Keyifli okumalar...
...
Nazlı dün geceden beri kendini çok mahcup hissetmişti. Gece uyku tutmamıştı. Sabah erken saatlerde kalkıp salona indiğinde kahvaltının hazırlandığını görmüştü. Kayın pederi Turgut bey her sabah erken kalkar biraz yürür sonra kahvaltı ederdi. Şimdi de salonda gazetesini okuyordu. Gelinini görünce gazeteyi katlayıp kenardaki sehpanın üzerine koydu.
"Hayırdır kızım, Hurinur anlattı; Dün gece ne oldu öyle?" dedi. Dün akşam kendisi evde değildi. Eski dostlarıyla yemeğe çıkmıştı. Nazlı üzüntülü ifadesiyle kayın pederinin yanına oturdu. "Rüzgar beyin dere otuna alerjisi varmış babacım. Bilemezdim. Adam az kalsın ölüyordu. Hastaneye zor yetiştirdik."
"Olur öyle şeyler, elbette bilemezdin. Üzme kendini." diyerek gülümsedi. Nazlı'nın gözü salonun bir köşesinde duran hediye paketlerine kaydığında hemen kalkıp paketlerin başına gitti. Üç büyük paketti. Tek tek açmaya başladı. İçinden çıkan oyuncaklar şirin mi şirin kıyafetler hele Aslınaz'a aldığı minicik tütü elbise... daha çok mahcup olmuştu.
Karahan'ın yanına gelmesiyle başını kocasına çevirdi. "Karam nasıl güzeller. Çok ayıp oldu çok." dedi. Karahan eğilip Nazlı'nın sarı saçlarına öpücügünü bırakıp babasının yanına geçti. "Üzme kendini nereden bilebilirdik. Hem neden yerken fark etmedi bilemedim."
Tek tek aşağı inen kızlarda paketlerin başına geçti. Onlar hiç üzgün değildi. Ama kabul ettiler. Hediyeler çok zevkliydi. Hele Aslınaz'ın elbisesi tek başına bir farktı.
Nil, "Şimdi, Allah için zevkli seçim." dedi elbiseyi havaya kaldırıp. Pembe tüllere işlenmiş beyaz parlak taşlar ve kutunun içinden çıkan pembe ve taşlı ayakkabı seçimine hepsi hayran kalmıştı. Ruken, abisi ve yengesinin uzakta olmasını fırsat bilip ablalarına fısıldadı. "Ya kızmayın ama çok içimden geldi. Adam ablamın peşinde, elbette zevkli olacak." dediğinde Nil ve Duru kızı gözleriyle yemişti. Nil dişlerini sıkarak, "Ruken seni ne yapalım bilemiyorum." diye fısıldadı. Ruken tırsmış gözlerle baktı. "Tamam sustum." dedikten sonra masaya doğru yürüdü. Duru gözlerini devirmekle yetindi. Rüzgâr onun peşindeydi ama sebebini henüz bilen yoktu.
Ama Ruken'e kızmıyordu. Küçük denilecek bir yaşta olması bazı şeyleri toz pembe haline getiriyordu onun gözünde. Sonuçta Duru, Ruken den sekiz yaş büyüktü. Hatta yakında dokuz olacaktı o rakam.
Nazlı sessiz sedasız kahvaltı yapan ailesine baktı. "E Nil nasıl gidiyor ev dekorasyonu?" diye sordu. Karahan'ın kısık gözleri anında Nil'i buldu. Nil izlendiğini biliyor olduğu için yutkundu. Hala abisi bir şey yapacakta engel olacak düşüncesi kol geziyordu beyninde.
Önüne döndü. "Uzmanına bırakmaya karar verdik. Ben sadece renklere ve tarzlara katıldım. Gerisini onlar hallediyor."
Turgut bey çayından bir yudum alıp aklındakileri söyledi. "Peki kızım bu türkücülük ne olacak? Kocalarınız izin veriyor mu?" Bu Karahan'ın da merak ettiği ama artık evleniyor diye hemde Nihat gibi kıskanç biriyle evleniyor diye askıya aldığı bir soruydu.
Duru cevap verdi. Nil'in utandığını biliyordu.
"Son bir konserimiz var baba, İzmir de. Ondan sonra iki yada üç yıl ara vereceğiz. Ama bu bırakıyoruz anlamına gelmiyor. Bu zaman içinde yeni albüm çalışmaları devam edecek. Sadece sahne almayacağız. Veya konserlerimiz olmayacak. Belki Fırat bizi kabul ederse arasıra orada çıkarız. Ama sonuç yaklaşık üç yıl göz önünde olmayacağız." Turgut bey memnun olmuş ifadeyle dudaklarını büktü.
"Güzel... siz bilirsiniz." dedi Karahan. "Umarım senin adayın bunlarınki gibi olmaz da bu iş biter Duru. Tek güvendiğim o kaldı. Ne Fırat ne Nihat bu kızları o işten alamıyor. Bu kızlar söz dinlemiyor. Ama senin adayın da umut ışığı alıyorum." dediğinde kızlar büyüyen gözlerle abilerine baktılar. Karahan ve Duru'yu vermek! Bu konuşma çok garip olmuştu. Fazlasıyla garip hemde. Nazlı da çok şaşırmıştı. "Karam sen iyi misin?" diye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana Sevmeyi Anlat (G.S.A Serisi 3) Düzenlendi
RomanceTüm hakları saklıdır. G.S.A Serisi 3. İlk 2 kitapta bağlantılı değildir. Ama okumanız şiddetle tavsiye olunur. Tek kaşını kaldırdı Rüzgâr. "Ağzım iyi laf yapmıyor olsa bile kalbim güzel seviyor emin olabilirsin." dediğinde Duru'nun gülümsemesi yüz...