Jungkook, sabah uyandığında gerindi ve etrafa bakındı, kuyruklu minik faresi erken uyanmış olmalıydı. Kıyamet kopsa sağ tarafına dönüp uyumaya devam edebilecek kapasitedeki kedisi cumartesi sabahları, en sevdiği çizgi filmi izlemek için hep erken uyanıyordu.
Yaklaşık iki hafta önce okulu başlamış ve miniğiyle geçirdiği zaman azalmıştı. Okulun haftada üç gün olmasına rağmen derslerin giderek ağırlaşması nedeniyle, evde sürekli ders çalışıyor ve ona daha az zaman ayırabiliyordu fakat hafta sonları istediklerini yapacağına söz vermişti.
Yatakta biraz daha zaman geçirip hala ayılamasa da, Yoongi için kalktı ve yüzünü yıkadı. Belki bir kahve içerse kendine gelirdi. Yavaş yavaş mutfağa yürüdü ve aynı yavaşlıkta kahvesini hazırladı ve ağzı hafif yansa da hızlıca içti.
İçerden Yoongi'nin kıkırdamaları geliyordu. Mutfaktan çıkıp onun yanına gittiğinde, mavi tulum giymiş olan miniğini, kumandayı dişlerken buldu. Bağdaş kurmuş, kuyruğunu sallayan kedisi kumandalarını resmen çiğniyordu.
Şuan biraz daha ayılmış hissediyordu, en azından Yoongi'nin saçlarını karıştırdıktan sonra
"Hey o kumanda bize lazım." Diyebilecek kadar ayılmış.
Yoongi önce kumandaya, sonra sahibine bakarak sırıtmış ve
"Özür dilerim." Demişti, sevimli ve sivri dişlerini göstererek.
Televizyonun karşısındaki koltuğa oturduğunda, minik kedisini kucağına almış ve başını, onun başının üzerine koymuştu.
Ellerini onun minik göbeğinin üzerinde sabitlediğinde, Yoongi ona günaydın öpücüklerini vermiş ve çizgi filmini izlemeye dönmüştü.
Jungkook, arada onun kulaklarına üflüyor ve kedisini sinirlendiriyordu. Tekrar üflediğinde Yoongi sinirle arkasını dönmüş ve onu azarlamıştı. Eğer bu kadar şirin olmasaydı 'sözde' tehditlerini dikkate alabilirdi.
Bugs Bunny bitmiş ve Yoongi sahibinin de orada olduğunu hatırlamıştı. Az sonra Tom ve Jerry başlayacaktı. Jungkook'un kucağında ona doğru dönmüştü ve onun yanaklarını sıktırmaya başlamıştı. Bu sıralar Bugs Bunny yüzünden Jungkook'a 'tavşancık' diyordu. Jungkook, onu pireli havuza atmakla tehdit etse de Yoongi yılmamış ve Jungkook'un bu lafa alışmasını sağlamıştı.
"Sen çok sevimlisin." Diyerek yüzünü şekilden şekile sokan kedisinin sevimliliğine dayanamayıp bir kahkaha attı. Kendi şirinliğinden haberi yokmuş gibi, Jungkook'un yanaklarını çekiştiriyor, sündürüyor ve sıkıştırıyordu üzerine de sevimli olduğunu söylüyordu.
Yoongi, küçücük bedeniyle sahibine kocaman sarılmış ve onun boynunu öpmüştü.
Kuyruğunu Jungkook'un koluna sürtüyordu, bu onu gıdıklasa da kedisinin minik bedeniyle sarılışına karşılık vermiş ve onun saçlarını koklayarak öpmüştü. Yoongi'nin kendine has, bebek gibi bir kokusu vardı ve bu Jungkook'u her zaman sakinleştirebiliyordu.
Tom ve Jerry başladığında, Yoongi'nin kuyruğu hızlanmış ve yüz ifadesi değişmişti. Sahibinden hızlıca ayrılıp arkasını dönmüş ve televizyona kitlenmişti. Jungkook ise onun bu haline gülüp kahkaha atmış ve ayaklarını sehpaya doğru uzatmıştı. Bu sayede Yoongi yayılacak bir alan bulmuş ve şirin tulumuyla Jungkook'un kucağında iyice mayışmıştı.
Küçüğü başını onun göğsüne koymuştu ve bu Jungkook'un çenesinin gıdıklanmasına neden oluyordu. Ona değen tüylü ve sevimli pembe kulaklar onu fazlasıyla kaşındırıyordu.
"Ya bu kedi çok salak." demişti derin bir nefes vererek. Jungkook ilgili bir şekilde nedenini sorduğunda ona doğru dönmüş ve 'ciddi misin?' bakışlarından atmıştı.
"Alt tarafı bir fare yakalayacak ama hep elinden kaçırıyor."
Sona doğru peltekleşen sinirli kelimeleriyle onun, daha da şirin gözükmesine dayanamayan sahibi onun yanaklarını öperken gıdıklamaya başlamıştı. Büyük ihtimalle çizgi film keyfini bozduğu için sonradan kedisinden azar yiyecekti fakat bu önemli değildi, Yoongi her geçen gün büyüyor ve daha da şirinleşiyordu.
Jungkook'un zayıf kalbi, pembe kuyruğunu her zaman sevimlice sallayan kedisini kaldıramıyordu, bir gün cidden patlayacaktı.
Yoongi sivri dişlerini göstererek kıkırdarken Jungkook, onun burnunun ucunu öptü ve miniğine kahvaltı hazırlamak amacıyla başını okşadıktan sonra perçemlerini düzeltip ilgisini çekti.
Kendisine tavşancık diye seslenen kedisini sinirlendirip çizgi filmi ile baş başa bırakmadan önce ayağa kalkmış ve kendine kaçabilecek kadar alan bırakmıştı.
"Sen de kuşları hep elinden kaçırıyorsun."
...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Credit konuşması: Sevgili minnoş arkadaşım diva triplerimi çekip benim için kapağı çizmen önemli değil ben de seni sevmiyorum 💕 penguendencikolata
(Yaş konusundaki hatalarımı gördüğüm kadarıyla düzelttim tekrar kafa karışıklığı için özür dilerim.)
