BÖLÜM 12 / KANTİN GÖREVLİLERİNİN EVİ

311 10 0
                                    

ON İKİNCİ BÖLÜM

KANTİN GÖREVLİLERİNİN EVİ

Bütün gün kantinde çocuklarla, öğretmenlerle uğraşmaktan

canları çıkan kantin çalışanları; baba ve oğul işten

çıkmış, en sonunda evlerinin kapısının önüne gelmişlerdi.

Yorgunluktan ayakkabılarını bile çıkaracak halleri yoktu. Tam

kapının zilini çalacakken, kapı kendiliğinden açıldı. Evin içinden

otuzlu yaşlarında bir genç çıktı. Elinde takım çantasıyla

tam bir usta gibi gözükmekteydi. Daha sonra arkasında Meral

Hanım gözüktü. Meral Hanım eşinin bakışından, gelen gencin

kim olduğunu sorar gibi baktığını anladı. Hemen eşine dönerek,

"Evdeki doğalgaz hattını kontrol etmeye gelmiş, genel rutin

bir kontrolmüş, bir problem yokmuş bizim doğalgaz hattımızda,"

dedi.

Abdullah Bey de araya girerek;

-Tabii ki sorun yok. Zaten kaçak olsa, eve gaz kaçağı

kontrol cihazı taktılar. O alarm öterdi. Evlat sen nereden geliyorsun?

Genç, bu soru karşısında biraz telaşlansa da, durumu

idare etmeye çalıştı. İçeride uğraşırken gaz borularının üstündeki

yapışkandaki firma aklına geldi. O firmanın ismini söyledi.

-Efendim ben Arslan Doğalgaz Limited Şirketi'nden

geliyorum. Haklısınız kaçak olsa alarm öterdi. Zaten ben o cihazın

sağlam olup olmadığını, bir sorun varsa onu düzeltip rapor

etmeye geldim. Firma olarak biz malı sattıktan sonra, ilk

önce insanların canını düşünüyoruz. Ama sizin evde bir sorun

görmedim.

Abdullah Bey'in oğlu Şafak, bu duruma şaşırdığını şu

cümlelerle ifade etti:

-Vay anasını, böyle firmalar kaldı mı? Takana kadar

bize neler çektirdiniz. Şimdi de iyi firma ayakları.


Çocuk;

-Neyse efendim, ben hemen gitmek zorundayım daha

uğrayacağım birkaç yer daha var.

Gelen genç hemen oradan arkasına bile bakmadan

uzaklaştı. Abdullah Bey, çocuğun davranışlarından işkillense

de, oğlu Şafak ve Meral Hanım evin içine girdikten sonra, evin

dış kapısını kapatıp, hep birlikte salona geçtiler. Meral Hanım

yine her zamanki gibi güzel yemekler hazırlamıştı. Hiç vakit

kaybetmeden sofraya oturdular. Akşam yemeğini yedikten

sonra Meral Hanım, Abdullah Bey'in kahvesini getirdi. Şafak

da televizyonun karşısına geçmiş, izlerken uyuyakalmıştı.

Meral Hanım çocuğunun uyuduğunu görünce hemen Abdullah

Bey'e sitem ederek;

-Yazıklar olsun sana, bu çocuğu ne kadar çok yoruyorsun,

ŞİZOFREN SEVERSEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin