Gözlerini kapat. Uzaklardan gelen bir ses var, usulca kulağına melodiler fısıldayan ve bu sesi bastırmaya çalışan nazik deniz dalgaları. Burnuna doluyor o kumsalın ve mavi denizin tuzlu, huzurlu kokusu. Derin bir nefes çekiyorsun içine ve o kokuyu sonsuza dek ciğerlerinde hapsetmek istiyorsun. Usulca bir meltem esiyor denizin tuzlu suyuyla ıslanmış teninden ve saçlarına karışıp gidiyor. Kum taneleri yapışıyor bacaklarına ama bu rahatsızlıktan ziyade huzur ve mutluluktan başka bir şey getirmiyor sana. Uzaklarda birkaç tane çocuk var, oyun oynayan. Onların o mutlu kahkahaları müziği ve dalga seslerini aşarak kulaklarına ulaşıyor. Gözlerinde mutlu bir ışıldama ve dudaklarında özlemle dolu bir tebessüm var. Oradasın sen, kimsenin dokunamadığı ve hiçbir kötülüğün daha zarar veremediği halinle orada oynayan haline bakıyorsun sen. Çocukluğunu izliyorsun özlem ve mutlulukla. Ve bir anlığına bile olsa sadece o dakikalarda tekrar o çocuk olabiliyorsun, tekrar o saf ve acılarla karşılaşmamış çocuk oluyorsun her şeyi unutup...
Hatırla artık o unuttuğun mutlu günleri. Hatırla nasıl gülümsediğini. O küçük çocuk hala orada ve sen onu o ruhundaki acı karanlığından tekrar gün yüzüne çıkarabilirsin. Başkaları için sahte gülümsemelere ihtiyacın yok! Çünkü sen hepsinden daha güzel kahkahalara sahipsin. Tek ihtiyacın hatırlamak, o güzel günleri...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhumdaki Sesler
Короткий рассказBazen bir anda aklıma düşen cümleler, bazen duygularımın sonucu paragraflar, bazen de herkesin bihaber olduğu hikayelerime yazdığım ama sonra silinenlerden arta kalan kelimeler... (Her bölüm çoğunlukla birbirinden bağımsız bir şekilde yazılmıştır.)...