Püsküllü Belam

P.B.~19~

Rabia heyecanla açtığı kapıda öküzü olan Çınar ve çok yakında babası olacak Ender bey'e en içten gülüşüyle açtı kapıyı. Rabia bilmese de Çınar babasına bugün anlatmıştı aralarında olan aşkı.

Ender bey oğlunun gözlerinde ki o aşkı gördüğünde içinden geçirmişti. Aynı babasının oğluydu. Oda sevdiği kadına aşık olduğunda önce babasına anlatmıştı ve gözleri her zaman o kadın için ışık saçar olmuştu âdeta.

Şimdi iki gencin birbirlerine bakarken yeniden gördü o aşkı. Rabia'nın akasından mutfaktan çıkan 29 yıldır hala ilk günkü gibi sevdiği karısına bakarken yüzündeki tebessüm büyüdü adamın. Karısı Yeşim  kocasının aşkla bakan gözlerinde kaybolurken yüzündeki merak yerini giülümsemeye bırakmıştı.

Hala aşıktı kocasına oysa ilk karşılaştıklarında onu derede boğmak gibi cani fikirleri vardı. İyi ki boğmamışımda şimdi yanımdasın dedi. Biraz komik çok fazla aşkla bakarken.

Gözü çocuklara kaydığında gördü oda onlarda olan aşkı. Oğlu ilk defa birine böyle bakıyordu. Aynı kocasında gördüğü o bakışlar gibi.

Ender beyin yalancı öksürüğü ile herkes kendine gelirken kısa bir hoşgeldin faslı ile içeri geçmişti.

Eda kıp kırmızı olmuş bir surat ile merdivenlerden inerken Rabia annesinin onları ne halde yakaladıklarını deli gibi merak ediyordu.

Hep birlikte yenilen akşam yemeğinden sonra Yusuf beyler ve Ender beyler koyu bir sohbet içindeyken Rabia ile Çınar kendilerini o ortam soyutlamış ve bahçeye atmışlardı. Melis ise evine geçmişti.

"Ben artık Yavuz'a seni ne kadar çok sevdiğimi söyleyeceğim laz kızım."

Rabia bu söz üzerine sevinsede hala bitmemiş bir işi vardı. Oda Yavuz ile Eda'yı sevgili yapmaktan geçiyorduki. Bu iki şapşala kalrırsa işi anca Çınar'ına ahirette kavuşrdu.

"Olmaz!" dedi. Çınar genç kızın ani çıkışına kaşlarını çattı. Genç kızdaki bu ani hareketi kendi sorusuna verilmiş bir cevap olarak düşünsede Rabia sevdiceğine ahirette kavuşma fikrine vermiş olduğu bir cevaptı aslında.

"Ne olamaz da?" dedi Çınar kendine gelmeye çalışırken. Rabia kafasında kurduğu hayalin etkisi ile dışından söylediği kelimenin geçte olsa farkına vardığında çakır gözlüsünün suyundan gitmek adına sakin bir dille açıklama getirirken iki elini kirli sakallarına daldırmıştı.

"Çakır gözlüm. Biraz zaman ver bana olur mu? Kendimi bir ikna edeyim sonra abime bu durumu açıklarız."

"Bak laz kızım böyle gizli saklı olmuyor. Çıkayım karşısına adam gibi mertçe seni sevdiğimi söyleyim. Döveceksede dövsün elimi bile kımıldatmam."

"Çınar ya."

O sırada Eda dışarı çıkmış onları böyle görünce uzaktan izlemeye koyulduğu sırada arkasındaki kapı açıldığında bir panik ile hemen arkasını dönmüş ve bu sırada içinden dua etmeye başlamıştı bile.

Allah'ım arkamdaki yavuz olmasın!

Ve döndüğünde ilk defa arkasında Yavuz'u bulduğu için küfür etti. Eda balı bu aralar ona pek gelmiyordu. Sahi en son Eda balı ne zaman gelmişti?