Yorum ve oy vermeyi unutmayın... :D
ASYA'NIN AĞZINDAN;
Korkut'a ne kadar seslensem de nafileydi. Sürekli annesine sesleniyordu.Ayağa kalktı ve bağırmaya başladı hemen ardından da ağlamaya.
Hemen videoyu kapattım ve yanına ilerledim.Sanki beni duymuyordu.Yüzündeki o ifadeyi ömrüm boyunca unutmayacağım.Annesine muhtaç bir çocuktu o.Acı çekiyordu.
Korkmaya başladım ve hemen ambulansı aradım.Başımı Korkut'a doğru çevirdiğimde yere oturmuş, kafasını öne eğmiş ağlıyordu. Önüne geçerek yere oturdum ve ona seslenmeye devam ettim.
"Anne." dedi ve hemen arkasından "Yanına geliyorum."diyerek gözlerini kapattı. Hala cevap alamadığım halde ona seslenmeye devam ettim.Başka çarem var mıydı? Ne yapacağımı bilmiyordum. Bende ağlamaya başladım.Artık gözlerini kapatmış ve sanki dünya ile bütün ilişkisini kesmişti.
Ani şekilde kendisini bıraktı ve yere düştü.Sanki karşımda cansız bir beden duruyordu.Ona seslenmeye devam ettim.Korkum ikiye katlanmıştı.Ruhu bedenini terk etmişti.Bu ne demek oluyordu? Yoksa beni burada bırakıp gidecek miydi?Çok uzaklara...
Buna izin veremem.Ayağa kalktım ve telefonu tekrar elim alarak rehbere bakınmaya başladım.Arayacak kimse yoktu. Yasemin ablayı arasam eminim ki çok korkacaktı ve ben şu an ona ne söyleyeceğimi bile bilmiyordum.
Tekrar Korkut'un yanına gittim ve ona uyandırmaya çalıştım.Ben çabalarken zil çaldı.Hemen ayağa kalktım ve kapıya doğru koştum.Açar açmaz görevliler içeri girdiler ve Korkut'u sedyeye yatırdıkları gibi evden çıktılar.Ben de hemen onların arkasından gittim.
Hastaneye gittiğimizde Korkut hala sedyede ve gözleri kapalı bir şekilde öylece yatıyordu.Parmak uçlarıma kadar korkuyordum.Onu kaybetmekten korkuyordum.
Bir odaya aldılar.Kapı yüzüme kapandığında ağlamam iki katına çıkmıştı.Onu göremiyordum.Odadan bağırtılar geliyordu.Kapının yanında ki duvara yaslandım.Ağzımı ellerimle kapattım.Ağladığımı duyarsa üzülürdü.
Bacaklarımın artık beni taşıyacak durumda olmadığını anladığımda yere doğru yavaşça oturdum. Bitmişlik hissi basmıştı her yerimi.Ben bitersem Korkut orada ne yapacaktı?
Korkut o odada yalnızdı.Benim sesimi duymazsa geri dönmezdi.Olmadığımı düşünür ve giderdi...
Ayağa kalktım ve kilitlenmiş olan kapının kulpunu tutarak kapıyı zorlamaya başladım ama açılmıyordu.Sesimi duyurmam lazımdı.Yalnız olmadığını, onu beklediğimi bilmesi gerekiyordu. Yumruğumu sıktım ve kapıya vurmaya başladım.Kapı benim kaderimdi.Ben kaderime razı değildim ki. Yumruklarım daha çovaldığı da bağırdım "Korkut gitme." dedim.
Neden gözyaşlarım sel oldu?
Ne yaparsam yapıyım kapıyı kimse açmamıştı. Ne içeriden birisi çıkmıştı ne de birisinin girmesine izin vermişlerdi.Hayatım boyunca en çaresiz kaldığım zamanı Korkut'un yüzüne havai fişek patlattığım zaman zannediyordum ama yanılmışım hiçbir zaman böyle çaresiz, böyle aciz olmadım.
Bildiğiniz kelimelerin kifayetsiz kaldığı noktadaydım.Bir uçurumun kenarı ve Korkut o uçurumdan düştü düşecek.Ne kadar elimi uzatsam da, onu kurtarmaya alışsam da buna izin vermiyordu. Uçurumdan atlamak istiyordu.Uçurumun sonunda annesi olduğunu düşünüyordu.
Artık dayanacak gücüm kalmadığında odadan gelen seslerde gittikçe azalıyordu.Adeta ölüm hükmü veriliyordu.Ne zor dakikalar.Ölüm gibi...
Kalbim yerinden çıkacakmış gibi atmayı bıraktı sanki artık bedenimden dışarıda atıyordu.Gözlerim bir nehir gibi sürüklüyordu acılarımı.Nereye gittiklerini bilmeyen acılarım, korkuların,hüzünlerim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAHA ALIŞMAK
RomanceMerhaba küçüklüğüm, bu sana en büyük hediyem. Şimdi ben buralarda yokum ama sen her gece o küçük pencereden bakıp bana seslenebilirsin. Bana seslendiğin her zaman bunu duyacağım. Çünkü ben senin kalbindeyim. Unutma, sadece geceleri seslen. Sadece ge...