BÖLÜM 8 / EROL KOMİSERİN ARABASI

436 13 0
                                    

Azra'nın evine doğru giderken Erol Komiser Erkan'a ne bilgiler edindiğini sordu.

-Çocuklarla konuştum. Kafamı kurcalayan bazı bilgiler

edindim. Bu ölen iki çocuk; Büşra ile Ayberk iki gün falan

olmuş, çıkmaya başlamışlar. Sevgililermiş anlayacağınız.

Erol Komiser bir başka soru daha sordu. Arka koltukta

oturan iki polis memuru da pür dikkat onları dinliyordu.

-Peki bu Azra'nın ne bağlantısı var? Çocuğa mı aşıkmış?

-Azra'yı çözebilen yok. Bu kızda bir gariplik var. Kızı

kimse sevmiyor. Nedenini soruyorum. Bir neden de söyleyemiyorlar.

Bir gün çok iyiymiş; gülücükler saçan neşeli bir kız;

bir gün hiç konuşmayan, içine kapanık, somurtkan. Bu değişik

hal ve tavırlarından dolayı kimse kızı sevmiyor. Bazen kendi

kendine konuşurmuş, kimse yokken. Yanına biri geldiğinde susarmış.

-Neden?

-Ne konuştuğunu pek bilmezmiş. Arkadaşları bir çok

kez denk gelmiş bu duruma.

Erkan Komiser biraz duraksadıktan sonra;

-Bir de babası çok gidip gelirmiş.

Erol Komiser bilmiş bir ses tonuyla;

-Hıı o konuyu biliyorum, bu kızın babası aile kurulu

başkanıymış. Emekli psikolog, sürekli gelip gidiyormuş. Okulun

müdürü söyledi. İçine kapanık olduğunu da Nevin Hanım

söyledi. Yine elimizde sıfıra sıfır var. Bu kantinciyle hademe

hakkında bilgi aldın mı?

-Sordum, araştırdım komiserim. Hademenin kendi halinde,

kimseyle işi olmayan biri olduğunu söylediler. Çok efendi

biriymiş. Hiçbir vukuatı olmamış bu zamana kadar. Kantinciler

için de aynı şeyleri söylediler. Yani karışık, ne yapacağız

bilmiyorum, kafam iyice karıştı. Erol Komiserim olayın olduğu

sınıfa çıktım. Bu çocuklar iki günlük sevgili; tartışacak çok

bir şey olacağını zannetmiyorum. Sınıf dördüncü katta, aşağı

bakamadım bile, bayağı yüksek. Bu çocukların kendi istekleriyle

oradan atlayacağını zannetmiyorum. Okuldan edindiğim

bilgiye göre, bu çocuklar sigara bile kullanmazmış. Yani hap,

esrar, eroin gibi şeylerle de işleri olmaz. Bu çocuklar oradan

kendileri atlamış olamaz.

-Sen ne dedin az önce, hap mı dedin?

-Evet hap, eroin falan dedim. Ne oldu ki?

-Hemen ilk işin bu, evden dönünce çocukların tüm hastane

kayıtlarını bulacaksın. Bütün hastaneleri ara civardaki,

bu isimlerde hasta kayıtları falan var mı diye. Varsa kullandıkları

ilaçları, neden hastaneye geldiklerini falan sor. Hap

ya da ona benzer bir şey kullanıyorlar mıymış sor. Eve gidince

tüm ecza dolaplarına falan da bakalım. Neler çıkıyor masum

diye baktıklarımızdan. Bir de bizim bu semtteki eroinle ilgili

ispiyoncularımıza bir sor bakalım, çocukları tanıyorlar mı ailelerini

falan, bakarsın bir şey çıkar.

-Haklısınız komiserim. Hemen dönünce araştıracağım.

Peki komiserim biz eve gidiyoruz, ama evde kimse olacak mı

hastanede değiller mi?

-Erkan'cığım ben bunu düşünmedim mi zannediyorsun?

-Yok estağfurullah efendim diye karşılık verdi.

-Ben sana ne diyorsam onu yap, sorgulama olur mu?

-Evi aradım, kimse var mı diye. Zengin bu insanlar;

birisi vardır evde hizmetçi falan diye düşündüm. Aradım ve yanılmadığımı

anladım. Evde bir hizmetçi var. Onların olmaması

daha iyi, istediğimiz yere bakarız.

Zaten babasını gözüm pek tutmadı. Beni çok da sevmiyor, zorluk

çıkaracaktı. Böylesi daha iyi oldu.

-Anladım komiserim. Az önceki sorduğum soruyu geri

alıyorum. Sizden öğrenmem gereken çok şey var. Daha dikkatli

olacağım.

-Benden daha iyi olacağın kesin.

Yanlarındaki polis memuru da sürekli notlar alıyordu.

Gülüşerek yollarına devam ettiler.

ŞİZOFREN SEVERSEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin