gözleriyle arkasına dönüp Zeynel ile göz göze geldi. Bedenini ufak bir titreme alırken onu kollarıyla saran adama sıkıca sarıldı. Başını göğsüne yasladığında bir kaç damlanın daha düşmesine izin verdi. "Çok korktum Zeynel . Ölmekten değil ama senden ayrılmaktan korktum. "
"Bende korktum ufaklık . Hayatım da hiç korkmadığım kadar çok korktum. Seni bir daha göremeyecek olmanın düşüncesi çok boktan bir şeydi . " Zeliş başını onun göğsünden kaldırıp Zeynel'in hafif uzamış sakallarını okşadı. Dudakları Zeynel'in yanağına değerken gözlerini kapatıp fısıldadı . "Seni seviyorum . "
Zeynel başını kaldırdığında gözlerini açıp onun mavi harelerine baktı ve yutkundu. Dudaklarına değen dudaklara ek olarak bedenine değen eller onu amansız bir yangına sürüklüyordu. Zeynel'in dudakları kendi dudaklarına baskı uygularken gözlerini kapatıp kendini bu sıcak hisse bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbimdeki Minik Sevdam (Aşkın Serisi * 4 )
RomanceBir kız düşünün 1.50 boylarında , turuncu saçlı , büyük yeşil gözlü. Ufak ama tam bir başbelası. Zeynel onu ilk gördüğünde anlamıştı bu kızın yürüyen bir baş belası olduğunu ama nereden bilebilirdi ki bu minik belanın o günden sonra tekrar karşısına...