Bende dahil olmak üzere çevremdeki herkes şaşkınlıklar içerisindeydi. Herkes gözlerini kapıya dikti. O geliyordu. Evimi yakan, hayatımı altüst eden, beni David'den soğutan, daha doğrusu ona karşı bir şey hissetmediğimi düşündüren, ama daha sonra ona daha da çok aşık olduğumu fark ettiren, kısacası hayatımı komple karman çorman eden, benliğimi değiştiren herif olan Sebastian Vettel, sislerin arasından yavaş ve kendinden emin adımlarla bize doğru geliyordu.
Adını pek hatırlayamasam da, şu anki olay küçükken babamla izlediğim bir filmi hatırlatmıştı. Esas kız kaçırılır. Esas oğlan kızı kurtarmak isterken yakalanır ve o da kız gibi bağlanır. En sonunda da hiç tahmin etmediğimiz kişi, hatta belki de filmde iki ya da üç kez gördüğümüz kişi, sisli kapının ardından havalı bir şekilde gelip, esas kızla esas oğlanımızı kurtarır.
İşte! Sebastian Vettel'de aynı böyle havalı ve kendinden emin bir şekilde bize doğru yürüyor, yürüyor ve yürümeye devam ediyordu. Bize doğru yaklaştığında ise durdu. Hafifçe sağımıza doğru bir adım attı. David ise şeytani bir şekilde gülümsemeye devam ediyordu. Başını yukarı kaldırarak Sebastian'a
D:Geç kaldın! Sebastian.
S:Özür dilerim efendim. Uygun anın gelmesini bekledim.
Ha? Ne? Ne uygun anı? Neden bahsediyordu bunlar? Her şey planlı mıydı? Benim kaçırılacağımı biliyorlar mıydı? Biliyorlarsa eğer, neden David dayak yedi? Sebastian'ın bu işle ne ilgisi vardı?
Sorular, sorular, kafamda deli sorular vardı ve ben cevabını hemen şu anda bilmek istiyordum. David aklımı okumuş gibi bana bakıp, göz kırptı. Ardından Sebastian'a dönüp
D:Buraya boşu boşuna gelmedin herhalde. Seni dinliyoruz.
O sırada ise, o dört orta yaşlı herif şaşkın şaşkın Sebastian'a bakıyorlardı. Eminim ki onlarda benim gibi neler olduğunu anlamaya çalışıyorlardı. Sebastian boğazını temizledi ve konuşmaya başladı.
S:İtiraf etmem gerekirse sizin sadece bir avuç kendini bilmez ve korkak birer bunaklar olduğunuzu düşünmüştüm. Ama bu defa sizler kendinizi aşmış, üstelik bay Ted'e ve patronum David'e ciddi zararlar vermişsiniz.
Etrafta büyük bir sessizlik hakimdi. Herkes gözlerini açıp, kulaklarını dikmiş ve Sebastian Vettel'e odaklanmıştı. Pek belli etmemeye çalışsalar da içlerinde büyük bir korku vardı. O sırada kısa boylu ve itici olan (gerçi hepsinden nefret ediyorum ama içlerinden kısa boylu olana nedense ayrı bir gıcıktım.) herif Sebastian'ın sözünü kesip,
- Sen sadece bir uşak parçasısın. Senin gibi bir hizmetli, bizim gibi önemli isimlere ne yapabilir ki?
Etraftaki sessizlik kısa boylu pislik herifin de konuşmasıyla sessizliğini terk edip, sessizliğin yerine herkesin suratına büyük bir sırıtma getirmişti. Herkes pis pis sırıtıyordu. O sırada ise Sebastian'da onların sırıtmasına eşlik edip,
S:Haklısınız efendim. Ben sadece bir uşak parçasıyım. Sizin gibi önemli isimlere hiç bir şey yapamam. Fakat olağanüstü sezgilerimi kullanarak uzun bir süredir bizi takip ettiğinizi bilip, David gibi önemli bir şahsiyete zarar vermektense onun sevdiği kişiye zarar vermenin, David açısından daha zor ve sizin açınızdan da bunun en kolayı olduğunu düşünebilirim. Yine sezgilerimi kullanarak, bay Ted'i kaçırdığınızı, onu böyle iğrenç bir depoya getirdiğinizi ve Efendimi arayıp onu tehdit ettiğinizi de öğrenebilirim. Söz konusu bay Ted olunca, efendim David'in malını, mülkünü ve kendi hayatını da umursamadan onu kurtarmaya geleceğini de bilebilirim.
Bu söyledikleri beni çok şaşırtmıştı. David ise sırıtmaya devam ediyordu. Bende gözlerimi fal taşı gibi açmış, Sebastian'ı dinlemekteydim. Sanırım şaşkınlık konusunda yalnız değildim ki, o pislik herifler de benim gibi şaşkınlıkla Sebastian'ı dinlemekteydiler. Sebastian ise devam etti.
S:Böylelikle yine sezgilerimi kullanarak Efendimin yalnız gitmesine izin vermez, onunla birlikte gelir ve sizi uzaktan dinleyebilirim. Siz ise orada efendimi ve bay Ted'i sopalarla döverken, bu yaptıklarınızı videoya çekip, daha sonra size şantaj amaçlı polise de verebilir ve siz önemli isimleri sonsuza kadar yok edebilirim. Haklısınız efendim. Ben sadece bir uşak parçasıyım. Fakat bilmediğiniz bir şey var. Ben hayatınızda görüp, görebileceğiniz en harika uşak parçasıyım.
Dedi. O sırada bende dahil herkes büyük bir şok yaşadık. Korkuyorlardı. Korkularını hissedebiliyordum. Eh neticede burada isimleri ve itibarları söz konusuydu. Onlar yok olursa, her şeylerini kaybederlerdi ve bu onların sonu demekti.
David sırıtmaya devam ederken yavaşça ayağa kalkıp, benimde ayağa kalkmama yardım etti. Ben fazla yaralanmamıştım. Fakat David ağır yaralıydı. Çünkü beni korurken ciddi hasar görmüştü.
Bir elimi onun beline sardım. O da elini omzuma koyarak karşılık verip, Sebastian'a doğru döndü ve dudaklarını aralayarak,
D:Pekala Sebastian. Gerisini sana bırakıyorum.
S:Nasıl arzu edersiniz efendim.
Söylediklerinden ve bugünkü olanlardan sonra, neler döndüğünü hala anlamasam da, neticede beraberdik. Ona dokunabiliyor ve nefesini hissedebiliyordum. Başını omzuma yasladı ve yine o mükemmel şeytani gülümsemesini yaparak,
D:Hadi evimize dönelim sevgilim.
Dedi. Birbirimize sıkıca ve bir daha hiç bırakmayacak bir şekilde kenetlenerek, gecenin karanlığında evimize doğru yürüdük, yürüdük ve yürümeye devam ettik ,.
MERHABA SEVGİLİ OKURLARIM. UMARIM YENİ BÖLÜMÜMÜ BEĞENMİŞSİNİZDİR. BİR DİĞER BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK ÜZERE. HOŞÇA KALIN =)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİ BIRAKMAYACAĞIM
RomanceHayatımın belki de en boktan gününü geçirmiştim. İşten atılıp, kız arkadaşım tarafından terk edildim. En kötüsü de cebimde beş kuruş olmadan gecenin karanlığında, elimde küçük bir şemsiye ile bir yandan hayatıma lanet edip, bir yandan da ne yapmam g...