Pure Stupid!
Tür:Yaoi
Çift:BaekHanRainizer~
24.Bölüm 'Yeni bir Macera?'
Bavullarımı güç bela merdivenlere kadar getirdim.Şimdiden alnımdan terler boşalmaya başlamıştı bile.Baek,Haklıydı.Bu eve kesinlikle bir asansör lazımdı.Lanet Olası,3 katı nasıl inecektim ki ben bunlarla.
'Yapabilirsin,Kris.' Gögsümü büyük bir solukla doldurup,4 tane bavulu olanca gücümle kaldırdım. Normalde saniyelerimi alan merdivenleri inmek,bu defa 5 dakikadan uzun sürmüştü.Yükümü yere bırakıp ellerimi belime koydum.Bir kaç dakikalık dinleme merasiminin sonunda tam ceketimi almak için askılığa uzanıyordum ki, suratındaki yeşil korkunç maskesi ve ağzındaki diş fırçasıyla annem an içinde karşımda belirdi.
''Asdkdjgd''
''Ne?''
''Dedim ki; Asdkdjgd''
Ağzının kenarından akan diş macununa aldırmadan konuşmaya devam ediyordu.Suratımı tiksintiyle buruşturup,başka bir yöne çevirirken söyledim.
''Anne git ve ağzındakini tükür,tamam mı?Hiçbir şey anlamıyorum.''
Gözlerini devirip hızlı adımlarla banyoya yürüdü.Döndüğünde,en azından insana benziyordu.''Nereye gidiyorsun,çocuğum?''
''Çin'e anne.Çin'e.''
Kafasını aşağı yukarı sallayıp,kollarını gögsünde birleştirdi.
''Ama bir sorun var,YiFan.Nedense hiç benden izin aldığını hatırlamıyorum.''
''Anne,Çin'e gitmek için senden izin mi alacağım ya.''
''Oğlum,sen salak mısın?200 metre ötedeki büfe değil orası.Çin.Tüm insanları aynı anda ayaklansa kıtaların yerlerini değiştirecek olan,Çin.''Gözlerimin önüne düşen saçlarımı üfleyip cevap verdim.
''Zaten sık sık gidip geliyorum.Bir süre daha orada kalsam?Birkaç ay sonra geri döneceğim,söz.''
''YiFan,biz seni çok özgür yetiştirdik,heralde.Çin'de tek başına kalmana müsaade ettik ama bu sadece eğitimin içindi.En azından ilk dönemi Çin'de tamamlaman,2.döneme daha kolay uyum sağlaman için.Aklına estikçe bir oraya bir buraya gidip gelemezsin.Babana haber vermemi istemiyorsan,o bavulları alıyorsun ve yeniden odana götürüyorsun.''
''Anne anlamıyorsun.Bir süre bu lanet olasıca evden uzaklaşmalıyım,tamam mı?Kendimi hayattan bezmiş ve yorgun hissediyorum.''
''Kampa git öyleyse.''
''Ne?''
''ChanYeol'ü biliyosun,değil mi?Seninle aynı yaşta.Eğitimi için kampa gitti.4-5 saatlik bir yolculuk.Orada dilediğin kadar kalabilirsin,YiFan,karışmayacağım.Belkide,kampta o bir türlü beceremediğin Fiziği halledersin.''
''Tanrım,saçmalama anne.Ders çalışacağım yetmezmiş gibi birde kampa gideceğim,öyle mi?Evet,tamamen aptallara göre bir iş.''
''O zaman,kusura bakma çocuğum,bu evden dışarıda çıkamazsın.''
''Anne!''....
Beni umursamadı.Kolları hala gögsünde birleşikti ve çıkmak için merdivenlere yönelmişti.Tuttuğum nefesi bırakıp,kafamı eğdim.
''Nerede o lanet olası kamp?''||||||LuHan'ın Bakış Açısı|||||||
Gözlerimi araladığım an suratıma vuran gün ışığına uzunca bir sövdüm ve sonrasında aynı işlemi komidinin üzerinde sallanarak korkunç bir sesle öten çalar saatte uyguladım.
Her uyanışımda lanet olası saati tekmeleyerek fırlatıyordum ama o gerizekalı ne kırılıyordu ne de bozuluyordu.
Bu saçma sapan işler hep annemin başının altından çıkıyordu.Sabrımı Tanrı'dan çok annem sınıyordu.
Sabah sabah ısırmaktan yara yaptığım dudaklarımı umursamadan,son ses,kucağıma gayet rahat bir biçimde yayılmış BaekHyun'a çemkirdim.Uyumaya başlarken kafası gögsüm üzerindeydi,uyandığımdaysa oldukça aşağılara kaymıştı.''KALK!''
......
''BAEKHYUN,BAK SİNİRLİYİM.KAFANI GÖMDÜĞÜN YERDEN,YATMA ŞEKLİNE KADAR HER ŞEY YANLIŞ.EĞER 10 SANİYE İÇİNDE KALKMAZSAN TEKMELEYREK KALDIRACAĞIM.YEMİN EDERİM,BUNU YAPACAĞIM.''
Ağlamaktan kan çanağına dönmüş gözlerini,gömdüğü aletimin üzerinden kaldırıp gözlerime sabitledi.Tanrım,yine unuttum,değil mi?Lanet Olası,Baek bozuntusunun sabahları içine şeytan girdiğini yine unuttum.
Boğazımı temizleyip tuttuğum nefesimi bıraktım.Kafamı tekrar ona çevirdiğimde aynı çatık kaşlar,siyah göz altları ve beyazdan kırmızıya terfi etmiş göz kenarlarıyla zaten malum yaratıktan pek bir farkı yoktu.''Hemen kalkmazsan okula geç kalacağız.'' Gözlerim,gözleri dışında odanın her köşesinde gezinirken fısıldamıştım.
''Bir.daha.sakın.beni.bağırarak.uyandırma.''
Burnumu çekip,belime ölümüne dolanmış kolları çözmeye çabaladım.Şüphesiz,Japon yapıştırıcıyla sabitlesen bu kadar sağlam olmazdı.
''Baek,tuvalete gitmeliyim.Kalk üzerimden.''
''Önce bana bir şey vermen gerekiyor.''
''NE?!''
''Öpücük.''
''He,rüyanda görürsün.Kalk git,üstümden işim var.GİT!''
Bir yandan sırıtıyor bir yandan da dudaklarını dudaklarıma yaklaştırıyordu.Suratım hissettiğim tiksintiyle garip bir hal aldı.Sabah öpücüklerinden oldum olası nefret ederdim.Gözümün çapağı dururken ne öpüşmesinden bahsediyorsun ki sen bana?Kendimi tutmak için çaba sarfetmeden,tekmeyi bastım.
Amaçladığım yer karnıydı ama elimde olmadan başka bir yerlere gitmişti.O acı içinde yatakta iki büklüm kıvrılmışken fırsattan istifade banyoya koşturdum.Ayağa kalkamayacağını garantilediğimi sanıyordum ama sadece sanmıştım işte.Peşimden çantası çalışmış kadın gibi koşturuyordu.Tam deja vu yaşadığımı düşünüyordum ki kapı deliksiz kapandı ve bende defalarca kilitledim.
Kurtulmanın verdiği rahatlıkla elimi kalbim üzerine yerleştirmiş,fark etmeden tuttuğum nefesimi bırakmıştım.Tıpkı abim gibi 5 dakikadan uzun bir süre boyunca usanmadan kapıyı yumrukladı,tekmeledi,adımı bağırıp çağırdı.Ama ben istifimi bozmadan banyo yapmaya devam etmiştim.
İşim bittiğinde tam çıkmak için kapıyı açacaktım ki yine havlumu unuttuğumu fark ettim.Hay lanet,her defasında aynı şey oluyor.''Baek,havlumu getirebilir misin?''
''Niye?Çıplak mısın?''
''Hayır,küveti kurulayacağım.''
''Ciddi misin?''
''Tanrı aşkına,Baek bazen gerçekten gerizekalı olduğunu düşünüyorum.Git ve dolabımdan havlumu getir,tamam mı?''
''İstemiyorum.''
''Ne?''
''Neden getireyim ki?Seni çıplak görme fırsatını kendi ellerimle tepecek değilim.'' Kapıdan sırtıma seslerini duyabiliyordum.
''Dalga geçiyorsun,değil mi?Hey!O havluyu getirene kadar dışarı çıkmayacağım.''
''Hiçbir zaman o havluyu getirmeyeceğim.''
''TANRI SENİN BELANI VERSİN,BYUN BAEKHYUN!''
''BENDE SENİ SEVİYORUM,BİRİCİK XI LUHAN'IM.''