Azra'nın evine doğru giderken Erol Komiser Erkan'a ne bilgiler edindiğini sordu.
-Çocuklarla konuştum. Kafamı kurcalayan bazı bilgiler
edindim. Bu ölen iki çocuk; Büşra ile Ayberk iki gün falan
olmuş, çıkmaya başlamışlar. Sevgililermiş anlayacağınız.
Erol Komiser bir başka soru daha sordu. Arka koltukta
oturan iki polis memuru da pür dikkat onları dinliyordu.
-Peki bu Azra'nın ne bağlantısı var? Çocuğa mı aşıkmış?
-Azra'yı çözebilen yok. Bu kızda bir gariplik var. Kızı
kimse sevmiyor. Nedenini soruyorum. Bir neden de söyleyemiyorlar.
Bir gün çok iyiymiş; gülücükler saçan neşeli bir kız;
bir gün hiç konuşmayan, içine kapanık, somurtkan. Bu değişik
hal ve tavırlarından dolayı kimse kızı sevmiyor. Bazen kendi
kendine konuşurmuş, kimse yokken. Yanına biri geldiğinde susarmış.
-Neden?
-Ne konuştuğunu pek bilmezmiş. Arkadaşları bir çok
kez denk gelmiş bu duruma.
Erkan Komiser biraz duraksadıktan sonra;
-Bir de babası çok gidip gelirmiş.
Erol Komiser bilmiş bir ses tonuyla;
-Hıı o konuyu biliyorum, bu kızın babası aile kurulu
başkanıymış. Emekli psikolog, sürekli gelip gidiyormuş. Okulun
müdürü söyledi. İçine kapanık olduğunu da Nevin Hanım
söyledi. Yine elimizde sıfıra sıfır var. Bu kantinciyle hademe
hakkında bilgi aldın mı?
-Sordum, araştırdım komiserim. Hademenin kendi halinde,
kimseyle işi olmayan biri olduğunu söylediler. Çok efendi
biriymiş. Hiçbir vukuatı olmamış bu zamana kadar. Kantinciler
için de aynı şeyleri söylediler. Yani karışık, ne yapacağız
bilmiyorum, kafam iyice karıştı. Erol Komiserim olayın olduğu
sınıfa çıktım. Bu çocuklar iki günlük sevgili; tartışacak çok
bir şey olacağını zannetmiyorum. Sınıf dördüncü katta, aşağı
bakamadım bile, bayağı yüksek. Bu çocukların kendi istekleriyle
oradan atlayacağını zannetmiyorum. Okuldan edindiğim
bilgiye göre, bu çocuklar sigara bile kullanmazmış. Yani hap,
esrar, eroin gibi şeylerle de işleri olmaz. Bu çocuklar oradan
kendileri atlamış olamaz.
-Sen ne dedin az önce, hap mı dedin?
-Evet hap, eroin falan dedim. Ne oldu ki?
-Hemen ilk işin bu, evden dönünce çocukların tüm hastane
kayıtlarını bulacaksın. Bütün hastaneleri ara civardaki,
bu isimlerde hasta kayıtları falan var mı diye. Varsa kullandıkları
ilaçları, neden hastaneye geldiklerini falan sor. Hap
ya da ona benzer bir şey kullanıyorlar mıymış sor. Eve gidince
tüm ecza dolaplarına falan da bakalım. Neler çıkıyor masum
diye baktıklarımızdan. Bir de bizim bu semtteki eroinle ilgili
ispiyoncularımıza bir sor bakalım, çocukları tanıyorlar mı ailelerini
falan, bakarsın bir şey çıkar.
-Haklısınız komiserim. Hemen dönünce araştıracağım.
Peki komiserim biz eve gidiyoruz, ama evde kimse olacak mı
hastanede değiller mi?
-Erkan'cığım ben bunu düşünmedim mi zannediyorsun?
-Yok estağfurullah efendim diye karşılık verdi.
-Ben sana ne diyorsam onu yap, sorgulama olur mu?
-Evi aradım, kimse var mı diye. Zengin bu insanlar;
birisi vardır evde hizmetçi falan diye düşündüm. Aradım ve yanılmadığımı
anladım. Evde bir hizmetçi var. Onların olmaması
daha iyi, istediğimiz yere bakarız.
Zaten babasını gözüm pek tutmadı. Beni çok da sevmiyor, zorluk
çıkaracaktı. Böylesi daha iyi oldu.
-Anladım komiserim. Az önceki sorduğum soruyu geri
alıyorum. Sizden öğrenmem gereken çok şey var. Daha dikkatli
olacağım.
-Benden daha iyi olacağın kesin.
Yanlarındaki polis memuru da sürekli notlar alıyordu.
Gülüşerek yollarına devam ettiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞİZOFREN SEVERSE
Mystery / ThrillerŞizofren bir kızı sevmenin bedelini en ağır bir şekilde ödeyen Aybars'ın , onunla evlenmeye karar vermesiyle işler daha da kötü bir hal alır. Aybars evlendikleri günün ilk gecesinde Azra'nın Şizofren yanıyla tanışır. Ölümler ve cinayetler ardı sır...