SENİ BIRAKMAYACAĞIM

17.Bölüm

Demek adı buydu. Sebastian Vettel. Hmm. 

Biraz önce yanımdan geçip, Harley motoruna binip, uzaklaşan herifin görüntüsünü aklıma getirmeye çalıştım. Gerçekten de harika bir görüntüsü vardı. Bal renginde saçlar, saçlarıyla uyumlu kirli bir sakal ve o mükemmel turkuaz rengi gözler. Aklıma geldikçe heyecanlanmama engel olamıyor, ürperiyordum. Düşüncelerime ara verip, yavaşça dudaklarımı aralayıp, babama

C:Peki o herif neden sana şantaj yaptı? Amacı neydi?

Gerçekten de çok merak ediyordum. Sebastian Vettel kimdi? Babam neden bu adam yüzünden sinirlenmişti? Babamla ne tür bir ilişkileri vardı? Ayrıca şantaj da ne demek oluyor? 

Bilmediğim çok şey vardı ve ben de öğrenmek için can atıyordum. Genellikle şirketle ilgili olan hiçbir şey ilgimi çekmez, omuz silker geçerim. Ama söz konusu bu yakışıklı herif yani Sebastian Vettel olunca işler değişti. Ben düşünmeye devam ederken, babam ise yavaşça dudaklarını araladı ve düşüncelerimi bölerek bana

T:Sana daha önceden bahsetmiştim. Bundan bir kaç hafta önce AS HOLDİNG'in sahibi Marshall AS kalp krizinden öldü. Şirkete geçmek bizim hakkımızdı. Ama Marshall AS'ın avukatı bize onun oğlu olduğunu ve şirketi de ona devrettiğini söyledi. Ben fazla umursamasam da diğer yöneticiler buna çok sinirlendi ve şirketi ele geçirmek istediler. Ben onlardan sıyrılıp gördüğün bu HOLDİNG'i satın aldım. Fakat benim de bu işin içinde olduğumu ve onlarla birlik olmazsam şirketimi batıracaklarını söylediler. Bende onlarla birlik olmak zorunda kaldım. Fakat bu hiç istediğim bir şey değildi. Yani kendi bencilliklerimiz uğruna masum bir insana zarar vermek. Fakat şirketimin geleceği için bunu yapmak zorundaydım. Bu yüzden ben de onlarla birlik oldum ve David'in sevgilisini kaçırdık. Başlangıçta amacımız kimseye zarar vermemekti. Fakat David'in gelmesiyle işler değişti ve birden yumruk atmaya başladılar. Onlara katılmadım, hatta gitmek istedim. Fakat tehdit edilmiştim. Bu yüzden de gidemedim. Sonra da Sebastian Vettel gelip, David ve sevgilisini kurtardı. 

Olanlar karşısında resmen şoka gitmiştim. David? Sevgilisi? Kaçırmak? Yumruklamak? Neler olmuştu böyle? Resmen şaşkınlıklar içerisindeydim. Söyleyecek kelime dahi bulamıyordum. Derin bir nefes alıp, soğukkanlı olmaya çalışarak, babamı dinlemeye devam ettim.

T:Onlar gittikten sonra Sebastian Vettel kaldı. Ardından bir kaç dakika sonra da polisler geldi. Polisler ise ben hariç diğer yöneticileri götürmüşlerdi. Nedense sadece ben gitmemiştim. Sebastian ise onlarla birlikte gittiğinde, ben ise o iğrenç depoda tek başıma kaldım. Bugün şirkete geldiğimde ise, Sebastian Vettel odamda bekliyordu. İçeri girdiğimi görünce istifini dahi bozmadan, şeytani bir şekilde gülümseyerek bana.

S:Sizin Bay David'e zarar vermek istemediğinizi biliyorum Bay Thomas. Fakat yinede bu suçlu olduğunuz gerçeğini değiştirmiyor. Bu yüzden de uslu durun ve Bay David'i zor duruma sokacak şeylerden kaçının. Yoksa sadece şirketinizi değil, ailenizi de paramparça etmekten çekinmem!

T:Dedi ve yavaşça odamı terk etti. Sonrası da gördüğün gibi.

Olanlarla anlam vermekte hala zorluk çekiyordum. Fakat en azından polisler babamı götürmemişlerdi. Bu yüzden biraz da olsa rahatladım. Yine de Sebastian Vettel'in kim olduğunu oldukça merak ediyordum ve neden David AS'ı bu kadar çok koruduğunu? Babam ise, sanki düşüncelerimi anlamış gibi boğazını temizledi ve bana

T:Bu arada Sebastian Vettel, David AS'ın koruması ve uşağı.

Ha? Ne? Uşak mı? Neden bahsediyordu babam böyle? Böyle uşak mı olur? Hangi uşağın böyle havalı bir görüntüsü ve Harley Davidson motoru olur ki? Siz benimle kafa mı buluyorsunuz böyle? Böyle bir uşağa can kurban be.