8.Bölüm

15.8K 495 219
                                    


Beni sevdiğini söylemişti ve ben konuşacak kelime bulamıyordum. Dudaklarım mühürlenmişti sanki. Mührü kırmaya çalışıyordum ama kıramıyordum. Bir şeyler yapmak zorundaydım. Çünkü eğer şimdi bir şey yapmazsam, bir şey söylemezsem onu sonsuza kadar kaybedecekmişim gibi hissettim. Bir şeyler söylemeliydim, çünkü onu kaybetmek isteyeceğim en son şeydi.

Kendimi bildim bileli hep umursamaz bir çocuktum. Kızların benimle ilgilenmesi, popüler çocuk olmam, notlarımın iyi olması, üniversite ve Alex hiçbir şey umurumda değildi. Ruhum balıkçı düğümü gibiydi. İnsanlar beni çözmeye çalıştıkça balıkçı düğümü tekrar düğümlenirdi. Yani anlayacağınız çözüldükçe düğümlenen bir insandım ve hep böyleydim. İnsanlar bana ulaşamazdı. Bende insanların bana ulaşmasına izin vermezdim. Kaçmak her zaman temel prensibim olmuştu. Ama David'in okyanus rengindeki gözlerini gördükten sonra daha önce hiç hissetmediğim şeyler hissetmiştim. Bir şeyler hissetmiştim bu benim için ilkti. Evet o benim ilkimdi ve ben onu kaybedemezdim. Bu yüzden derin bir nefes aldım ve dudağımdaki mührü kırarak ona ...

T:Kaçmak istedikçe sana yakalanıyorum. Söndürmek istedikçe sana yanıyorum. Kahretsin yenildim işte ben bende seni çok seviyorum David.

Ağzımdan bu sözler dökülür dökülmez dudaklarını dudaklarımla birleştirdi, sımsıkı sarıldı ve sarılmaya devam etti. Bende ona karşılık verdim. Keşke beni hiç bırakmasa dedim kendi kendime. 

Keşke bu an hiç bitmese ...

Yavaşça kollarını vücudumdan çekti ve beni daha büyük bir tutkuyla öpmeye başladı. Önce dudaklarım , sonra da vücudum yanıyordu. Bir eli ıslak saçlarımı okşarken diğer eliyle belimi kavramıştı. İkimiz de bornozluyduk. David yavaşça dudaklarını dudaklarımdan çekti. Boynumu ve köprücük kemiklerimi öpmeye başladı. Sanki çok narin bir şeye dokunuyor, kırılmasından korkuyor gibiydi. Onun bu halini görünce ürperiyordum.

O ise benim vücudumu çok narin bir şekilde öpmeye devam ediyordu. Hareket edemiyordum. Heyecandan taş kesilmiştim. Beni kucağına aldı ve yatağa kadar taşıdı ve beni yatağa kibarca yatırdı. Üzerimdeki bornozu çıkardı. Çırılçıplaktım ve ellerimi yüzümle örttüm. O ise yüzüme kapadığım ellerimi tuttu ve bana

D:Ellerini çek, yüzünü görmeme izin ver.

T:Yapamam bu çok utanç verici.

D:Sadece ben varım. Benden başka kimse görmeyecek.

T:Sen olduğun için utanç verici zaten.

D:Bu şekilde beni daha çok tahrik ediyorsun.

Haaa az önce onu tahrik ettiğimi mi söyledi? Kahretsin şimdi daha da çok utandım. O ise ellerimi yüzümden çekip yine o şeytani gülümsemesini yapmıştı. Tamamen tükenmiştim. Ona karşı savaşamaz, mücadele edemezdim, bu yüzden pes ettim ve kendimi serbest bıraktım ...

Ve tekrar dudaklarını dudaklarımla buluşturdu. Ahhh ne kadar güzel bir histi. Kız arkadaşımla öpüşürken bile iğrenirdim. Ama bu bu farklıydı. Onun dudakları çok güzeldi ve yumuşaktı. Asla kız arkadaşım olamayacak diye düşünüyordum. Bir erkeğe aşık olmak mı? Aklımın ucundan bile geçmezdi. Bunun tek mantıklı bir açıklaması vardı. 

Evet  o özeldi ...

Dudakları dudaklarımdan ayrıldı. Dudaklarını boynumda, köprücük kemiklerimde ve göğüs uçlarımda gezdirdi. Öpüyor, ısırıyor ve emiyordu ve ben inliyordum. Yavaş yavaş aşağı inmeye başladı. Göbeğimi öptü daha da aşağı indi ve erkekliğimi öpmeye başladı. İnmelerim artmıştı. Bu bu çok farklı bir histi. Tuhaftı ama çok zevkliydi. Durmasını istedim. Çünkü eğer durmazsa öleceğimi hissettim.

SENİ BIRAKMAYACAĞIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin