bb :: twentyone

727 66 58
                                    

Gözlerimi Niall'ın üzerinde tuttum, ağabeyimin yüzüne nasıl bakacağımı bilmiyordum. Niall ise doğrudan ağabeyime bakıyordu ve bakışlarındaki anlamı çıkarmak imkansız gibiydi. Bu yüzden bununla ilgili hiçbir yorumda bulunmak istemiyordum.

Bu kadar çekinecek ne vardı ki? Niall benim sevgilimdi ve ağabeyim bunu biliyordu... Biliyor muydu? Aylar önce lunapark dönüşündeki konuşmamız sayesinde sevdiğimi biliyordu ama sevgili olduğumuzu biliyor muydu, bilmiyordum.

Kendimde birazcık cesaret bulabildiğimde gözlerimi ağabeyime çevirdim. Ela gözlerini Niall'ın üzerinde tutuyordu fakat gözlerimin onun üzerinde gezinmesiyle o da bana çevirdi. Gözleri bir süre ikimizin üzerinde turladı.

"Yiyişeceğiniz yere dikkat edin."

Tek bir cümleyle beraber arkasını dönerek salondan çıktı ve çıkmasıyla arkasında iki şaşkın insan bıraktı.

"Malik... Az önce Zayn bizi yakaladı ve kızmadı mı? Yoksa ben mi yanlış duydum?"

"Niall..." dedim aynı şekilde. "Az önce ağabeyim bizi yakaladı ve kızmadı mı? Yoksa ben mi yanlış duydum?"

Aynı anda gülmeye başladık, çünkü cidden akıl almaz bir durumdu ve ikimiz de sonunun böyle olmasını beklemiyorduk.

Duvarla bütünleşmiş olan sırtımı duvardan ayırdığımda Niall ile beraber koltuklara geçtik ama farklı koltuklara oturmuştuk. Tekrar bir 'Yakalanma' vakasını kaldıramazdım.

"Kesinlikle böyle bir tepki vereceğini beklemezdim."

Ellerimi birbirleriyle kavuşturup ovuşturdum birkaç saniye, anılar aklıma geliyorlardı ama üzülme vaktim değildi. Acı çekme vaktim, hiç değildi.

"Ben çok kızmayacağını tahmin ediyordum," dedim. "Ama hiç kızmayacağı aklımın ucundan bile geçmezdi."

"Öyle mi dersin..." Yan koltuktan kalkıp yanıma oturduğunda kalbimin ritmi de hızlanmaya başlamıştı. Gerçekten yakınıma oturmuştu, başımı önüme eğdiğimde ise tek amacım utangaçlığımı gizlemekti.

"Ağabeyim her an gelebilir..." diye mırıldandım, gözlerimi kırpmayacak duruma gelmiştim, saçmalıyordum. "Bu sefer kızabilir..."

Yüzünü saçlarımın ötesinde hissettiğimde yüzlerimizin arasında tekrardan sadece santimler vardı ve başımı çevirirsem ve o anda ağabeyim gelirse durumumuz bu sefer daha deminki kadar iyi olmayabilirdi.

"Senden uzak durmayacağımı söylemiştim," Birkaç parmağı çeneme dokundu ve başımı kaldırıp ona çevirmemi sağladı. "Durmayacağım, Malik." Dudaklarını saniyelik dudaklarıma dokundurup çektiğinde kalbimin durduğunu sandım. Gerçekten, durduğunu.

Kendime gelene kadar ağabeyim gelmezse iyi olurdu. Gözlerimi kapattım ve derin bir nefes almaya çalıştım. "Zayn... gelecek..." Gözlerimi açıp aniden ondan uzaklaştım, koltuğun en ucuna geçmiştim. Gerçekten, Niall'ın her bana yakınlaşmasıyla sersemleşiyordum ve kendime gelmem pek de kısa sürüyor sayılmazdı.

"İşten erken geldiyse gerçekten yorgundur ve bu yüzden geleceğini sanmıyorum. Büyük bir ihtimal duşunu alıp uyuyacaktır."

Haklıydı. Bir şey demedim. Ama yine de belli olmazdı, her ihtimali düşünmek zorundaydım.

"Sahiden, Zayn neden kızmadı ve nasıl bunu tahmin edebilmiştin?"

Blue Breath | n.hHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin