Pure Stupid!
34.Bölüm 1.Part
Öyle çok dalmışım ki Luhan suratıma tokadı geçirinceye kadar söylediklerinin tek bir harfini dahi duymamıştım.
''NE YAPIYORSUN SALAK?!''
Hissediğim acı yüzünden fazla bağırmış olmalıyım bir anda Soo'da dahil olmak üzere tüm gözler bana dönmüştü.
Devirdiğim sandalyeyi kaldırıp yeniden oturdum ve kafamı Luhan'a çevirdim.
''Ben konuşurken beni dinleyeceksin,beyefendi.Eski sevgilinin götünü izlemeyeceksin,anladın mı beni.Hem 'Ne yapacağım?Ne yapacağım' diye beynimin içine ediyorsun,hemde dinlemiyorsun.''
...
''Bak hala dinlemiyor.''
Yumruk yaptığı elini masaya vurmasıyla bugün milyonuncu kere ona döndüm.Tam konuşmak için ağzımı açıyordum ki,Luhan'ın omzunda uyuyan sevgilisi esneye esneye gözlerini araladı.
''Lanet Olsun!Biraz daha sessiz olamaz mısınız?''
''Okulda bari uyuma,salak!'' BaekHyun'un alnına parmak atarken çemkirdi,Luhan.
''Dün gece uyuttun sanki,gerizekalı!''
''Sana bizde kalma demiştim,kalmayı seçen sendin.''
''Üzerime atlayan sendin ama.''
''Tshirtümü çıkartmaya çalışırken yırtan kimdi,ha?''
''Kemeri açamayınca çıldıran da bendim,değil mi?''
Luhan dudaklarını sertçe ısırıp,BaekHyun'un kafasını omzuna bastırdı.
''Sadece uyu tamam mı,lanet olası.'' Dişlerini sıkarken,mırıldanmıştı.
''Kucağına oturmak istiyorum.Kıçım acıyor.''
''Okulda olmaz.''
''Eve gidince olur mu?''
''BaekHyun,kes sesini.''
Ellerimi Luhan'ın yakasına yapıştırıp,Soo'nun olduğu bölgeyi işaret ettim.
''Bak,bak,bak.Piçe bak nasılda gülüyor?O çocuğun yanındayken hep gülüyor,Luhan!Bir şey yap!''
''Tanrım,ben ne yapabilirim?Güzellikle olmazsa zorla olacak,JongIn.Başka yolu yok yani.Gücün ona yetiyordur heralde?''
''Ne yapayım,oğlum?Ne yapayım?Eve götürüp elini ayağınımı bağlayayım?''
Son söylediğim ikimizinde hoşuna gitmiş olacakki biribirimize bakarken aptal aptal sırıtmaya başlamıştık.
BaekHyun korkuş olmalı,gözleri ışık hızında açılmış ben daha ne olduğunun farkına varamadan Luhan bacağına yediği tekmeyle bağırmaya başlamıştı.
''Bir dahakine üstte olan benim salak,kimin elini ayağını bağlıyorsun?'' Ciddi ciddi sordu,BaekHyun.
''Senden bahseden kim be!''
''Ha,başka erkeklere yapacaksın yani.''
Luhan,gözlerini devirip kafasını iki yana salladı.
''Neden böyle davranıyor?'' Fısıldadım.
''Ne biliyim ben ya.Hamile midir nedir sabahtan beri böyle.''
BaekHyun masanın üzerindeki menüyü alıp kafalarını kapatacak şekilde tuttu.Luhan'ın saçlarını yakalamış yüzlerini birbirine değecek kadar yakınlaştırmıştı.
''Beni felaket gaza getiriyorsun,bebeğim.Bulunduğumuz yeri umursamadan becerttireceksin bana kendini.''
Ben kulaklarımı kapatmış kendi kendime şarkı mırıldanırken,BaekHyun Luhan'ın konuşmasına fırsat bırakmadan dudaklarına yapışmıştı.Önlerinde bariyer oluşturup gelenin geçenin görmesine engel olsamda millet gerizekalı değildi,bir şey yaptıkları açıktı ama ne yaptıkları tartışılırdı.
Sonunda ayrılmayı akıl edip uzaklaştılar.Luhan'ın suratı kırmızı bibere dönerken,piçce gülme sırasını sevgilisine devretmişti.
Baek dudaklarını yalayıp,kolunu sandalyenin köşesine dayadı.Bunu yaparken kafasını masaya gömmüş,bir nevi suratını gizlemeye çalışan Luhan'ı izlemeye devam ediyordu.
Tiksinmekten mi özenmekten mi bilmiyorum ama midemin altüst olduğunu hissettim.Kendimi yeniden sandalyeye bırakıp tuttuğum nefesi verirken gözlerimi deli gibi özlediğim her şeyime çevirmiştim.
Artık geri dönmelisin,Soo.Eğer bu saçma oyuna devam edersen,yaşayacaklarının sorumlusu ben olmayacağım.
