2014-2017

57 5 0
                                    


Zaman geçti. Binlerce an geçti aynı zamanda. Birçok yara. Birçok ölüm oldu şu üç yıl içerisinde. Ben değiştim, sen değiştin, okurlarım değişti, kelimelerim değişti, zihnim değişti fakat hala aynı ruha sahibim. Fakat bu kez daha çok yaralı. Parçalanmış, yarıklardan içeriye sızan kelimelerin olduğu simsiyah ruha sahibim şimdi. Avuç içlerimde kanaması devam eden yaralar var. Berbat haldeyim. Şaka şaka. Berbat hissediyorum. 

Sana kendimden bahsetmeyeceğim. Sana güçlü oluşlarımı anlatmayacağım. Sana aynaya baktığımda gördüğüm ruhu anlatacağım. 

2014 yılı, liseye başladığım tarih. İnsanların önyargıyla yaklaştığı, onların değimi ile "sürtük" kızdım. Yine onların değimiyle, "kiloluydum." Devam ettiler yargılamaya. Kendimde bir sorun görmüyor, hiçbir şekilde aynaya bakıp nasıl güzel olabilirim demiyordum.

Sana avuç içlerimdeki yaralardan birini söylüyorum şimdi. Kilo verdim. Şimdi 45 kiloyum. Peki memnun olduğumu mu sanıyorsun? İnsanlar sadece konuşuyor ve bunun nasıl bir yara açabileceğinin asla farkında olmuyorlar.

İnsanları dinlemeyi bırak.

Kim olduğunla yalnızca sen ilgilen. Onları susturmak için kilo verme. Veriyorsan da kendin için kilo ver. 

Güzel olmak zorunda değilsin. Ruhun güzel olmadıkça ayaklı mankenlerden ne farkın kalır ki? Basit olmak seni nereye kadar idare edebilir. Farkına var, insanları yargılama sende.

Pekala, eşcinsel okurum var mı? Dinle beni, eğer seni yargılıyorlarsa kimin umrunda? Madem aşka inanıyorlar, madem kalbi seviyorlar. O halde ne diye seni yargılıyorlar ki? O zaman sende onun birilerini seviyor olmasını yargılayabilirsin ki! Kendine gel ve önce bunun normal bir şey olduğunu kabullen.

Artık bırak insanları olduğu yerde. Bırak ve nefes al, özgür ol. Bırak! Yalnızca konuşuyorlar. Anlamıyorlarsa neden daha fazla kelime harcıyorsun ki peki? 

Ailenle aran nasıl? Onları anlamaya çalış. Bağırma, kızma, dinle ve düşün. Pekala seninle ne şekilde konuşuyorlar? Berbat mı davranıyorlar? Ne kadar konuşursan konuş anlamayacaklar biliyorum. O yüzden sus ve kulaklığını tak. Ve bunu tanımadığın birine anlat. Sonra oradan uzaklaş.

Yeni birileriyle tanış. Sokakta şarkı söyle. Kulaklığın takılıyken kimse seni rahatsız edemez. ÖZGÜR OL! 

Seni kısıtlamaya hakkı yok o sevgili dostunun veya erkek arkadaşının. Özgürlüğün seni kutsal yapacakken ne hakla bunu elinden almaya kalkar peki?

Terk mi edildin? Boş versene. Geri dönse ne olacak? Aynı hissedecek misin? Hem sevgiyi de basitleştirdiler zaten. Önüne gelen seviyorum diyor sonra gidiyor. Manyaklar.  İnanma çocuk, zaten hissedersen ona anlam da katarsın. Öyle manyak saçma insanları ne umursuyorsun.

Umursama, altın kural bu.

Ne söylüyorlarsa bırak, konuşsunlar. Yapacak işleri yok herhalde.

Şimdi daha uzun yazardım da. Gitmem gerek fakat mesaj kutuma hücum edebilirsin. Mutlaka görürüm. 

GÜZEL KAL!


Ben İyiyimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin