KURBAN

KURBAN-1

Multi:Baran Kaya
Bölüm şarkısı:Ed sheeran-Shape of You
***
Işıl'dan
Yanımdaydı. Parfümünün kokusu burnuma geliyordu. Bana bir şey yapacıktı. Rutinim olmuştu. Geliyor, bıçaklarıyla oynuyor, beni öyle bırakıp gidiyordu.

Bâzen aşağılıyordu. Oysa ben ona hiçbir şey yapmamıştım. Bu dördüncü ayım oluyordu onun mahkumu olduğum dördüncü ay.

Nefret...
Ona duyduğum en güçlü duyguydu. Aşkı bile ikinci sıraya atacak kadar güçlü bir duygu. Ve en büyük engel.

Yanıma geldiğinde bir nefes aldı. Nefesini yüzüme üfledi. Nefesi dudaklarımdan içeri girdi. Alkol kokuyordu nefesi. İçmişti.

"Benden korkuyorsun."
"Ama nefret de ediyorum."
"Aaaa(!) Konuşabiliyormuşsun. Bu sesi unutma, hayatını karartacak sesi unutma," dediğinde başımı salladım. Karşı gelmeye korkuyordum. "Düşündüm de, sana güvenmiyorum. Birazdan yapacağım izi bir anı olarak düşün."

Cevap vermedim. Yine bir şey yapacaktı. Adım sesleri geldi. O aletlerden birini alıyordu. Tekrar adım sesi. Gözlerim bağlıydı. Onu göremiyordum. Kurtuluşum olmamasına rağmen hâlâ kurtulmak için umudum vardı.

Zaten unutmayacaktım. Bana yaptıklarını unutmayacağım, beni kandırmasını, kalbimin üstünde hissettiğim silahın soğukluğunu, ölümün ensemdeki nefesini unutmayacağım.

Tenimden içeri giren o metal canımı acıtıyordu. Bağırıyordum. Ancak be kadar bağırırsam bağırayım, hiç kimse duymuyordu sesimi ve uzayın başlangıcı işte tam olarak bu nokta.

Önce sağa, sonra  yukarı.!Bir şekil çiziyordu. Belki yazıyordu.bEmin değildim. Konsantre olmayı denedikçe canım daha çok acıyordu. İşi bittiğinde önüme geçti. Benim bilincim kapanmak üzereyken kulağıma,

"Beni asla unutamayacaksın. Sen kan ile kirlenmiş bir oyunun tek beyazısın. Hem kirlisin hem temizsin. Oraya hapsoldun. Ve tesadüfe bakki oraya seni hapseden sadist benim."

Ensemden sıcak bir sıvı akıyordu. O ise ensemden akan kanı umursamadan, arkama geçti. İplerin bileklerimdeki baskısının kalktığını hissettim. Sonra kucaklandığımı. Sarsıldığımı. Adımlarını. Kapı açılmasını. Bedenimin altındaki o yumuşak alanı.

Sarhoşluğuna tezat çok ayıktı.
Sonra saçımdaki baskı. Okşuyor muydu?Sonra o tanıdık çakının açılma sesi... Ne yapıyordu? Öldürecek miydi? Ama onun gibi bir manyak bu kadar kolay bir aletle beni öldürmezdi ki...

Saçımdaki baskı gitti geldi. Saçımdan bir parça elinde kaldı.
Gözlerimdeki bantı çıkardı. Yarım açık gözlerle bulanık görmeden önce son gördüğüm şey o mavi gözlerdi. Ölüme açıktı gözleri. Sarhoşluğu yüzünden mayışmış bakıyordu. Ancak buna rağmen güçlü bakıyordu.

Artık bilincim kapanıyordu...Bitti galiba. Artık bıçak yok, o ve o sert sesi yok. Onun o sert parfümü yok...

Bitti...