Gözlerim kuru, görünürde gözyaşı yok ama yine de sanki ağlıyormuşum gibi ellerim sürekli yanaklarımın üzerinde olmayan gözyaşlarını silercesine dolanıyor.
İnsanlar... Ah insanlar; onlar kör, görmüyorlar o gülen maskenin altındaki hıçkırıklar içinde tuzlu gözyaşları yanaklarını kanatan ve kalbini boğan küçük kızı. Onlar sağır duymuyorlar tüm benliğimi umarsızca parçalayan, yıkıp geçen çığlıklarımı; dinlemiyorlar tüm acılarımı dışa vuran hüzünlü notalarımı. İnsanlar, ah insanlar; beş dakika dayanamayacakları derin sessizliklere başkalarını sonsuza kadar hapsettiklerini fark etmiyorlar.
Keşke seslenmeye çelıştıklarım duysalar da sesimi, görseler de yaptıklarını ve biraz da anlasalar bizim gibileri ama bu satırlarım da tıpkı sessiz çığlıklarım, tıpkı görünmez gözyaşlarım gibi saklı kalacak ve benim satırlarımla kirlenen her sayfa da ruhumu başka acılarla kirletecek. Ta ki gerçek mutluluk uzak diyarlardan gelip bana o bencillerin arasında merhametlilerin de olduğunu hatırlatana ve bana umudu fısıldayıp gerçek huzuru getirene kadar.
Gerçek mutluluğum olana...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhumdaki Sesler
Short StoryBazen bir anda aklıma düşen cümleler, bazen duygularımın sonucu paragraflar, bazen de herkesin bihaber olduğu hikayelerime yazdığım ama sonra silinenlerden arta kalan kelimeler... (Her bölüm çoğunlukla birbirinden bağımsız bir şekilde yazılmıştır.)...