-Eylül'ün Anlatımından-
Ellerim ve ayaklarım bağlı olduğu için hareket etmekte oldukça zorlanıyordum. Çok sıkı bağlamıştı ve canımı oldukça acıtıyordu.
Çok geçmeden Berke elinde bir tepsiyle yanıma geldi.
"Acıkmışsındır diye düşündüm."
"Yemek falan istemiyorum."
"Aaa olur mu hiç? Deniz duymasın çok üzülür. Bir dakika. Ya da duysun. Hatta görsün."
diyip dışarı çıktı. Yine ne saçmalıyordu bu. Lanet olsun. Burdan kurtulmak istiyorum.
Yaklaşık 10 dakika sonra Berke tekrar geldi. Bu sefer elinde kamera vardı.
"Ne yapacaksın onunla?"
"Düşündüm de Deniz seni özlemiştir. Bence seni görmesi lazım."
Bunları söylerken kamerayı kurmuştu.Kayıt tuşuna bastı ve beni görüntülemeye başladı.
Bu çocuğun gerçekten sorunları var.
"Deniz'e söylemek istediğin bir şeyler yok mu güzelim."
"Senden nefret ediyorum Berke."
"Hadi Deniz'e ne halde olduğundan bahset. Seni kaçırdığımdan beri hiçbir şey yemediğini söyle."
Yapamazdım. Güçlü görünmek zorundaydım. Deniz'in beni yıkılmış bir halde görüp üzülmesini istemiyorum.
"Hadi güzelim,söyle artık bir şeyler."
"Baksana Berke. Burdan kurtulacağım. Deniz beni bulacak ve işte o zaman senin açından hiç iyi şeyler olmayacak."
Bunları söylediğimde Berke sinirle yanıma geldi. Ellerini saçıma götürdü. biraz eğilerek nefesini yüzüme verdi.
"Kim kurtaracak seni? Deniz mi? Neden şimdiye kadar gelmedi o halde? Belki de onun umrunda bile değilsin."
Bunları söyleyince gözlerimden yaşlar yanaklarıma doğru süzüldü. Hayır Eylül, yapma bunu. Ağlama. Deniz seni ağlarken görmemeli.
"Deniz'i sevmediğini söyle."
"Hayır."
"Sana söyle dedim."
"Söylemeyeceğim. Deniz'i seviyorum. Ona aşığım."
Saçlarımda olan elini biraz hareket ettirdi ve sonra saçlarımı çekmeye başladı. Çığlık atmamak için dudağımı ısırdım. O kadar fazla ısırıyordum ki kanadığına eminim.
"Sevmediğini söyle."
"Bırak beni."
"Söyle."
"Berke lütfen."
"Sen oldukça inatçı çıktın."
dedi ve karşıma geçip diz çöktü.
"Neden Deniz ha? Neden benim yerime onu seçtin? Neden onu tercih ettin?"
"Berke lütfen gitmeme izin ver."
"Seni uyarmıştım. Eğer benimle olmazsan başına neler geleceğini söylemiştim."
Ayağa kalktı ve beni baştan aşağı süzdü.
"O kadar güzelsin ki Eylül. Yüzün o kadar kusursuz ki..Yazık olacak bu yüze."
Elini cebine götürdü ve bir şey çıkardı. Aman Allah'ım,çakı mı o?