31 Aralık 2016
Jungkook öğlene doğru nefesinin kesilmesiyle aniden uyandığında, karşısında tabiki de Min Yoon Gi vardı. Yirmi yaşındaki pembe saçlı kedisi kucağında oturuyor ve kıpırdanıyordu. Bulundukları durum hoş değildi.
Yoongi artık yavru olmadığı için temas ettiği yerlere dikkat etmesi gerekirken, şuan kucağında oturuyordu. Vücudunun Yoongi'den etkilenip saçma sapan bir tepki vermemesi için kötü şeyler düşünmeyi denedi. Bir oda dolusu yılan veya örümcek belki de hamamböceği. Bunların yardımcı olmayacağını fark ettiğinde, yaşı artık büyük olsa da vücudu hala küçük kalan kedisini belinden tuttu ve onu bacaklarına oturtmadan hemen önce yatakta sırtını dikleştirdi.
Yoongi, küçük bir çocuk gibi Jungkook'un bacakları üzerinde oturuyor ve ona yalvaran gözlerle bakıyordu. Normalde yaptığı şeyler değildi. Bir haftadır bu akşamki yılbaşı partisine beraber gitmek için izin istiyordu, çıkarcı.
Yavru ve masum olduğu zamanları özlüyordu çünkü şuan masumdan çok çekici ve fazlasıyla çıkarcı gözüküyordu.
"Artık küçük bir kedi değilsin sabahları üstüme çıkmaktan vazgeç."
Jungkook'un bıkkınlıkla söylediği bu cümle kendisini alındırmıştı, hadi ama küçük bir kedi olmayabilirdi ama fazlasıyla şirindi ve Min Yoongi her zaman istediğini alırdı.
"Sen de bok böceğine benziyorsun ama ben bunu sana illa hatırlatmıyorum?"
Jungkook kucağındaki bedeni atarak yere düşmesini sağladığında, poposunu ovan kedisine bakarak kahkaha atmıştı.
"Benimle uğraşmaman gerektiğini öğrenemedin mi?"
Arkasında kendini tıslayan pembe kuyruklu bir beden bırakıp mutfağa gidecekken, sırtına atlanmasıyla durmuştu. Muhtemelen gene boğuşacaklardı. Sırtını duvara verip, Yoongi'yi kendiyle duvar arasına sıkıştırdığı için sırıtmış ve omzundan ayrılan ellerle arkasını dönmüştü.
Yoongi, çizgi şeklindeki göz bebeklerini büyütmüş bir şekilde, merhamet dilenircesine Jungkook'a bakıyordu.
Jungkook ise onun asıl amacını biliyordu. Onu bırakıp gittiğinde gene sırtına atlayıp her yerini çizikler içinde bırakıp, 'Kedilerin Gücü' başlığı altında kompozisyonlar okuyacaktı. Sol elini duvara dayayıp kediciğin üzerine eğildi ve sağ eliyle onun beyaz, yumuşak ellerini hapsederek kedisinin başının üzerinde birleştirdi. Eğer başkası görse, her zaman yaptıkları bu olayı yanlış anlayabilirdi.
"Bana bak evrimleşmemiş maymun, çek şu pis ellerini benim narin tenimin üzerinden."
Jungkook yüzüne arsız bir sırıtış ekledi. Bir şey yapacak değildi, sadece gücünü onun üzerinde göstermek hoşuna gidiyordu. Bu yüzden onun bileklerini azad etti ve boşta kalan eliyle pürüzsüz çenesini okşadı.
Yoongi, kedi olduğu için hala bu hareketlerden etkileniyordu bu yüzden dudaklarından mırlama kaçmasına engel olamadı. Sırf bu akşam partiye gidebilmek için uysal davranıyordu yoksa, Jungkook'un gözlerini kaplan gibi pençeleriyle oyar, kanıyla da banyo yapardı.
"Bu akşam ben de geleceğim."
Jungkook duyduğu şey ile geri çekilip ciddi yüz ifadesini takınmıştı.
"Hayır gelmeyeceksin."
Bu haksızlıktı! Hoseok ve Jimin kendisini de davet etmişlerdi ve maymun kılıklının cevabı kocaman bir 'hayır' olmuştu. Sahibi olan primat her yerde gezme hakkına sahipken Yoongi eve hapsoluyordu.
"Patimi yalarsın Jungkook. Geliyorum ve sen de kıyafet seçmeme yardımcı olacaksın."
Jungkook derin bir nefes verdi, kedisiyle daha fazla tartışmanın anlamı yoktu. Onunla konuşmak bir sinekle konuşmakla aynıydı. Defalarca yapmamasını söyleseniz de sinek anlamaz, illa gidip boka konardı.
"Eğer sözümden çıkarsan, o güzel pembe kuyruğunun yumuşak tüylerini cımbızla tek tek yolarım."
Göz devirip gittiğinde, Yoongi zıplayarak alkışlamaya başladı. Bir şeyleri elde etmek hoşuna gidiyordu. Evcil maymunu her ne kadar salak olsa da onu seviyordu bu yüzden arkasından koşarak ona sarıldı.
Çok geçmeden sarılışına karşılık almış ve saçlarının üzerinde hafif bir öpücük ve tebessüm hissetmişti. Jungkook onu kızdırsa da, çok güzel seviyordu. Saçlarını hala eskisi gibi koklayarak öpüyor ve kolları arasında Yoongi'nin kaybolmasına izin veriyordu. Her zaman onu mutlu etmeye çalışan sahibinin gözlerinin içine baktı ve daha sonra dayanamayarak yanaklarını öptü. Kuyruğu kendisinden bağımsız bir şekilde hareket ediyor ve Jungkook'un beline sarılıyordu ve ilk defa Yoongi, kuyruğundan birini kıskanmıştı.
Jungkook kendisine sarılan bedenin saçlarını karıştırdığında, elmacık kemiğinin üzerine bir öpücük kondurmuş ve onu odasına yöneltmek amacıyla poposuna şaplak atıp kıyafet seçmesini söylemişti.
Yoongi, seçeneklerine eklediği kıyafetleri salona yığacakken odasında gördüğü aynayla durdu ve hepsini yere fırlattı. Jungkook az önce onun saçlarını karıştırmıştı ama fazla karışmamışlardı. Bu yüzden perçemlerini daha fazla dağıtarak dağınık bir görüntü verdi ve yere fırlattığı kıyafetleri eline alarak salona, sahibinin yanına gitti.
"Saçlarımı dağıttın ya!" diye söylenirken, içindeki sinsi kedi sırıtıyordu. Jungkook ise derin bir nefes vermişti, ne vardı da şu manyağa bulaşmıştı ki?
Elindeki giysileri koltuğa gelişi güzel fırlatan kedisinin kolundan hafifçe çektirerek yan yana olmalarını sağladı. Onun pembe ve yumuşak perçemlerini düzeltirken Yoongi, çizgi şeklindeki göz bebekleriyle pür dikkat onu izliyordu.
"Oldu mu?"
Yoongi, sahibine hala büyülenmişçe baktığını idrak ederek kafasını sallamıştı.
"O-oldu."
Aptal kedi, kekelemişti. Hemen toparlanıp kişiliğinden taviz vermeyerek evcil insanına parmağını dikti.
"Sen, bana hemen giymem için tişört ve pantolon seç."
"Neden sen seçemiyor musun?"
Yoongi gözlerini kısmış ve dudaklarını büzerek sahibini taklit etmişti.
"Nidin sin siçimiyir misin? Uzun zamandır dışarı çıkmıyorum insan beyinli herhalde seçemeyeceğim?"
Yoongi, kafasına yediği şaplakla tıslamıştı. Hadi ama! Artık yirmi yaşında bir kediydi ve böyle şeyler çok küçük düşürücüydü.
"Senden yardım isteyende kabahat."
Yoongi getirdiği eşyaları tekrar kucağına almış ve odasındaki yatağın üzerine bırakmıştı. Bunu yaparken söylenmeyi ihmal etmiyordu.
'Dört bacağı var ama sadece ikisinin üzerinde yürüyebiliyor. Aptal işte aaptal!'
Ne yapacağını iyi biliyordu. Onunla yaşadığı süre boyunca, Jungkook'un çoğu arkadaşıyla tanışmıştı. Çoğu -özellikle Hoseok- yakışıklıydı ama onu Jimin kapmıştı, bu yüzden ikisiyle bir grup açmış ve ne giyebileceğini sormuştu. Akşam partide, kuyruğuna sahip çıkması gereken kişi Jungkook olacaktı. Kedicik Min, sahibini etkileyecekti.
...
-Reklam-
Şey.. Eğer sorumsuz biri tarafından ayda yılda bir güncellenen hikayelere karşı zaafınız varsa, profilime göz atabilirsiniz. Utandım, bay bay.
-Reklam sonu-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
paws of love »yoonkook ✓
Fanfiction"Antik Mısırda ataların, atalarıma tapıyordu. Şimdi patilerimin önünde diz çök seni lanet insan bozuntusu." catboy yoongi @yoonkookizm 050317