Keyifli okumalar...
...
(Aşk laftan anlamaz)
Bir kaç saniye Rüzgâr'a baktı. Aralarında hiç geçmemiş en kıymetli kelimeyi tek seferde ortaya atmıştı Rüzgâr. Aşk
Elinde olmadan gülümsedi. "Delisin sen, ne aşkı? Gülüşü bile Rüzgâr'ın kalbine tekme attıran kadındı Duru. 'Ah' dedi içinden 'şimdi seni öpmek vardı, öpsem mi acaba nasıl tatlı birisin sen' kendine gelerek hemen aklından sildi bunları.
"Akıllı olduğumu hiç iddia etmedim. Ama bu derece deli olduğum biri karşıma hiç çıkmadı."
Yolun diğer tarafında iki araç içinde bekleyen kızlar aşklarına şahitlik ediyorlardı. Nil ve Ruken, Asya'nın arabasındaydı.
Azra ve Zeynep te Aslı'nın. Üçüde gözlerini dikmiş Duru ve Rüzgâr'ı izliyordu.
Azra, "Dedim demek istemezdim." dedi keyifsiz hali ve sesiyle.
"Biz nerede yanlış yaptık?" diyen Zeynep'e cevap Aslı'dan geldi. "Yanlışı Rüzgâr yaptı. Biz kimsenin kalbine zorla kimseyi yerleştiremeyiz ki."
Azra, "Şimdi ne olacak peki?" diye sordu. "Aşık olmaları ne kadar iyi?"
Aslı gözlerini hiç ayırmadan onlara bakıyordu. "İyi mi kötümü bilmiyorum. Duru ne isterse onu yapacağız. Sevenleri ayırmak bize yakışmaz. Hata olsada yapmayan adam mı var? Tamam Rüzgâr, biraz garip başladı. Belki oda bilmiyordu bu işin buralara kadar geleceğini. Yine de bu hiç bir şeyi değiştirmiyor. Ve lakin bize göre..."
Zeynep, sabah beri kıvranıyordu. En sonunda ağzındaki baklayı çıkardı. "Yarın Duru'yu hastaneye alacağım."
Azra anlamamıştı. "Neden?"
Aslı'nın da aklındaydı bu konu, ama hiç üzerine dokunmamıştı.
"İlaç yüzde yüz etkili değildi. Hamile olasılığı devam ediyor. Nereden baksan üç hafta oldu. Kan testi yapmak istiyorum."
Azra ve Aslı başlarını koltuk başına yasladılar. Gittikçe içinden çıkılmaz hale geliyordu bu iş. "Eğer hamile kalmışsa yandık." dedi Azra. "Bir bebeği nasıl saklarız!?"
Aslı, arabaya binen Duru'yu görünce aracını çalıştırdı. "Sana gidiyorlar Azra. Onlardan önce varalım. Duru'ya mesaj at." Kızlara da at senin eve geçiyoruz." Azra telefona sarılmıştı hemen.
Zeynep derin bir nefes alıp verdi. "Azra'nın sorusuna cevap vermeyecek misin?"
"O cevap hakkı bana ait olsa vereceğim de bana ait değil. Bir bebeği saklamak çok zor. Ama imkansız değil tabii. Ve yine buna Duru karar vermek zorunda."
Eve bırakmak için yalvar yakar Duru'yu ikna etmişti Rüzgâr. Adamın elinden dilinden kurtulmak mümkün değildi.
Eve kadar çok fazla konuşmamışlardı. Duru surat yapma seansına devam etmişti. Bir kez güldü diye hep gülecek değildi. Arabayı Azra'nın evinin önünde durdurdu. "Bugün için teşekkür ederim." dedi Rüzgâr. "Sayende başımdaki dertten kurtuldum."
Merakla sordu Duru. "Neden nişanlandın madem istemiyordun?"
"Dedemin çok eski bir sözü ayağıma dolandı diyelim." diye yanıtladı Rüzgâr.
"Yazık oldu kıza."
Duru'nun Müge'yi tanımadığı çok açıktı. Rüzgâr gülümsedi. "İnan evlensem bana daha çok yazık olurdu."
"İyi sen öyle diyorsan." Kapının koluna uzandı artık gitme vaktiydi. "İyi geceler."
"Duru."
Rüzgâr'ın sesiyle olduğu yerde kaldı. Ne kadar güzel söylüyordu. 'Duru'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana Sevmeyi Anlat (G.S.A Serisi 3) Düzenlendi
Storie d'amoreTüm hakları saklıdır. G.S.A Serisi 3. İlk 2 kitapta bağlantılı değildir. Ama okumanız şiddetle tavsiye olunur. Tek kaşını kaldırdı Rüzgâr. "Ağzım iyi laf yapmıyor olsa bile kalbim güzel seviyor emin olabilirsin." dediğinde Duru'nun gülümsemesi yüz...