KURBAN-3

187 9 0
                                    

Multi:Baran
Bölüm şarkısı:Ruelle -War of hearts.

Hemen bölüme geçelim...
Işıl'dan
Uyandığımda hastanede değildim. Nerede olduğumu kavramam biraz zaman aldı. Tanımadığım bir
yerdeydim. Bilmiyordum. Daha önce geldiysem bile burayı hatırlamıyordum.

Gözümü etrafta gezdirdiğimde gözüm kapıya ilişti. Üstünde "IŞIL" yazdığına göre benim odamdaydım.

Abim herhalde odamın düzenini değiştirmişti çünkü benim odamda bu kadar mavi yoktu. Daha çok yeşillerden ibaretti.

Yataktan çıkıp,adımlarımı kapıya çevirdim. Kapıdan çıkarken buranın benim evim olmadığını anladım. Benim odam değişirdi ama babam o siyah duvarlardan asla vazgeçmezdi.

Aşağı indiğimde arkası dönük bir erkek gördüm.Kıvırcık saçlıydı. Boyu ortalama 1.80-1.90 arasıydı.Arkadan görülünce yakışıklıydı ama şu an bunu umursamadım.

"Pardon ama...Kimsiniz?"

Hiç irkilmeden arkasını döndü. Oysa ben olsam irkilirdim. Boş boş bana baktıktan sonra ifadesiz bir sesle,
"Abinin ev arkadaşıyım. Senin için yaklaşık dört ay önce bir oda hazırlamıştı. Ama sen gelmemiştin. Ben Baran."

Bana döndüğünde bakmasam bile şimdi gözlerine baktığımda mavi olduğunu görünce bir irkilmiştim. Çok fazla takmamak gerekiyordu. Bütün mavi gözlüler canavar diye bir şey yok Ya? Hem abimin arkadaşıysa ona güvenmem gerek.

"Şey...Peki.Memnun oldum.Ben-" lafımı tamamlayamamıştım çünkü telefonum çalmıştı. Telefonumun orada Ne işi olduğunu bilmediğim bir şekilde tezgahtan aldım ve kimin aradığına baktım.

Aras arıyor...

Abim arıyordu. Ne olmuştu aceba? Meraklanmıştım ama Baran yanımda olduğu için , herhangi bir rezillik yaşamamak için sakin davranacaktım.

Telefonu açtığımda abimin sesi kulaklarıma doldu, " Baran ile tanıştın mı?" Abimin bir ev arkadaşının olduğunu bile bilmemem canımı yakıyordu.

Baran'a bir bakış atıp abimi yanıtladım, "Evet. Tanıştık." Beni neden umursamıyordu şu Baran?

"İyi. Kardeşim bak bir süre benimle kal. O Eve dönme. Sen yokken olaylar karıştı. Gelince anlatırım. Şu an meşgulüm. Kapatmam lazım."
Deyip cevabımı beklemeden suratıma kapattı. Telefonu kulağımdan çekip boş boş telefona baktım. Sonra telefonu tezgaha bırakıp Baran'a döndüm. Beni hiç iplememiş işini yapmaya devam etmişti. Bu yarım saattir ne yapıyordu?

Neden bilmiyorum ama beni iplememesi sinirimi oynatmıştı. Genelde annem ve babam beni iplemese bile amcam ve teyzem beni çok severlerdi. İlgileri hep benim üstümde olurdu. Alışkanlık herhalde.

Halam... O ise benden nefret ederdi.Abim varken iyi davranmasına rağmen onun her arkasını dönmesini bile bir yarara çevirerek  beni abim konusunda tehdit ederdi.Kısacası tam bir sürtüktü.Bu benim sinirimi bozuyordu.Ona rağmen halama  bu güne kadar hiç bir saygısızlık yapmamıştım.

Aferin bana! Süper biriyim. Annem ve babam abime nasıl baktığını görmelerine  rağmen hiçbir şey demiyorlardı. Bu ayrı bir ayar ediyordu beni.

Bir dakika! Ben Baran'ı unuttum! Çocuk bana hâlâ boş gözlerle bakıyordu. Hadi ama! Bir insan bu kadar bencil olamaz! Bu kınıya nereden  vardığımı bilmiyordum.
Gerçi bende şu an kendisine boş gözlerle bakıyordum, bu onun bencil olup olmadığına karar vermemi engellemiştim. Kendi kendimi ezince, somurttum. Alışkanlık olmuştu. Babam beni hep ezerdi, onun yokluğunu böyle kapatıyordum.

Uğraştığı şeye bakınca iki salata yapmıştı. Hem de en sevdiğimden. Somon balıklı çoban salatası .Üstüne nar ekşisi....Tarifsiz bir haz.

Gözlerimin parladığını görmüş olacak ki,suratında duygudan yoksun,ruhsuz bir tebessüm belirmişti. Bu tebessüm, daha çok nefret barındırıyor gibi olsa da, duygusuzluğunu ve acımasızlığını koruyan yüz ifadesine çok yakışmıştı.

Ama sanki dudakları  sanki hissettiği yoğun nefret ve duygusuzluk yüzünden gülümsemelere küsmüştü diğer erkeklerin aksine. Diğer erkekler daha ukalaydılar.

Ben böyle düşünürken önüme salatayı koydu ardından bir bardak beyaz şarap.Benim salatayla beyaz şarap içtiğimi biliyormuş gibi bir his yayıldı içime ama içimden, "Çocuk şu an sana sadece ev arkadaşının kardeşi olduğu için ilgileniyor. Nereden bilsin?" diyerek o hissi yok etmiştim.

Salatamdan bir çatal alıp ağzıma attım. Çok güzel olmuştu. Beyaz şarabımdan da bir yudum aldım. Salatayla beyaz şarap birleşince, ortaya çıkan tadın güzelliğiyle gözlerimi kırpıştırdım. Somon ile salata çok güzel bir ikiliyken, birde beyaz şarap gelince tarifsiz bir tat kalmıştı ağzımda.

Bir an ona beni tanıyıp,tanımadığını sormak geldi. Ancak bu biraz saçma olurdu.Ne de olsa dört aydır yoktum ve bu dört ay içinde, biraz kilo vermiştim, boyum uzamıştı ve en önemlisi gözlerimdeki ışığı kaybetmiştim.Ve ek olarak bana bir hap kullandırtıyordu. Benim sindirimimi etkiliyor olacaktı ki, onunla olduğum süre boyunca, adet olmamıştım. Ancak bu bir yana, artık yapamayacağım şeyler vardı. Artık aynaya saatlerce bakamayacaktım. Saçımı toplayamayacaktım. Orada o şeyi bana kazırken, korktuğun şey,fiziksel acı değildi.Bedenim alışmıştı acıya. O izi görmenin beni mahvedeceğini biliyordu.

Hayatta yapmayı en çok sevdiğim şey  sıcak bir havada terlerken aklıma gelen o muhteşem fikri yani  saçımı ev topuzu yapmaktı. Artık yapamayacaktım galiba. Aklımda bir soru işareti vardı. Enseme nasıl "Cennet," yazmıştı?

Salatadan girdik saç topuzundan çıktık. Ben salatamı yiyeceğim.

Salatam bitince şarabımı da içtim. Baran'a baktığımda bana bakmadığını telefonda mesaj yazdığını gördüm. Fazla kurcalamayıp uyandığım odayı bulmaya çalıştım. Ayaklarım beni merdivene yönlendirirken, Baran'a dönüp bakmadım.

Merdivenleri çıkınca siyah kapılı odaya ilerledim.bHerhalde burasıydı deyip açtığımda bu odanın bin bir çeşit aletle dolu olduğunu gördüm. Bu oda abimin kafayı yediği gerçeğini yüzüme vurdu.

Abim delirmişti. Oda simsiyahtı. Tek beyaz şey, ortada duran yataktı.

Arkamı döndüğümde duvara kazınmış insan isimlerini gördüm.Umut, Akın, Nehir, Meyra, Ediz, Oğuz, Ayaz, Eda...

Bu insanlar kimdi? Aklımdaki soruyu abime sormayı aklıma not ettim. Burada daha fazla durmanın, iyi bir davranış olmadığının bilincine varınca yerimde kıpırdandım. Kapıya doğru yöneldiğimde Baran'ın merdivenleri çıktığını gördüm. Beni görünce hiçbir tepki vermedi. Odaya girdi ve "Git." dedi.

Ona uyup özür diledim ve, odayı aramaya başladım. Başka bir siyah kapı gördüğümde bu sefer bu oda benim diye içimden geçirip kapıyı açtım.

Yanılmamıştım.Bu o uyandığım yatak.

Yatağa yaklaşıp yorganı kaldırdım. Saat akşam olduğu için yatacaktım. Telefonumu kapatıp gözlerimi kapattım.
.                 .                 .
Telefonuma mesaj gelmiş olmalıydı. Telefonumu yarı açık olan gözlerimle aramaya başladım.

Elime gelen metal parçasıyla gülümsedim ve o metal parçasını elime aldım. Mesajı açmam gözlerimin fal taşı gibi açılmasına neden oldu. Ondan mesaj gelmişti. Mesaja tıklayıp açılmasını sağladım. Okumaya başladım.

"Canım sıkıldı. Şimdi yanımda sen olsaydın neler yapardık. Diğer kurbanlar senin kadar eğlenceli değiller. Ama merak etme. O elimde korkudan titreyen bedenin en yakın zamanda yine benim olucak.O Harika kalçalarına attığım kesikleri tekrar atacağım. Hazırlan, Cehennemin geri dönüyor."

                                             BK(S)

.                .               .

Evet yeni bir bölüm.Bölümleri sık sık atmayı deniyeceğim.

KURBANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin