Bu bölüm yeni bir karakter gelecek ve hikaye onun ağzından anlatılacak. İyi okumalar
Dıt.. Dıt.. Dıt..
Alarmın sesiyle gözlerimi hafifçe araladım. Saatin 7:30 olduğunu görünce, hafifçe aralamış olduğum gözlerimi ovuşturarak, onların tamamen açılmasını sağladım. Yataktan doğrulup, bir kez daha New York'un o eşsiz manzarasını seyretmekten kendimi alıkoyamadım. Yüksek binalar, ellerinde son model akıllı telefonlar, diğer ellerinde Starbucks'tan alınan kahvelerle işlerine koşuşturan insanlar, otobüs duraklarında gideceği otobüsü bekleyen insanlar, parkta oyun oynayan neşeli çocuklar, New York'un o eşsiz manzarasıyla adeta harmoni oluşturuyordu.
Derin bir nefes alıp, düşüncelerime ara vererek banyoya doğru ilerledim. Sıcak suyu açıp, suyun vücuduma değmesine izin verip, kendimi serbest bıraktım. Her sabah yaptığım bir rutindir banyo. Hava sıcakta olsa soğuk da olsa asla aksatmam. Sabahları sıcak suyun altına girmek, benim için adeta bir zorunluluk haline gelmişti ki, bence bu kötü bir alışkanlıkta değildi.
Her ne kadar sonsuza kadar banyoda vakit geçirmek istesem de yetişmem gereken bir ders vardı. Bu yüzden de bir solukta banyodan çıkıp, büyük havluyu belime sarıp, küçük havluyla da saçlarımı kurulayarak, sesli mesajlarımı kontrol etmeye başladım.
Rachel - Mercedes - Mira - Lily ve daha adlarını ilk defa duyduğum kadınlar falan. Hepsi de benimle bir şeyler yapmak istiyor. Ah ne sıkıcı.
Kendimi bildim bileli her zaman popüler, zengin, zeki ve yakışıklıyım. Bütün kızlarda benimle yatmak ister. Kısacası ben şu her istediğini anında elde eden ve istediğini elde edemeyince de onu zorla alan ''İkoncan'' Diye tabir ettiğiniz kişilerdenim. Hayatımda hiç bir şey için uğraşmadım. Hepsi de benim ayağıma geldi. Bir şeyler için uğraşmak mı? Çaba göstermek mi? O da neydi öyle? Anlamı her ne ise sözlükten bakmam gerekecekti. Çünkü benim kitabımda uğraşmak, çabalamak kelimeleri yazmazdı.
En azından ben öyle sanıyordum..
Babam geçmişte AS HOLDİNG'in müdürlerinden biriydi. Marshall AS yani HOLDİNG'in sahibi, yaşarken babam da dahil şirketi 3 müdüre daha emanet etmiş. Eğer ölürse ve onun soy adını taşıyacak bir çocuğu da olmazsa, şirketin sahibi tamamen onlar olacakmış. Babam ve diğer müdürler de bunu onaylayıp, sözleşmeyi imzalamışlar. Aradan biraz zaman geçmiş Marshall AS ölmüş ve babamlar da sözleşme gereği şirketin başına geçmek istemişler.
Fakat bilmedikleri bir şey varmış.
Marshall AS'ın ölmeden önce evlilik dışı bir çocuğu olmuş. Mirasını da onun üstüne geçirmiş. Yanlış hatırlamıyorsam adı David'di.
David AS şirketin başına geçince, babam da dahil diğer müdürler de intikam yemini ederek, şirketten ayrılmışlar.
Babam, yani Thomas FOX AS HOLDİNG'teki şirketten ayrıldı ve birikmiş parasıyla kendisine yeni bir şirket kurdu. Şirket kısa zaman içerisinde büyüdü ve neredeyse AS HOLDİNG'le kapışacak duruma kadar geldi. Babam kısa sürede çok önemli biri oldu. David AS gibi gazete ve dergilere çıktı. Annem Arcadia FOX'un ise büyük bir sanat sergisi vardı. Ülke çapından da pek çok insan gelir annemin resimlerini inceleyip, annemin tablolarını satın alabilmek için, açık arttırmada adeta kıran kırana savaşırlardı. Kameralar hayatımızdan eksik olmazdı.
İşte ben yani Cody FOX böyle bir ortamda büyüdüm. Yaptıklarım her zaman göz önündeydi. Ne giyinsem diğer erkeklerde benim gibi giyinir ve ben ne yapsam diğerleri de onu yaparlardı. Bunu ilk zamanlar can sıkıcı bulsam da, zamanla alıştım. Aslında hoşuma bile gitmeye başlamıştı. Zenginim, yakışıklıyım ve bütün kızlar da benim peşimde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİ BIRAKMAYACAĞIM
RomanceHayatımın belki de en boktan gününü geçirmiştim. İşten atılıp, kız arkadaşım tarafından terk edildim. En kötüsü de cebimde beş kuruş olmadan gecenin karanlığında, elimde küçük bir şemsiye ile bir yandan hayatıma lanet edip, bir yandan da ne yapmam g...