Bazen her şey yolundaymış gibi gözükür. Hayatta her yap-boz parçası birbirini tamamlamış gibi gözükür. Oysa aslında hiç tamamlayamamıştır. Hep bir kaç parça eksik kalmıştır. Bu yüzden bazen seçimler, bu yüzden bazen fedakarlıklar yaparız. Hem yap-bozun amacı bir adam ortaya çıkartmak ya da bir ev ve mutlu bir aileyse bunu parçaları eksikte olsa anlamak değil midir hayat? Her parçanın tam olmasına ihtiyacın yok ki. Genel olarak anlatılmak isteneni bul, yeter.
Deniz uyandığında nerede olduğunu bilmiyordu. Arkadaşları, arkadaşları yerine yanında oturan bir kız vardı ve gizlenmiş bir şekilde karşı taraftaki insanları izliyordu. Karşısı barınaktı. Barınağı inceledikleri yerin diğer tarafındaydılar. Kafası karıştı. Karşı tarafta arkadaşları yere oturtulmuş ve elleri arkaya bağlanmıştı.
'Neler oluyor?' dedi en yardıma muhtaç haliyle.
'Beni bulmanı söylemiştim mankafa.'
Bu kız televizyondaki kızdı. BARIŞ'a güvenme diyen kız. Konuşmaya devam etti.
'Orada uyumakta ne? Siz salak falan mısınız? Sizi buldular Deniz. Sadece seni buraya ışınlayabildim. Biliyorum aklında bir sürü soru var ama sabret. Her şeyi açıklayacağım.'Deniz bu kadar tuhaf şeyin içinde buna şaşırmadı. Gayet normal bir ses tonuyla,
'Adın ne?' diye sordu. Kız soruyu anlamamış gibi ona baktı.
'Adını bilmiyorum.'dedi tekrar.
Kız 'İstanbul. Adım İstanbul.' dedi kahverengi gözleriyle.
Nerede olduğunu tam olarak anlamaya çalıştı Deniz. Kesinlikle barınağın karşı tarafındaydı çünkü tam karşılarında yirmi ve sonrasının kapıları vardı. Karşıya odaklandı.
Ortadaki adam arkadaşlarına yaklaştı ve onlarla konuşmaya başladı. Ne dediğini anlayamıyordu Deniz. Burası sandığından çok daha büyüktü.
'Ne dediğini duyamıyorum.'
'Senin nerede olduğunu soruyor.'
Onun duymasına oldukça şaşırmıştı Deniz. İstanbul'la konuşması lazımdı ama şuanda bir şeyler yapmalılardı.
'Ne yapacağız?'
'Şuan onları kurtaramayız. Mektubu gördün mü? Bayan Elitler'in yazdığını?'
Annesinden bahsediyordu.
'O benim annem.'
'Evet anlamışsın. Bu güzel. Korkma arkadaşlarını tekrar kurtaracağız. Sadece önce seni helikoptere yollamam lazım. Ben o mektuptaki kızım. Sizi deniz kıyısından kurtaracak olan kız.'
Deniz'in kafası çok karışmıştı ama İstanbul yanındayken güvende hissediyordu.
'Annem neden kendini öldürdü? Sadece bunu söyle bana.'
Kız ona üzgün bir şekilde baktı.'Düşündüğün gibi değil tamam mı? Bilmen gereken her şeyi bileceğine söz veriyorum. Sadece sabret.'
Başını salladı ve kızın ne yapacağını bekledi. Büyük bir kutunun arkasındaydılar. Kapıların hiç biri hareket etmiyordu. BARIŞ'ın adamları her yerdeydi ve sessizce verilecek emirleri bekliyorlardı. Rahat 20 kişi görüyordu Deniz.
İstanbul ayağa kalktı ve beyaz saçlarının altında gizlenmiş tek yönlü kulaklığını gösterdi.
'Buradan onun ne dediğini duyabiliyorum. Özel güçlerim yok Deniz.'
Şüphelerini gidermeye başlaması güzeldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Barış
Ficção CientíficaKim olduğunu dahi bilmiyorsun. Neden yaşadığını, neden nefes aldığını, neden konuştuğunu bilmiyorsun. Bilgiye açsın. Bir şeyler öğrenmek, bir şeyler yapmak zorundasın. Dünya hakkında en ufak bir fikrin bile yok. Sessizsin. Sana denilenleri yapmak, k...