Ölümünü yaşıyordu herkeste. İçinde falan değil herkesle yaşıyordu... Öldüğünde herkesi öldürerek, bir kişiyi bile gözünün önüne almayarak yaptı. Öyle kolay değildi yaşadıkları, köküne kadar seviyordu ve saç diplerinde bile hissedebiliyordu yokluğunu ve elinden bir şey gelmiyordu, 'onu yazmaktan başka...'
"Sevmek zor geliyor sevgilim.
Çok kolay bir şeymiş gibi,
Sevebiliyor artık herkes herkesi.Sevmek çok mu kolay sevgilim?
Sevmek sadece insanı sevmek mi?
Senin toprağı sevdiğini bilmiyorlar sevgilim.Gözden uzak olan sevilmiyor.
Hep yanında istiyorlar sevdiğini.
Sen beni uzaktan da sevebiliyor musun sevgilim?Ölümü istiyor herkes sebepsizce.
Ölüm kolay mı sevgilim?
Sen bana anlat, sadece ben bileyim.Daha neler yapmalıyım sevgilim?
Kaç dua daha gerekli gelebilmek için yanına?
Bu hasret ne zaman bitecek sevgilim?Beni en çok üşüten yokluğun.
Sende üşüyor musun bensiz oralarda?
Hadi anlat bana, beni özlüyor musun sevgilim?Toprak olmak nasıl bir şey?
Susma! Anlat bana sevgilim.
Ölümü sevmek için bir sebep daha üreteyim."İsmine bakıp okudu bunları sanki gözlerine bakarcasına. Belinden silahını çıkarıp dayadı kafasına. "Geliyorum sevgilim, ölüme geliyorum" dedi. Tereddüt etmeden bastı tetiğe ve yığıldı toprağa. Kanıyla suladı sevgilisinin toprağını. Ölüm ancak bu kadar ölümsüz olabilirdi, yaşadı ve bitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİ KELİME
PoetryGüldü... Gülüşü bile canımı acıtmaya başlamıştı. İşte o zaman anladım her gülümsemenin mutluluk vermediğini.