dokuz

11.9K 1.1K 532
                                    

3 Ekim 2015

Annesi ve babası sabah onları -aslında sadece Yoongi'yi- ziyarete geldiklerinde, minik kedi ne yapacağını şaşırmış ve alışmadığı insanları görmenin getirdiği tedirginlik ile koltuğun arkasına saklanmıştı. Jungkook bir şey demediği sürece de buradan çıkmaya niyeti yoktu, tek ona güveniyordu.

Sonunda sahibi şefkatli sesiyle onun adını seslendiğinde, kuyruğu istemsiz hızlanmış ve kulakları dikilmişti. Jungkook'u gördüğünde, her kedinin sahibine vereceği tepkilerden veriyordu.

Jungkook, onu bulamamış olacak ki nerede olduğunu sormuştu. Min Pisicik Yoongi, saklanma konusunda artık kendini geliştiriyordu, yakında o kuşları yakalayabilecek düzeye de gelecekti.

Sahibinin ilgisini çekmek için kısık bir mırıldanma çıkardığında, başarılı olmuş ve olduğu yere yönelmesini sağlamıştı. 

Jungkook şuan karşısında çömelmiş, çizgi şeklindeki göz bebeklerinin en derinine bakıyordu. Onu gördüğünde göz bebekleri de büyüyordu, kedi olarak en içsel dürtülerine göre davranıyordu. Muhtemelen büyüdüğünde fevriliği daha azalacak ve daha 'insansı' olacaktı.

Kulağını okşayan el yüzünden dudaklarından mırlamalar dökülmüş ve Jungkook'un onun boynunu da sevmesi için kafasını kaldırmıştı.

"Bebeğim annemlerle tanışmak ister misin?"

Yoongi, emin değildi. Jungkook'un yanında rahat hissetse de, başka insanlar onu korkutup geriyordu ama Jungkook'un ailesiyse iyi olmalıydılar değil mi?

Kafasını aşağı yukarı sallayıp onayladığını belirttiğinde, Jungkook bulunduğu yerden çıkardı ve mutfağa, ailesinin yanına gidebilmek için sevimli miniğini kucağına aldı.

Yoongi, yanaklarını şişiren sahibinin yanaklarına bastırıyor ve onunla oynuyordu. Sahibi çok şirindi, minik kedi kalbi bunu kaldıramazdı, bir kere tavşanlar gibi gülümsüyordu ve Yoongi tavşanları severdi. Yani etlerini severdi ama olsun.

Bayan Jeon,
"Minik beyefendi gelmiş!" Dediğinde yüksek sesten korkan Yoongi, sahibine daha çok sokulmuştu. İçinde sinsi bir yılan barındırsa da, o çok utangaç bir kediydi azıcık da korkak.

Jungkook, onun ellerini öpüp korkmaması için cesaretlendirdiğinde sahibinin annesi ve babasıyla tanışmaya hazır hissediyordu. Jungkook kimsenin onun kuyruğunu kesmesine izin vermezdi. Jungkook iyi bir insandı.

Minik vücuduyla onları selamladığında annesi, inanamıyormuşçasına ellerini yanaklarına götürmüş ve gözlerinden kalp fışkırarak pisiyi izlemişti. 

"Aman Tanrım! Fotoğraflardan daha şirinmiş."

Yoongi, sivri dişlerini göstererek sırıttığında, Bay Jeon onun başını okşamış ve gülümsemişti. Ailesi de Jungkook gibi sevgi kokuyordu, kuyruğu güvendeydi.

Beraber salona geçtiklerinde, Bayan Jeon yanında oturan ve yere değmeyen ayaklarını sallayan yaratığa âşık olmuşçasına bakıyordu. Halıyı izleyen minik beden o kadar şirindi ki, çığlıklar atıp koşma isteği uyandırıyordu.

"Seni kucağıma alabilir miyim?"

Annesi, küçüğü korkutmak istemediği için temkinli bir şekilde sormuş ve onun tebessümle başını sallayışını izlemişti.



Yarım saat önce, ailesinden korkan kendisi değilmiş gibi kendini sevdiren kedisine takılıyordu Jungkook'un gözleri. Bu yüzden babasıyla konuşuyor olduğu konuya tam olarak odaklanamıyordu.

paws of love »yoonkook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin