Kaçmak istiyorum insanlardan. Yüzüne gülüp arkandan iş çevirenlerden, dert dinliyor gibi yapıp seni zerre anlamayanlardan. Seve seve yanına gittiğin insandan koşa koşa kaçmaktan, kucak açtığın insandan yumruk yemekten sıkıldım. Ne yaşadığını bilmeden dalkavukça sözlerle gelenlerden, bir de bilip acının üstüne en derin darbeyi vuranlardan sıkıldım.
Mutluluk için yanında koşturan insanların mutsuz olmanı sağlaması daha ayrı bir acı veriyor. Acına bir de sen tuz basıp izliyorsun canını yakmasını.
İnsanlar... Ne çok acıyla yüklüyüz biz. Mutluluk, huzur yok neredeyse. Ya şükür etmesini bilmiyoruz ya da elimizdekinin kıymetini bilmiyoruz. Ölüm gelince mi kıymet bilinir? Tam olarak öyle. Ölüm gelmeden kıymet bilinmez. Bir de en sevdiğinizin ölümü var ki kelimelerle anlatmak yetmez...
Velhasıl kelam hep acılar içindeyiz. Kim neyle mutlu, neyle mutsuz bilmiyoruz. Bazen kendimiz bile bilmiyoruz... Acıları, dertleri, kederleri arkamızda bırakıp derin bir nefes alıp önümüze bakmamız gerek. Kim neyle mutluysa onu onunla bırakmak gerek. Gideni gidişiyle, seveni aşkıyla, öleni toprağıyla sevmek gerek. Sorgulamadan, incelemeden, deşmeden sevmek gerek. Mutlu olmak acı çekmekten daha kolay olabilir, tercih etmek bizde. Güzel hayat için, güzel yaşa. Umarım mutluluk hayat boyu bırakmaz peşimizi.
Ey insanoğlu! Nice mutlu yıllarınız olsun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİ KELİME
PoetryGüldü... Gülüşü bile canımı acıtmaya başlamıştı. İşte o zaman anladım her gülümsemenin mutluluk vermediğini.