BÖLÜM 4 / EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ CİNAYET MASASI

761 22 2
                                    

EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ CİNAYET MASASI

Erol Komiser arabasından inerek, Emniyet Müdürlüğü binasına girdi. Asansörün bulunduğu yere gelerek, asansörün düğmesine bastı ve beklemeye başladı. Yanına gelen polis arkadaşı Turgut, Erol Komiser'e seslenerek, "Hayrola komiserim sen asansör kullanmazdın,'' dedi.

Erol Komiser de, "Bugün çok yorgunum, merdiven çıkacak halim kalmadı,'' dedi.

Turgut, "Vay komiserim size de yorgun gördükten sonra biz ne yapalım," dedi.

Biraz bekledikten sonra asansör geldi. Erol Komiser Turgut'la birlikte asansöre bindi. Erol Komiser Turgut'a dönerek, "Hadi sen işine bak. Seninle uğraşacak halim yok," dedi.

Asansör üçüncü kata çıktıktan sonra Erol Komiser asansörden indi. Asansörün karşısındaki koridorun sonuna doğru yürümeye başladı. Koridorun sonundaki soldaki odada, adının yazılı olduğu tabelanın üstündeki tozu silerek odasından içeriye girdi. Erol Komiser'in odasında bu göreve yeni atanmış Erkan Komiser ve bir polis memuru beklemekteydi. Erol Komiser içeri girdikten sonra, Erkan Komiser elindeki dosyaları Erol Komiser'in masasının üstüne bıraktı. Arkasındaki beyaz yazı tahtasına yönelerek Erol Komiser'e detaylı bilgi vermek istedi. Erol Komiser parmağıyla işaret ederek, "Bir dakika Erkan, sakin ol. Biraz kendime geleyim. Bu ne acele. Daha göreve başlayalı kaç gün oldu, hemen işe koyulmuşsun, tanışalım ilk önce öyle değil mi,'' diye çıkıştı. Erkan Komiser de cevap vererek, "Komiserim ben sizin hakkınızda detaylı araştırma yaptım buraya gelmeden önce. Acele etmezsem, işime odaklanmazsam sizden fırça yiyeceğimi düşündüm. Genelde eski çalıştığınız yardımcılarınıza

çok fırça atarmışsınız işlerini sahiplenmiyorlar diye. Ben de siz gelmeden bugünkü olayla ilgili hazırlık yaptım. Bugün fırça yemeyeyim diye," dedi. Erol Komiser de, "Tamam tamam anlıyorum. Ama bugün

çok farklı, çok yorgunum; çığlıklar, haykırışlar, soru işaretleri, kafam çatlayacak gibi... Sen bize üç tane kahve kap gel. Hadi ben de biraz kendime geleyim sonra başlarız,'' dedi.

Erkan, "Tamam Komiserim siz nasıl isterseniz,'' diye cevap verdi.

Erkan Komiser yavaş adımlarla giriş katındaki kantine gitti. İki tane kahve söyledi. Kahveleri beklerken narkotikte ki arkadaşı Melike'yle karşılaştı. Onunla biraz çene çaldıktan sonra, kahveleri aldı ve tekrar

Erol Komiser'in yanına geldi. Kapıyı çaldı. İçeriden bir ses gelmedi. Kahvenin birini yere bırakarak, kapıyı yavaş bir şekilde açtı. İçeri girdiğinde Erol Komiser'i koltukta sızmış olarak buldu. Kafası yana

yatmış, yorgunluktan ağzı da açık kalmıştı. Hafif bir gülümsemeyle içinden Erol Komiser'in bu halinin fotoğrafını çekmek geçti. Sonra hafif bir ses çıkararak, boğazı gıcık yapmış gibi öksürerek Erol Komiser'i uyandırdı. Erol Komiser, "Neredesin oğlum sen bir kahve almaya gittin gelemedin. Seni beklerken içim geçmiş," dedi.

Erkan Komiser de, "Komiserim bir arkadaşımı gördüm, onunla sohbete dalmışım,'' diye cevap verdi.

Erol Komiser "Neyse, hem kahvemizi içelim hem de elimizde ne var ne yok ona bakalım. Evet Erkan Komiser seni dinliyorum, anlat bakalım ne hazırlık yaptın görelim," dedi.

Erkan Komiser masadaki dosyaları alarak başladı anlatmaya:

"Şimdi komiserim oradaki çocuklardan, görgü şahitlerinden ve olay yeri incelemeden aldığımız bilgilere göre olay sabah andımızın okunmasına yakın bütün çocuklar bahçedeyken olmuş. İlk önce iki çocuk düşmüş. Bunlardan erkek olan Ayberk, ve kızlardan Büşra. Bu iki çocuk aynı anda camdan düşmüş, intihar etmiş veya düşürülmüş, bunu tam olarak bilemiyoruz. Görgü şahitleri düşenlerin çığlıklarından sonra onları gördüklerini söylüyor. Düşmeden önce gören yok gibi bir şey," dedi.

ŞİZOFREN SEVERSEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin