Bembeyaz kar taneleri birikip tüm renklerin üzerini bir örtü gibi sardı ve kadın dışarı baktı bir gökyüzüne bir de yeryüzüne. Kar taneleri yavaşça düşüyor güneşin ilk ışıkları tüm beyazlığa kızıl bir yansıma bırakıyordu küçük çocukları gördü bir süre sonra. Her biri atkı, bere, kazak olabildiğince sarınmış birbirlerine kar topu fırlatıyorlardı. Sonra gözüne çarptı tıpkı onun gibi pencerede oturup aşağıda oynayanları imrenerek izleyen çapraz binadaki çocuk. Önce biraz izledi sonra pencereleri saydı ardından yerinden kalkıp dolabın üzerindeki tozlu kutuyu aldı içinde bir çift küçük kar eldiveni vardı kağıda bir şeyler yazıp katladı ve askılıktaki kendi montunu şapkasını ve eldivenlerini giyip evden çıktı. Hemen çaprazdaki binaya girip dördüncü kata çıktı ve kağıdı kutunun üzerine koyup zile bastı ve merdivenlerden inip kapıyı görecek şekilde saklandı. Kapıyı küçük bir kız açıp dışarı bakmadan,
"Ben baktım büyükanne." diye seslendi dışarıdaki kutuyu gördüğünde eğildi ve kutunun üzerindeki kağıdı aldı kâğıtta,
"Penceredeki küçük kıza," yazıyordu kağıdı açtı, "Seni aşağıda bekliyorum eldivenlerini giy gel oynamak varken izlemekle yetinme." yazıyordu. Kız kutuyu açtı ve kutudaki eldivenleri görünce gülümsedi. Kağıdı da kutuya koyup kutuyla beraber içeri geçti. Kadın kapı kapandıktan sonra aşağı indi ve apartmanın önünde kızı beklemeye başladı. Birkaç dakika sonra üzerinde eski bir mont ve örgü bereyle atkı takmış küçük kız aşağı indi. Kadının yanına gelip onu dürttü ve eldivenleri uzattı.
"Şey, ben bunları alamam ama teşekkür ederim." eldivenleri kadının eline tutuşturduktan sonra gitmesi gerektiğini söyleyip merdivenlere yönelmişti ki kadın küçük kızı kolundan tutup engelledi.
"Dur bakalım hediyeleri geri çevirmek hiç de kibar bir davranış değil hem ayrıca buraya kadar inmişken bu güzel manzaranın tadını çıkarmadan olmaz." diyip bankın üzerinden biraz kar aldı ve onu ağzına attı. Küçük kız güldü ve o da çıplak elleriyle biraz kar alıp yedi. Kadın kızın ellerine eldivenleri geçirdikten sonra elinden tuttu ve diğer çocukların oynadığı yere yaklaşıp bir arabanın üzerinden alıp elinde yuvarlak şeklini verdiği kar topunu çocuklardan birine attı ve onun karşılık vermesiyle küçük kızla ikisi oyuna katılmış oldular. İkisi de ne kadar oynadıklarını fark etmeseler de çok eğlenmiş ve sırılsıklam olmuşlardı. Kadın küçük kızın halini gördükten sonra hasta olmaması için onu evine yollamasaydı akşama kadar oynayacakları çok belliydi. Kadının aklında ise sadece çocukluğunda ilk kez ablaları ve arkadaşlarıyla oynadığı gün aklındaydı. Çok özlemişti çocuk olmayı, aslında o günden sonra hastalanmış ateşi çıkmış ve birkaç gün hastanede seruma bağlı halde yatmıştı o günden sonra babası bir daha kar yağdığında dışarı çıkmasına izin vermemişti o gün onun çocukken ilk ve son kar topu oynayışı olmuştu. O eldivenler ise o günden kalmış onlara gözü gibi bakmıştı. Kadın küçük kızla oynadığı o günden sonra her kar yağdığında birbirlerine not bırakır ve yine sırılsıklam olana kadar oynar olmuşlardı. Kadın küçük kızın oyun arkadaşı, küçük kız da kadının çocukluğuna dönüş yolu olmuştu.
----------------
Merhaba arkadaşlar bu bölüm gibi bir hikayenin parçası gibi olan yada kısa hikaye tarzındaki bölümlerde bölüm adının başına yıldız (*) işareti koyuyorum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhumdaki Sesler
ContoBazen bir anda aklıma düşen cümleler, bazen duygularımın sonucu paragraflar, bazen de herkesin bihaber olduğu hikayelerime yazdığım ama sonra silinenlerden arta kalan kelimeler... (Her bölüm çoğunlukla birbirinden bağımsız bir şekilde yazılmıştır.)...