Bazı anlar vardır . O kadar güzellerdir ki zaman dursun isteriz . Dursun ve tekrar o ölüm geri sayımına başlamasın. Çünkü geçen her saniye ölüme doğru atılan bir adımdan ibarettir . Büyüyoruz sanırız ama aslında ölüme adımlıyoruzdur . İşte Dünyanın bir ucunda yer alan bu küçük köyde şuan zamanın durmasını isteyen kişi Zeliş'den başkası değildi. Dudakları gülmekten ağırmaya başlarken ve sesi attığı kahkahalarla kısılırken akrep ve yelkovanın hareket etmeyi kesmesini ve bu zaman dilimine Zeynelle birlikte hapsolmayı diledi.
"Daha hızlı Zeynel . Çok daha hızlı . " Zeliş kahkahalar arasında bağırırken sıkıca kavradığı iplerle yüzüne çarpan havanın mutluluğuyla kahkahalar atmaya devam etti .
Zeynel , salıncağı biraz daha hızlı sallarken Zeliş'in çocuksu mutluluğuna şahit oluyor , attığı şen kahkahaları dinliyordu. Kızda ki çocuksu mutluluk onun gülümsemesini sağlarken gözleri kızın savrulan saçlarındaydı.
Çok .. güzeldi..
"Daha hızlı Zeynel . Daha hızlı . Uçur beni . " Zeynel , Zeliş'in dudaklarından dökülen ismiyle kısa bir an duraksasada salıncağı biraz daha hızlı itti .
"Daha ne kadar hızlı salayayım ufaklık? "
"Çok , çok ama çok hızlı salla . Ellerim bulutlara deysin . "
"Bu mümkün değil ufaklık . " derken Zeynel sonunda kızın bu tatlılığına dayanamayıp kahkaha atmıştı.
"Olsun sen yinede salla ben değdiğini hayal ediyorum ben . " derken Zeliş gözlerini açıp önünde uzanan denize baktı. Fakat aklına gelen ilk şey şuan onu sallayan adamın mavi gözleri oldu . 'Onun gözleri bu denizden bile güzel ' derken yüzüne yayılan gülümseme büyüdü. İleri geri sallanan salıncağın etkisiyle saçları dağılıp dört bir yana saçılmış ve bu Zeliş'e farkında olmadığı bir güzellik katmıştı.
Ama Zeynel farkındaydı . Bu kız güzeldi . Ve bu , doğal bir güzellikti. Zeliş'in kalbinin güzelliği yüzüne yansımıştı. Zeynel düşüncelerinin saptığı noktaların ucunu artık kestiremez olduğun da kaşları çatıldı ve sallamayı bırakıp bir adım geri gitti . Ne yapıyordu ?! Sahi , o şuan burada ne yapıyordu ? Ve bu saçma düşüncelerde neyin nesiydi ? Bu kız ile neden bu kadar ilgileniyordu ? Onu neden böyle inceliyor ve en önemlisi aldığı bu yasemin kokusunu daha derin solumayı neden istiyordu ?
Saçmalıktı ! O gidecekti. Sadece bir kaç gün daha buradaydı ve sonra gidecekti . Gidecek ve bir daha bu ufaklığı görmeyecekti. Ve Zeynel bundan memnundu . Zaten neden memnun olmayacaktı ki ? Evine , hayatına dönecekti. Burası onun ait olduğu bir yer değildi . Kendi karanlık hayatına göre burası fazla renkliydi . Zeliş fazla renkliydi ..
Zeynel geceydi , Zeliş gündüz. Zeynel yeryüzüne çöken sisti , Zeliş yağmurdan sonra açığa çıkan gökkuşağı . Onlar bambaşka hayatlarda bambaşka insanlardı. Bu hayatta onlara aynı rol biçilmemişti. Çünkü biri mutluluksa diğeri hüzündü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbimdeki Minik Sevdam (Aşkın Serisi * 4 )
RomanceBir kız düşünün 1.50 boylarında , turuncu saçlı , büyük yeşil gözlü. Ufak ama tam bir başbelası. Zeynel onu ilk gördüğünde anlamıştı bu kızın yürüyen bir baş belası olduğunu ama nereden bilebilirdi ki bu minik belanın o günden sonra tekrar karşısına...