Louis ve Harry Agueda'nın evinden ayrılmışlar ve yemek yemek için bir kafeye gitmişlerdi. Louis'nin yüzünden hala şaşkın ve endişeli olduğu belli oluyordu fakat Harry'e bakıldığında halinden oldukça memnun gözüküyordu.
''Pekala, mutlu olmanı gerçekten istiyorum fakat bu kadar mutlu olman garip geliyor.'' Harry cevap vermedi. Hala gülümsüyor ve içinden şarkı mırıldanıyordu. Kolunu Louis'nin beline doladı ve gözlerini ona çevirdi.
''Bence kutlama yapmalıyız.''
''Sence de kutlama yapmadan önce olayı konuşmamız gerekmez mi?'' Louis hala verdikleri ani karardan endişeliydi. Harry daha sabah ona bu kadar sinirliyken şuan bu kadar mutlu olması garip geliyordu. Sorgulamaması gerekirdi belki de fakat çocuk yetiştirebilmek ciddi bir şeydi.
''Kararımızı çoktan verdik, üstelik uzun süredir birlikteyiz. Daha fazla konuşmadan bir bara gitmeliyiz.'' Harry Louis'nin daha fazla konuşmasına izin vermeden önlerinden geçen taksiyi durdurdu.
Taksi bir karaoke barın önünde durdu. Taksiden indiklerinde Harry şoföre bir şeyler sordu ve geri dönüp Louis'nin elini tutarak içeri girdiler. İçerisi Louis'nin tahminine göre daha sakindi. Sahnede esmer bir kadın şarkı söylüyordu. Çok kalabalık değildi ve fazlasıyla içki de kokmuyordu. Bar taburelerinde yan yana oturdular. Harry iki tane içki söyledi ve Louis'ye dönüp gülümsedi. ''Şarkı söyleyecek misin?''
''Hayır.''
''Eğlenmeye geldik biraz olsun denesen?'' Kadın sahneden indiği anda Harry Louis'yi sahneye sürükledi.
''Bunu gerçekten yapacak mıyız?'' Harry söyleyecekleri şarkıyı açarken Louis endişeli bir şekilde kalabalığa baktı. Şarkı söyleyebiliyordu, sesi güzeldi fakat insanların önüne çıkmaktan pek hoşlanmıyordu. Bruno Mars - Grenade başladığında ikisi de bu şarkıyı ne kadar uzun süredir dinlemediğini fark etti.
''Easy come easy go, that's just how you live
Oh, take, take, take it all but you never give''
Etraftaki insanların bir kısmı şarkıya eşlik ediyordu. Harry mikrofonu eline aldı ve Louis'nin yanına gidip boşta kalan eliyle ellerini birleştirdi. Harry şarkıyı Louis'nin söylemesine izin vererek tuttuğu sıcacık elleri öpmüştü.
Bu hallerini daha çok seviyordu. Her şey normaldi. Birlikte ve mutlulardı. Endişelenecek bir şeyleri yoktu.
''What you don't understand is
I'd catch a grenade for ya
Throw my hand on a blade for ya
I'd jump in front of a train for ya''
Şarkıyı bitirip etraftakilerden gelen alkışlarla yerlerine geçtiler. Harry Louis'nin elini tuttu ve gözlerinin içine baktı. ''Senin için bir albüm yazardım.'' Louis utanmıştı fakat bu anı garipleştirmemek amacıyla Harry'i öptü.
Saat 10'a geliyordu. Ellerindeki içkileri bırakıp bardan dışarı çıktılar.
''Otele gidelim mi?'' Louis bu soruyu sorduğu anda Harry'nin önceden çağırmış olduğu taksi önlerinde durdu. Louis taksiye bindi fakat Harry önce bir yere uğraması gerektiğini söyleyerek Louis'yi takside yalnız bıraktı.
--
Bundan sonraki bölümü ya da bir sonrasını final yapmayı düşünüyorum, umarım beğenirsiniz. Vote ve yorum yaparsanız çok sevinirim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Letters | Larry
Fanfiction''Eller sessiz Ses uyuşmuş Ciğerlerimi sökene kadar çığlık atmayı deniyorum Bu, durumu daha da zorlaştırıyor Sadece bu hayata sahip olabilseydik Bir tek gün daha Sadece zamanı geri alabilseydik Biliyorsun ki olacağım Senin hayatın Senin sesin Senin...