BÖLÜM 09 / AZRA'NIN EVİ

524 16 2
                                    

On beş dakikalık bir yolculuktan sonra, çok lüks bir

çiftlik evinin önüne geldiler. Kapıda güvenlik görevlileri vardı.

Güvenlik görevlilerine evi ve kızın odasını araştırmak için

geldiklerini söylediler. Güvenlik görevlisi, Alkan Bey'e haber

vermeden onları içeri alamayacağını söyledi. Erkan Komiser

arama iznini gösterdikten sonra, "Vaktimiz yok," deyip

güvenlik görevlilerini dinlemeden içeriye girdiler. Evin kapısına

geldikten sonra zili çaldılar. Hizmetçi kız kapıyı açtı.

Güvenlik görevlileri Alkan Bey'e haber verdi. Arama izinleri

olduğu için durduramadıklarını söylediler. Alkan Bey polislerin

bu tutumunu öğrendikten sonra iyice sinirleri bozulmaya

başlamıştı.Erol Komiser ve yanındaki polis memuru doğruca

kızın odasına yöneldiler. Erkan Komiser de tüm evde arama

yapmaktaydı. Evdeki ihtişam Erkan Bey'in gözlerini kamaştırmıştı.

Her yerde tablolar, eski antika eşyalar mevcuttu. Erol

Komiser, hizmetçiden Azra'nın odasını öğrendikten sonra, Azra'nın

odasının kapısına geldi. Kapıyı yavaş bir şekilde açtı.

İçeriye girince çok sade bir oda ile karşılaştı. Odada herhangi

birine ait resim ya da poster yoktu. "Her genç kızın odasında,

sevdiği bir erkek sanatçının falan resmi olur, bu kızda hiç resim

yok" diye içinden geçirdi. Odanın köşesinde bir masa ve

masanın üstünde bir gece lambası; masanın tam yanında yatak,

yatağın uç kısmında giysi dolabı vardı. Küçük, aşırı sade bir

oda gibi gözükmekteydi. Odanın hiçbir yerinde kitap kalem

gibi okul eşyaları mevcut değildi. Bu çok dikkat çekici bir husustu.

Giysi dolabını açtı. Her şey yerli yerinde, çok düzenliydi;

eski bir elbise bile yoktu. Bir genç kızın odasına göre

aşırı düzenli, aşırı temiz ve çok sade gelmişti gözüne. Temiz,

düzenli olmasını zengin, paralı, hizmetçilerinin olmasına bağladı.

Ama bu kadar lüks içinde bir kişinin bu kadar sade bir

odası olmasına bir anlam veremedi. Yatağın üstüne oturdu. Bu

arada polis memuru yanına geldi.

-Efendim hiçbir şey bulamadım. Bir tek şu mavi ve turuncu

ilaçları buldum; bu ilaçlardan kızın babasının çalışma

odasında çok var. Lüks ve ihtişamdan başka bir şey gözüme

çarpmadı.

Erol Komiser ilaçlardan bir tane alarak, cebine koydu.

Sonra Erkan Komiser de yanlarına geldi. Erkan Komisere dönerek,

-Ben de bir şey bulamadım; delil bulamayacak kadar

sade bir oda. İnsan bu odada kafayı yer, bu kadar sade olur

mu. Bembeyaz duvarlar, yatak, dolap, masa her yer bembeyaz

çok sade. Bir tane bile resim bulamadım geçmişe dair. Burada

fazla oyalanmaya gerek yok gidelim.

-Tamam efendim, siz nasıl isterseniz.

Tam gidecekleri sırada evin hizmetçisi yanlarına geldi.

-Erkan Komiserim, az önce bu isimsiz zarfı güvenlik

görevlilerine bırakmışlar. Ben de Alkan Bey'i arayarak sordum,

o da açmamı söyledi. İçinde yazanları ona okuyunca size

göstermemi istedi. Belki işinize yarayabilir.

Erol Komiser, hizmetçiden Erkan Komiser sözünü duyunca

biraz tuhaf oldu. Sonra eve girerken Erkan Komiserin

hizmetçiye gösterdiği kimlik aklına geldi. Erkan Komiserden

önce davranarak, zarfı hizmetçinin elinden aldı, hızlı bir şekilde

açtı. İçinden büyük bir kağıt çıktı. Kağıt dörde katlanmıştı.

Kağıdı açınca tam ortasındaki yazıyı gördü. Bu yazı hastanede

gördüğü yazının aynısıydı. Altına bir cümle daha eklenmişti.

Yanındakilerin duyacağı bir şekilde notu okudu: 'Seni biliyorum.

Sen canımı aldın, ben de senin canını alacağım.... Her

gün ölüm korkusu ensende olacak. O gün gelince Azrail'in

olacağım,' diye yazıyordu.

Notu okuduktan sonra hemen cebine koydu. Hizmetçiye

teşekkür ederek, evden çıktılar.

Erol Komiser;

-Bugünlük yeter. Sonra devam ederiz.

Erol Komiser, yardımcısı Erkan Komiser ve polis memuru

Azra'nın evinden çıkarak arabalarına bindiler. Oradan

ayrıldılar. Erol Komiser Erkan Komiser'e manalı bir şekilde

takılarak;

-Bakıyorum da bayanlar üzerinde kalıcı bir etki bırakıyorsun.

Daha benim ismimi bir kere de hatırlayan bayan olmadı.

Erkan Komiser rahat bir şekilde;

-Eee komiserim etkileyici bir cazibem var tabii ki.

-Hadi oradan, cazibesi varmış.

Daha sonra evlerinin yolunu tuttular.

ŞİZOFREN SEVERSEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin