Keyifle okuyun...
...
Karşısındaki kestane şekerini büyük bir iştahla yiyen Duru'ya bakıyordu. Kendisi hiç sevmezdi. Bu kadar güzel mi? diye düşündü Rüzgâr. Çocukluğunda bir kez tatmış ama hiç beğenmediği için bir daha yememişti. Ama Duru yerken onunda yiyesi gelmişti. Tabağa elini uzatıp kestane şekerinin altındaki minik şeffaf tabaktan tutacaktı ki Duru'nun eline vurmasıyla şaşkınca kıza baktı.
"Benim onlar çek ellerini, çok istiyorsan kendine de al." diyen Duru bir tane daha attı ağzına.
"Ben sevmem ki."
"E niye elini uzatıyorsun o zaman?"
"Çok iştahlı yiyorsun, ben yemeyi mi bilmiyorum diye merak ettim."
Elindeki kestane şekerine baktı Duru, olmaz bunu yemeliydi. Hiç bir kuvvet bu şekeri ondan alamazdı. İştahla dudaklarına götürüp ısırdı.
"Bende sevdiğimi bilmiyordum doğrusu, bir anda canım istedi." Ama, lokmayı dediğini idrak edince zor yuttu. Göz kapaklarını kaldırıp Rüzgâr'ın yüzünde ağzından kaçırdıgı gerçekle ilgili bir delil aradı. Rüzgâr sadece gülümsüyordu.
Tabağına baktığında iki tane daha olduğunu gördü. Ne yeri ne de iştahı kalmıştı. Peçeteye elini silip çayına uzandı.
"Neden bitirmedin?"
"Doydum." dedi. Doyduk.
"Sen bana geçen gün İzmir'e konsere gideceğini söylemiştin. Bugün gitmiş olman gerekmiyor muydu?
Arkasına rahat bir şekilde yaslandı Duru. Kendide memnundu aslında bu durumdan. Ama tazminatı kimin ödeyeceğini hiç bilmiyordu. İlgilenmiyordu.
"Eniştelerim isyan çıkarttı. Düğüne dört gün kala kıskançlık krizlerine girdiler. Senin anlayacağın yattı. Son konserdi zaten. İki yıl ara veriyoruz." dedi Duru. Karşısındaki adamın bile hoşuna gittigini görebiliyordu.
"Nihat ve Fırat çok haklılar. Sanırım bende onlar gibi yapardım. Hatta fazlasını bile yapardım." Rüzgâr'ı dinlerken ağzı bir karış açık kalmıştı Duru'nun. Bunların hepsi odun diye düşündü.
"Sen benim işime karşımazsın bir kere. Ben istediğim yere giderim. İstediğim yerde de şarkımı söylerim."
Kaşları havalanan Rüzgâr da öne doğru eğilip konuştu. "Yok ya nerede o dünya? Bana da göstersene. Benim kadınım çıkacakta binlerce adama şarkı söyleyecek. Üzerine birde dans edecek. Bende ön sıradan bilet alayım istersen."
"Senin kim be, yavaş gel. Al canım istersen tepeden yer ayırt ben çıkarım o şarkıyı da söylerim." dedi elini masaya koyup.
"Çıkamazsın."
"Çıkarım."
"Çıkta görelim. Adamlar sizi bölmüş kızım, sizin grup işi yaş. Hangi adam kabul eder? Ederse de adam mı tartışılır. Ama biz etmeyiz."
Duru kaşlarını çattı. "Etmeyiz derken, siz kimsiniz?"
"Nihat, Fırat ve ben."
Duru, elini ağzına kapatıp gülmeye başladı. Neye güldüğünü anlamadı Rüzgâr.
"Ne gülüyorsun?"
"Siz değil, onlar olacak o. Onlar güzel seven adamlar ama sen değilsin. O listeye girmen bile imkansız."
"Girerim. Hemde zirveye çıkarım." dediğinde Duru gözlerini kısıp baktı.
"Git işine Rüzgâr. Sen olayı bilmiyorsun. Güzel sevmek ne onuda bilmiyorsun. O adamlar senin bildiğin bardan kadın kaldırıp, gece bir halt etmemiş gibi evine eşine dönen adamlardan değil."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana Sevmeyi Anlat (G.S.A Serisi 3) Düzenlendi
RomanceTüm hakları saklıdır. G.S.A Serisi 3. İlk 2 kitapta bağlantılı değildir. Ama okumanız şiddetle tavsiye olunur. Tek kaşını kaldırdı Rüzgâr. "Ağzım iyi laf yapmıyor olsa bile kalbim güzel seviyor emin olabilirsin." dediğinde Duru'nun gülümsemesi yüz...