31 Haziran 2016 - 01 Ocak 2017
Miniğinin dudakları kendi dudaklarına baskı yaparken Jeon Jungkook, bütün dünyalarını Yoongi'nin pembe dudaklarına sığdırmıştı.
Sanki geleceği ve geçmişi bu an için kurulmuş, bunun için var olmuştu. Onu yumuşakça öperken, nazik olmaya çalışıyordu. Sol elini onun beline atıp, dudaklarını hiç ayırmadan kucağına çektiğinde Yoongi onun boynuna dolamıştı çelimsiz kollarını.
Büyüğünün ensesindeki saçlarla oynarken onun öpüşüne karşılık vermeye çalışıyordu. Zaten hızlı olan kalp ritmi, daha da artmıştı.
Dünyanın en güzel anına yıldızlar da şahit oluyordu.
Yoongi, ilk defa yarı kedi olduğu için hüzün duyuyordu. Jungkook için yeterli değildi, olamayacaktı. İki kulağı ve bir kuyruğu varken Jungkook'tan kendisini sevmesini isteyemezdi.
Nefes nefese kaldıklarında, Jungkook yüzünü miniğininkinden ayırmış ve onun gözlerine, yıldızları ararcasına bakmıştı. Pembe perçemleri düzelttikten sonra miniğinin dudağına ufak bir buse kondurmuştu.
Yapmaması gerekse de, şişmiş pembe dudaklar ve parlak gözleriyle kendisine bakan miniği yüzünden kendine engel olamamıştı.
"Kalbim... Kalbim çok hızlı atıyor bu ne demek sahip?"
Yoongi kafasında buna uygun kelime bulmaya çalışsa da, yeterli gelmiyordu hiçbiri. Hiçbir yerde, hiçbir kişiye, hiçbir zaman böyle hisseetmemişti, 'Jungkook' olmalıydı bu hissin adı.
Çünkü tüm hislerini tanımlayan tek şey, Jungkook'tu.
Jungkook, gülümseyerek kedisinin saçlarını, kokusunu içine çekerek öpmüş ve Yoongi'nin başını kendi göğsüne yaslamıştı.
"Ne demek olduğunu bilmiyorum, benim kalbim nasıl atıyor Yoongi?"
Yoongi, büyüğünün kalp atışlarını dinlerken sırıtmasına engel olamamıştı. En az kendisininki kadar hızlı atıyordu.
"Sahip ben bunu çok sevdim artık hep yapabilir miyiz? Lütfeen."
Jungkook kedisine gözlerini pörtletip baktığında, Yoongi sivri dişlerini göstererek sırıtmış ve gözbebekleri büyümüş şekilde sahibine bakmıştı, karşı koymamasını umarak.
"Bana öyle bakmayı keser misin şeytan?"
Yoongi, alt dudağını sarkıttığında, Jungkook açıklama yapmasının zamanının geldiğini düşünüyordu. Sırf onun iyiliği için, kendini arka plana atması gerekiyordu. Onun için yapabileceklerinin sınırı yoktu.
"Yoongi, bunları ileride, birini sevdiğinde yapmalısın. Ben sadece... benim. İleride pişman olmanı istemiyorum."
Yoongi, duyduğu şey ile omuzlarını düşürüp kafasını 'anladım' dermişçesine sallamıştı.
Sesli olarak dile getirmeseler de, ikisi de bir daha bu konunun asla konuşulmayacağını biliyordu. Aralarının eskisi gibi kalabilmesi için bu gerekliydi.
Gene de, Jungkook onu böylesine üzgün görmek istemiyordu.
"Ama gene de... Başka bir zaman son bir kez deneyebiliriz."
Yoongi, sevinçle sahibinin boynuna kollarını doladığında, Jungkook'un büyük elleri Yoongi'nin belinde yer edinmişti. Jungkook doğru kararı verip vermediğinden emin değildi ama önemsemedi. Şuan sadece, kucağında oturan ve güzelliğiyle yıldızları kıskandıran kedisi önemliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
paws of love »yoonkook ✓
Fanfiction"Antik Mısırda ataların, atalarıma tapıyordu. Şimdi patilerimin önünde diz çök seni lanet insan bozuntusu." catboy yoongi @yoonkookizm 050317