Selamm. Bircoğunuz Gizemli Kız'ın Eylül olduğunu düşünüyor. Yorumlardan biri dikkatimi çekti. "Gizemli Kız Eylül'se neden Berke'ye aşık?" diye sormuş. Acaba Gizemli Kız gerçekten Eylül mü? Eğer Gizemli Kız Eylülse bunu Deniz' söyleyebilecek mi?
-Eylül'ün Anlatımından-
Başımın çatlayacak derecede ağrıması yüzünden uyandim. Ancak hala gözlerimi açmamıştım. Bacağında bir ağırlık hissedince ağırlığın sebebini öğrenmek için açtım gözlerimi. Ve ardındanda çığlığı bastım.
"Eylül noldu? İyi misin? Bir şey mi oldu?"
"Ne işin var burda?"
"Bunu için mi sabah sabah ciyaklıyorsun?"
dediğinde yastığı suratına geçirdim.
"Ne işin var burda diye sordum Deniz."
"Hatırlamıyor musun?"
"Neyi?"
"Anlaşılan birileri hala kendini toparlayamamış. O kadar çok içersen olacağı bu tabi."
"Neden burda olduğunu hala söylemedin."
"Burda kalmamı sen istedin."
"Hayır istemedim."
"Evet istedin. Dün o kadar çok içtin ki sarhoş oldun. Seni eve bıraktım. Anahtarla kapıyı açıp içeri girdim ve seni odana kadar taşımak zorunda kaldım. Ha bu arada eminim 130 kilo (!) falansındır."
O bunu söyleyince suratına bir yastık daha fırlattım.
"Cıvıklık yapmadan anlat."
"Peki. Seni odana getirdim yatırıp gidiyordum ki sen kolumu tuttun ve gitme dedin. Israr edince seni kırmadım ve seninle kaldım."
"Söylediklerinin hiçbirini hatırlamıyorum."
"Neden şaşırmadım acaba."
Omzumu silktim ve başımı tekrar yastığa bıraktım. Ama Deniz uyumama bir türlü izin vermiyordu.
"Rahat bırak beni."
"Saatten haberin var mı senin? İlk iki dersi kaçırdığımızın farkında mısın."
"Hmm ta..mam"
Konuşacak halim bile yokken okula gideceğimi hiç sanmıyorum.
"Eylül yorma beni. Kalk hadi."
"Sen git okula. Ben gelmeyeceğim."
"Sen mi kalkarsın ben mi kaldırayım?"
"Bak başım çatlıyor. Rahat bırak."
"Duş al iyi gelir."
"İstemiyorum."
"Peki bunu sen istedin."
"Neyi ben iste-"
Hiç beklemediğim bir anda Deniz beni kucağına aldı ve odamdaki banyoya götürdü.
"Ne yapiyorsun. Bırak beni."
"Sözümü dinlemen gerektiğini öğrenmen lazım."
"Tamam.. söz.. veri..yorum..off.. bırak beni."
Beni yavaşça yere bıratı ve gidip duşun musluğunu açtı. Sıcaklığı ayarladıktan sonra bana dönüp yavaş adımlarla üstüme gelmeye başladı.
"Ne? Niye öyle bakıyorsun?"
Cevap vermeyip sırıtarak yürümeye devam etti.
"Deniz gelme. Bak çok fena yaparım gelme."
