üç

17K 1.3K 935
                                    

4 Haziran 2015

Jungkook sabah burnunun kaşınmasıyla uyanmış ve ne olduğunu kavramaya çalışmıştı. Yatağın sağ tarafına bakınca, cenin şeklinde kıvrılmış miniğini görünce gülümseyip ne olduğunu anlamıştı. Burnunu kaşındıran şey muhtemelen onun kuyruğu olmalıydı çünkü şuan burnundaydı.

Yatakta doğrulduğunda bu hareketinin miniğini uyandırmamasına şaşırmıştı çünkü kedilerin uykusu genelde hafif olurdu Yoongi pek kedi kurallarına uyuyor gibi değildi anlaşılan.

Ellerini çenesinin altında ve göğsünde birleştirmiş miniğine baktı bir süre. Onu öpmek istiyordu fakat bunu yaparsa rahat uykusundan uyanma olasılığı vardı ve o uyandırılmaya kıyılamayacak kadar büyüleyiciydi. 

Yataktan onun güzel uykusunu bozmamaya özen göstererek yavaşça kalkmış ve onun tepkilerini izlemişti. Yatak o kalkınca sarsıldığı için uyanacağını sanmıştı fakat uykucu bücür, sadece ağzını şapırdatmış ve kolunu yatağın diğer tarafına atmıştı.

Jungkook onun bu şirin görüntüsüne dayanamayıp hızlıca salona gidip kolunu ısırmıştı. Eğer bunu yapmasa içeriye gider ve o uykucunun tombul bacaklarını ısıracaktı.

Biliyordu ki küçüğü birkaç ay sonra biraz daha büyüyecek ve daha farklı sevimliliklere sahip olacaktı. Jungkook pisisinin 70 yaşına gelse bile pamuk şekeri gibi olan pembe kulakları ve pembe kuyruğu ile hala şirin kalabileceğine emindi.

Salonda dün nereye koyduğunu hatırlamadığı telefonunu alıp Taehyung'a okulda kendisi yerine imza atmasını içeren bir mesaj yazdı. Nasılsa son haftalarıydı ve Jungkook'un projelerini yapması karşılığında Taehyung, onun kılığında bile okula gitmeye razıydı. Devamsızlık konusunda sıkıntısı olmayacağını bildiği için gülümsedi Jungkook böylece miniğinden uzun bir süre ayrılmasına gerek kalmadan onunla ilgilenebilecekti.

Parmak uçlarında yatak odasına gidip miniğini kontrol etti, hala uyanmamıştı. Tek değişen uyku şekli olmuştu. Sağ kolunu Jungkook'un yastığının üzerine, sol kolunu ise minik göbeğine koymuş, bacaklarını da garip bir şekilde konumlandırmıştı. Onun bu hallerinin fotoğrafını çektikten sonra, her gün onun en az bir fotoğrafını çekmesi gerektiğini düşündü. Miniğinin gözlerinin önünde ne kadar hızlı büyüdüğünü fark etmeyebilirdi bu yüzden yapacaktı bunu. 

Mutfağa gittiğinde gerçeği idrak etti, markete gitmeliydi çünkü dün aldıkları şeyler ile miniğine sağlıklı bir kahvaltı hazırlayamazdı ayrıca buzdolabında pek bir şey yoktu.

Yatak odasına dönüp masadaki kâğıtlardan birine bebeğinin o yokken uyanma ihtimaline karşın minik bir not yazdı ve yatağın üzerine bıraktı, kendini bulamazsa eğer; telaşlanmasını istemiyordu.

Yolda annesine ve babasına haber verip Yoongi'yi sahiplenme işlemlerini başlatacaktı. Yani tam olarak söylemek gerekirse, babası bunları başlatacaktı.

Jeon Yoongi kulağa her ne kadar mükemmel gelse de, isminin Min Yoongi olarak kalmasını isteyecekti çünkü miniğinin kendine muhtaç hissetmesini istemiyordu. Jungkook onun sahibiydi fakat küçüğün de düşünceleri ve hisleri vardı. Onu kendine esir kılmak o şirin ruhuna da zara verebilirdi. Her zaman özgür olduğunu bilmesini istiyordu.

Kapıyı çok fazla ses yapmamaya çalışarak kapadı ve marketin yolunu tuttu.





Pencereden içeri giren güneş Yoongi'nin gözlerine doğru gelip durunca, minik patilerini gözlerine kapamış ve uykusuna devam etmeye çalışmıştı.

Birazcık sonra güneş onu daha da rahatsız edince bir gözünü açmış ve tavana doğru tıslamıştı. İki gözünü de açıp etrafa bakındı.

paws of love »yoonkook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin