Derin bir nefes verdim. Tükendiğimi hissettim yeniden ve yeniden. Gözlerimden damla damla yere düşerken yaşlarım, "Neden?" diye düşündüm içten içe. Neden bu kadar acıyordu canım? Neden daha bir avuç yıl kadar yaşamışken hayatı bu kadar yorgun ve tükenmiş hissediyordum kendimi? Neden bu kadar boş ve yaralı hissediyordum?
Eskiden ağladığım zamanlarda çığlıklar atmak isterdim. Ciğerlerimi parçalarcasına bağırmak, kendimi yırtarcasına içimdeki tüm acıyı çığlıklarımla kusmak isterdim. Şimdi ise gözyaşlarımın yavaş yavaş dinip kurumasını bekliyorum sessizce acımı çekerken. Artık ne yazacağımı bilmiyorum. Ne yazmam gerektiğini... Kelimelerim benim kaçış yolumdu, acılarımı ve hayal kırıklıklarımı hapsettiğim zincirlerdi kelimelerim. Cümlelerimden zindanlar yapar onları oraya hapseder ve yeniden yaşama dönerdim. Şimdi ise... Bilmiyorum, ne yapmam gerektiğini. Boşluktayım ve düşüyorum derinlere. Asitten bir okyanustayım ve batıyorum her geçen saniye dahada diplere, boğuluyorum... Uçsuz bucaksız bir karanlıkta hapsoldum ve kayboluyorum. Sanırım, ben ölüyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhumdaki Sesler
Short StoryBazen bir anda aklıma düşen cümleler, bazen duygularımın sonucu paragraflar, bazen de herkesin bihaber olduğu hikayelerime yazdığım ama sonra silinenlerden arta kalan kelimeler... (Her bölüm çoğunlukla birbirinden bağımsız bir şekilde yazılmıştır.)...