P.B.~1~ Bay Ukala!!

2.9K 224 46
                                    


😍


❤❤💓

"Çınar mola yerine ne kadar kaldı?"

Eda abisine onüçüncü kez aynı soruyu sorduğunda Çınar derin bir nefes aldıktan sonra kardeşine yandan bir bakış attı ve bıkkın bir ses tonuyla cevapladı.

"Eda! Abicim! Daha 12 dakika bilmem kaç saniye öncede aynı soruyu sormuştum ve ben sana 1 saat 45 dakika kaldı demiştim. Şimdi sen söyle yolumuzun ne kadar kalduğuni da."

Eda akıldından sorunun cevabını ararken abisi kardeşinin bu haline camdan diğer tarafa bakar gibi yaparak güldükten sonra tekrar yola odaklandı. Eda ise sorunun cevabını bulduktan sonra konuştu.

"Hem... 1 saat 33 dakika kalmış. Fakat daha hızlı sürmessen" deyip Şirince sırıtıp konuşmaya devam etti." şu güzelim Hüson kirlenebilir."

Çınar, anlamayan gözlerle kardeşine baktığında kardeşinin kedi gibi bakan gözlerine odaklandı. Kaza yapmamak adına arabayı yavaşlatmıştı.

Eda abisinin gözleri ve hareketlerinden anlamadığını anlayınca huzursuzca kıpırdandıktan sonra elindeki nerdeyse tamamı bitmiş su şişesini gösterip tekrar önüne döndü.

Çınar gözlerini kısıp kızın gösterdiği şişeyi baktı hala anlamamıştı. Ama kardeşinin kızaran yüzünü gördüğünde gözleri büyümüştü. Jetonu yeni düşmüştü.

"Ula başbelası kardeşim. Sakın benim biricik hüsomu kirleteyim deme!"

"Ben demem ama tutabilirmiyim.... İşte orasınııı..." dedi "ı" ları uzatarak. "bilemiyorum." sesini iyice kısmıştı son kelimesinde.

"Tamam tut sen. Ben hızlanıyorum."

Çınar'ın şu dünyada en sevdiği iki şeyden biriydi hüsosu... Birincisi ise kardeşim dediği adamın kız kardesi Rabia'sıydı. Yavuz ile kardeş gibi büyümüşlerdi ama Rabia hep başkaydı Çınar için. Ona kardeş gözünde bakmamıştı, bulamamıştı... Hiçbir zamanda bakmayaçaktı da... İnsan sevdiğine kardeş gözüyle nasıl bakardı.

Araba hızlandığında Eda derin bir nefes alıp verdi. Mesanesi baskılar yüzünden patlamak üzereydi. İsyan bayrağını her an çekebilirdi.

Karedenizin en güzel olan illerinden Rize'ye gidiyorlardı. Her yaz tatil amaçlı ve daha çokta babannesi için buraya gelir bir hafta kalırdı. Aslında daha çok kalmak istedi ama her yıl başka bir kursa gitmek için geri dönerdi yaşadığı şehire.

Araba dinlenme tesislerinde durmasıyla arabadan inip tuvalletlerin olduğu yöne koşmaya başladı Eda. Artık isyan bayrakları havalardaydı. Aslında maroton koşularına katılsam kesin kazanırım. Diye düşündü genç kız. Ama bilmiyordu ki birazdan hep burnunun dibinde bitecek bir adam ile karşılaşacağını.

Köşeyi dönmesi ile ne olduğunu anlamadan yeri boylamasına bir oldumuştu. Altında hissettiği yumuşaklığın ne olduğunu bile anlayamamıştı. Derin bir nefes aldı.

Püsküllü BelamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin