Sanırım bu bölüm şimdiye kadar ki en uzun bölüm olacak. Eğer isterseniz bundan sonra uzun yazabilirim. Bu arada voteler artmış gerçekten çok sevindim. Bide yorum yapsanız daha iyi olacak. neyse fazla uzatmicam. Umarım beğenirsiniz.
-Eylül'ün Anlatımından-
Nerdeyse bütün okulun bahçede toplanmasının sebebi Berke'ydi. Yüzü kan içindeydi. Kaşı ve dudağı patlamıştı. Korkunç görünüyordu ve onun bu halde olmasının sebebi bendim. Suçluluk duygusu kendimi felaket hissetmeme neden olmuştu. Hıçkırarak ağlamaya başladığımda Betül beni Berke'nin yanından uzaklaştırdı. Çünkü onu gördükçe dahada kötü oluyordum.
''Ağlamayı bırakıp nefes alır mısın artık?'
''Berke'nin yüzünü görmedin mi Betül?Her tarafı kan içindeydi. Bunn suçlusuda benim. Berke benim yüzümden bu halde.''
''Sen böyle olacağını bilemezdin ki. Kendini suçlamayı kes.''
''Gidip Deni'le konuşmam lazım. Ona bunun hesabını soracağım.'' diyip Deniz'i aramaya başladım. Koridorda Bora'yla konuşuyordu ve hala sinirliydi. Ama bu sefer bende sinirliydim. Hemen yanına gittim ve bağırmaya başladım.
''Ne yaptığını sanıyordun sen?'' Bu sırada Deniz beni kolumda çekiştirerek müzik sınıfına götürdü.Sınıf boştu, kapıyı kapattı ve sinirle bağırarak cevap verdi.
''Ne yapmışım yine? dedi ve üstüme doğru yürümeye başladı.
''Berke'ye yaptıklarından bahsediyorum. Hastanelik etmişsin resmen.
''O bunu çoktan haketti. Ve emin ol hiç pişman değilim.'' Soğukkanlı bir şekilde bunu söylerken telefonu çaldı.
''Açmayacak mısın şu aptal telefonu?''
''Hayır açmicam.''
''Öyleyse ben açarım'' deyip Deniz'in arka cebinden telefonu çıkardım ve konuşmaya başladım.
''Niye aradın Bora?''
''Eylül sen misin? Deniz yanında mı?''
''Evet benim ve evet yanımda. Niye aradığını söyleyecek misin artık?''
''Müdür Deniz'i odasına çağırıyor. Acele etsin dedi''
''Off tamam'' diyip telefonu kapattım. Deniz ne olduğunu sorar gibi bana bakıyordu.
''Müdür seni çağırıyormuş. Acele edecekmişsin.''
''Harika(!) Demekki müdürde öğrendi. Ne ceza verecek acaba? Gidip öğrenelim bakalım.'' dedikten sonra müzik sınıfından çıkıp müdürün odasına doğru yürüdü. Ben de peşinden gidiyordum çünkü ne ceza alacağını merak ediyordum. Ona hala sinirliydim ama yinede ceza almasını istemiyordum.
Deniz müdürün odasından yaklaşık 10 dakika sonra çıktı ve bana bakıp gözlerini devirerek '' bir hafta uzaklaştırma'' dedi. Açıkcası ucuz kurtulmuş. Okuldan atılabilirdi de. Ama sadece uzaklaştırm almıştı. Yüzümde hafif bi tebessüm olduğunu farkettiğim an tekrar ciddileşip eski ifademe büründüm. Deniz yanıma geldi ve ''konuşabilir miyiz?'' diye sordu. Başımı olumsuz anlamda salladım. bu kez elimi tuttu hemde gayet sakin bir şekilde.
''Eylül lütfen. Sadece konuşmak istiyorum.''
''Ama ben istemiyorum.''
''Ama Eyl-''
''Deniz konuşmak istemiyorum dedim. Lütfen git artık. Bir hafta boyunca yani senin uzaklaştırman bitene kadar konuşmasak daha iyi olacak.'' Bunları söylerken aynı zamanda bahçeye doğru yürüyordum. Tabiki Deniz'de arkamdan geliyorduç