Bölüm 20 / KLİNİK

171 8 0
                                    


YİRMİNCİ BÖLÜMKLİNİKAzra kendi evindeki gibi dizayn edilmiş klinikteki odasındasınavlarına hazırlanmaktaydı. Liseye dışarıdan devam etmekteydi.Odanın her yeri bembeyazdı. Sadece bir masa ve biryatak mevcuttu. Odanın dört bir tarafında da kamera mevcuttu.Yirmi dört saat tüm hareketleri gözlenmekteydi. İlk zamanlarçok kriz geçirmiş olsa da, artık daha sakin bir tavır sergilemeyebaşlamıştı. Bu duruma alıştığı her halinden belli olmaktaydı.Alkan Bey ve öğretmeni Nevin Hanım onu camın dışındanseyretmekteydiler. Alkan Bey düşüncelere dalmıştı, biraz süregeçtikten sonra düşüncelerini dile getirmeye başladı.-İlk zamanlar yapmış olduğumuz hatalar, hastalığınıanladığımız anda denediğimiz birkaç yöntem onun canını çokacıttı.Nevin Hanım konuya açıklık getirmesini istedi;-Ne gibi hatalar?Alkan Bey de cevap verdi;-İlk önce bir hocaya götürmüştük kızımızı, o mahvetti.Yok içine şeytan kaçmış, yok cinlerle ilişkisi var. Çocuğumaneler yaptı neler. Üstünde denemediği şey kalmadı. Ondansonra çocuğum daha da kötü oldu. Ta ki senin önerdiğin YusufHoca'ya götürene kadar. Ondan Allah razı olsun. Bize bununpsikolojik bir hastalık olduğunu ve tedavinin güzel geçmesiiçin Allah'a dua etmekten başka bir şeyimizin olmadığını söyledi.Bütün hocalar onun gibi olsa ne kadar güzel olur değilmi? Bir de hiç unutmuyorum sözlerini, "Her hastalığın birçaresi vardır. Her derdin bir dermanı vardır. Allah şifasız birhastalık yaratmaz. Dermansız dert olmaz. Eğer istediğiniz birşey olmuyorsa Allah ya daha iyisini verecektir ya da o şey siziniçin hayırlı değildir" demişti.
Alkan Bey sözlerine devam etti;-Ben de kızımız daha kötü bir hastalığa maruz kalabilirdi,sakat olabilirdi, bir organı olmayabilirdi diye düşünmüştümo zamanlar. Yusuf Hoca'nın söyledikleri çok etkili olmuştu.İşte böyle inşallah tekrar iyileşir. Bu dört duvar arasındankurtulur.Alkan Bey Nevin Hanım'la konuşurken yanına kliniğinbaşhekimi Osman Bey geldi. Elinde bir zarf vardı. AlkanBey artık bir zarf görünce deliye dönmekteydi. Osman Beyonlara selam verdikten sonra;-Alkan Bey kızınız Azra Hanım'a bir zarf gelmiş.Bu sırada Osman Bey müsaade isteyerek onların yanındanayrıldı. Nevin Hanım da zarfın içinde ne olduğunu çokmerak etmekteydi. Alkan Bey hemen zarfı açtı. İçinden bir notçıkardı. Notta şöyle yazmaktaydı:"Seni hapse gönderemedim ama mezara göndereceğim.Üstelik en mutlu olduğun anda yapacağım bunu. Herzaman bir nefes kadar yakın olacağım sana. Bu korkuyla yaşayacaksınher zaman. Sen benim canımı aldın, ben de senincanını alacağım AZRAİL!"Alkan Bey ve Nevin Hanım çılgına döndüler. Daha öncegönderilen notlardaki el yazısına benziyordu. Alkan Bey kasetin,bu notu gönderen kişi tarafından gönderildiğini anlamıştı.Bir düşmanları olduğu kesindi ama kimdi? Onları yakından takipeden, belki yaptıkları her şeyi bilen gerekli zamanı kollayanbirisiydi. Kızına AZRAİL lakabını takmıştı. Nevin Hanım hiçbirşey söylemeden Alkan Bey'in yanından ayrıldı. Alkan Beyhemen telefonuna sarıldı. Erkan Komiser'i arayarak durumuona bildirdi. Erkan Komiser hemen Alkan Bey'in yanına geldi.Alkan Bey'den notu aldı. Bu konuyu detaylı bir şekilde araştıracağınıve bunu göndereni bulacaklarını söyleyerek yanındanayrıldı. Alkan Bey klinikte kızıyla baş başa kaldı.

ŞİZOFREN SEVERSEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin