Bölüm 16 / AZRA'NIN EVİ

209 8 0
                                    

ON ALTINCI BÖLÜMAZRA'NIN EVİAzra, başında hemşirelerle birlikte, sakinleştiricilerinverdiği etkiyle, yatakta cansız bir şekilde uzanmaktaydı. Eviniçindeki sessizlik kapının çalan ziliyle bozuldu. Gelen Azra'nındoktoru, babasının arkadaşı Umut Bey'di.Alkan Bey onu kapıda karşılayarak oturma odasınagötürdü. Alkan Bey bütün olayları Umut Bey'e anlattı. UmutBey Azra'yı bir an önce görüp, tedaviye başlaması gerektiğinisöyledi. Ardından Azra'nın odasına çıktı. Umut Bey sakinve yavaş bir şekilde Azra'nın odasının kapısını açtı. Odadaniçeriye girdi. Azra'nın odasına ne zaman girse, içini güzelbir huzur kaplamaktaydı. Azra çok masum, güzel bir şekildeuyumaktaydı. Umut Bey başındaki hemşireleri odadan çıkardı.Kapının önünde de Alkan Bey beklemekteydi. Ceketini çıkartarakyandaki sandalyeye koydu. Azra'nın yanına oturdu.Elini tutarak nabız atışlarını kontrol etti. Nabzı gereğindenşiddetli atmaktaydı. Vücut ısısına baktı. Vücudu ateşler içindeyanmaktaydı. Doktor bir terslik olduğunun farkındaydı. AmaAzra masum bir şekilde, hiçbir şeyi yokmuş gibi mışıl mışıluyumaktaydı. Umut Bey eliyle Azra'nın saçını okşamaya başladı.İçinden "Güzel kızım benim, bu kadar kötü olayı sen nasılyaparsın?" diye geçirdi.Her zaman ona kendi kızıymış gibi yaklaşmıştı. Küçüklüğündenberi hep yanındaydı. Umut Bey, yanında getirdiğiözel bir alet çıkardı. Göz bebeklerini incelemek için getirdiğialeti, Azra'nın göz kapaklarını aralayarak gözüne tuttu. İlkbaşta normal gibi gözüken göz bebekleri, git gide büyümeyebaşladı. Umut Bey ne olduğunu anlayamadı. Göz bebekleribüyüdükçe kan çanağına döndü. Gözlerindeki kırmızılık korkunçbir hal aldı. Azra'nın gözleri birden açıldı.
Umut Bey, korkudan elindeki cihazı yere fırlattı. Kendiside yataktan aşağı düştü. Kafasını sandalyenin köşesineçarptı. Eliyle başının arkasını tutarak kafasını kaldırdı. Azra'nınyattığı yatağa doğru baktı, ama çok bulanık görmekteydi.Gözlükleri aklına geldi. Düşen gözlüklerini aramayabaşladı. Yatağın altında gözlüklerini fark etti. Yatağın altınaelini uzatarak, gözlüklerini oradan çıkardı. Hemen aceleylegözlüğünü taktı. Yanındaki sandalyeden destek alarak, olduğuyerden doğruldu. Azra'nın yatağına doğru baktı. Ama Azra'yıyatağında göremedi. Arkasını döndüğünde Azra'yla göz gözegeldi.Azra deliye dönmüş gibi, kafası yanda Umut Bey'ebakmaktaydı. Saçları da darmadağın olmuştu. Az önceki melekgibi kızdan eser kalmamıştı. Mat ve donuk bakışlarındanUmut Bey, onun kendinde olmadığının farkına vardı. Azra'nınelindeki şırınga gözüne çarptı. Azra, Umut Bey'in çantasındanaldığı şırıngayı sıkıca tutmuş, Umut Bey'e doğru bakmaktaydı.Umut Bey ellerini kaldırarak;-Sakin ol kızım, sen bu değilsin, lütfen kötü bir şey yapma,beni tanımadın mı? Ben doktor amcan, hadi elindekinibana ver.Azra, kafasını hafif yana yatırarak, donuk bakışlarınısürdürmekteydi. Bu arada, içerideki sesleri duyan Alkan Bey,kapıyı açmaya çalıştı. Ama Azra kapıyı da kilitlemişti. UmutBey Azra'ya doğru bir adım attı. Bu adımı atmasıyla birlikte,Azra elindeki şırıngayı Umut Bey'in boynuna doğru salladı.Umut Bey refleksle yana doğru kendini çekti. Şırınga omzundandamarlarına doğru girdi. Azra şırıngayı tekrar geri çekerek,bir hamle daha yaptı. Umut Bey, Azra'nın şırıngalı elinitutarak kendini yatağa doğru bıraktı. Azra da onun üstünde birlikteyatağa düştüler.
Umut Bey'in, yaşının vermiş olduğu güçsüzlükten
dolayı, Azra'ya direnecek gücü kalmamıştı. Azra'nın gücükarşısında çaresiz kalmıştı. Bir kızın bu kadar güçlü olduğunaşaşırsa da, tıbben bu mümkündü. Azra, elindeki şırıngayıUmut Bey'in gözüne batıracakken, Alkan Bey odanın kapısınıkırarak içeri girdi. Azra'yı Umut Bey'in üstünden aldı. Azra,elindeki şırıngayı Alkan Bey'in bacağına batırdı. Şırınga iğnesindenkırıldı ve bacağında kaldı. Alkan Bey, Azra'yı kollarındantutarak hemşireleri çağırdı.Azra o kadar güçlüydü ki, Alkan Bey, Umut Bey'denyardım istedi. Umut Bey de Azra'nın ayaklarından tuttu. İkisiAzra'yı zaptetmekte güçlük çekiyorlardı. Doktor Umut Beyhemşirelere seslendi. Hemen sakinleştirici yapmalarını söyledi.Hemşireler hemen tam üç adet sakinleştirici iğne yaptılar.Azra sakinleştiricilerin etkisiyle, tekrar o masum melek gibihaline geri döndü. Alkan Bey ve Umut Bey de derin bir nefesaldılar. Hemşirelere kesinlikle Azra'nın yalnız kalmamasıgerektiğini söyleyip, odadan çıktılar. Oturma odasına doğruindiler. Evdeki hizmetçi onlara birer kahve getirdi. Umut Bey,Alkan Bey'e doğru dönerek;-Durumu beklediğimden çok ciddi, bu sefer çabuk atlatamayacağızgibi gözüküyor. Kesinlikle insanların bulunduğubir ortama giremez. Hemen kliniğe yatırmamız lazım. Durumuçok tehlikeli. Yine birine karşı bir şey mi hissetti? Birini misevdi?-Galiba öyle Doktor Bey. Ne yapacağız? Benim direnecekgücüm kalmadı. Sürekli onun yaptığı kötülükleri kapatmaktanyorulduk. Bu ikinci kişiliği çıkmasa, şizofren yanı olmasa,bildiğin melek; benden daha iyi tanıyorsunuz artık.Doktor;-Tek yapmamız gereken, onu kliniğe yatırmak. Amerika'dabildiğim güzel bir klinik var. Lise eğitimine dışarıdandevam etmeli, kimseyle yakın bir ilişki kurmamalı.
Bu travmayı atlatması için uzun bir zaman gerekiyor. Seneler
sürebilir. Ona sevgiyle yaklaşacağız. Çünkü bu bir hastalık,delilik veya psikopatlık falan değil. Her hastalığın bir çaresivardır. Bunun çaresi de onun huyuna, suyuna gitmek. Kendihayal dünyasıyla baş başa bırakacağız. En önemlisi bu travmayıatlattıktan sonra, kimseyi sevmemesi sağlanacak.Alkan Bey;-Doktor bey hep böyle mi yaşayacak? Tek başına kimseyisevemeden. Bu kızın mutlu bir ailesi olamayacak mı? İlerideevlenemez mi? diye sordu.Doktor;-Tedavi süreci iyi geçerse, hastalığı tekrarlamazsa nedenolmasın? Evlenip mutlu olan çok şizofren hastası var. Amaüstüne basa basa söylüyorum, bir daha bu şekilde yani şiddetlibir şekilde hastalığı nüksederse sonuçları yıkıcı olur. Artıkgeri dönüşü olmaz. Çok kişinin canı yanar. Kendine de zararverebilir. Bunun önüne geçemeyiz. Hiç kimseyi sevmemeli, anlaşıldımı?-Anlaşıldı Umut'cuğum. Teşekkürler. Olanlar için çoküzgünüm.Umut Bey;-Ne üzülmesi, benim de kızım sayılır artık. Bir şeyimyok zaten. O uyanmadan onu kliniğe yatıralım. Ben kliniktekileritembihleyeceğim, sizlerin dışında kimseyle görüştürülmeyecek.Klinikteki kimseyle de bir yakınlık kurmayacak, meraketmeyin.Azra'ya uyanınca etrafındakilere zarar vermesin tekrardiye sakinleştirici iğne yaptılar. Apar topar ambulansa bindirip,onu kliniğe götürmek üzere yola çıktılar.

ŞİZOFREN SEVERSEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin