P.B.~24~

386 72 4
                                    

"Abinin eserlerinden biri şuanda tam karşında duruyor." dedi Çınar gülerek." ve sen küçük hanım eğer bir ömür boyu benim olacaksan bu şekilde gezmeye razıyım."

İkili hastaneden çıkarken genç kızın tedirgin halinden kurtulması için uğraşması Rabia'nın tebessümü ile neticeye ulaşmıştı.

Rabia zihnine gelen abisinin sinirli hali ile gülüşüne son verirken onu izleyen Çınar'a döndü.

"Ya abim bizi affetmezse?"

"Hişşt.. Unuttun mu? Bende bir abiyim. Kardeşime kızsamda onun mutlu olması beni de mutlu eder. Yavuz'un elbette böyle öğrenmesini istemezdim ama... Neyse... Hadi şimdi eve gidelim. Olur mu?  Bunları sonra konuşalım ... " zar zor konuşmuştu Çınar. Dudağındaki yara ben buradayım dercesine sızlıyordu.

Rabia kafa salladığında yanağına ufacık bir öpücük kondurdu. Elbette biliyordu rabia birgün bunun olacağını ve sabırla abisin onları affetmesini bekleyecekti

....

Genç adam kendinden çok yanındaki püsküllü belasını düşünürken taklalar atmaya başlayan arabada ona uzanıp sarmak istedi. Ona bir şey olmamasını isterken kafasına aldığı darbe ile kendinden geçerken fısıltı ile döküldü genç kızın ismi dudaklarından...Eda'ya o kadar çok dalmıştıki karşıdan gelen arabayı geç farketmişti..

Sonrası hızla gelişmişti. Oradan geçmekte olan araçlar durup yardım çağırmışlar ve ikisini de hastaneye götürmelerini izlemişlerdi.

Aileler kaza haberini aldıkları andan itibaren yürekleri ağzında dualar ,endişeler,korkular gibi pek çok duygu yoğunluğu ile gelmişlerdi hastaneye.

Bilhassa genç adamın durumu birkaç sıyrık ve kolundaki kırıkla kalmışken genç kızın durumu daha vahimdi.

Yavuz genç kızın ismini sayıklayarak kendine gelirken Çınar kaşları çatık bir ifadeyle izlemişti Yavuz'un sayıklamalarını.

Aklına gelenler ile aniden odayı terk etmiş ve kardeşinin yanına yani ameliyathanenin olduğu kısma sert adımlarla ilerlemişti. Şimdi genç adamı daha iyi anlıyordu. Kız kardeşi onun canıydı ve birgün büyüyüp birini seveceğini biliyordu. Ve şimdi genç adam ile aynıydı durumları. Yumruğunu sıkıp derin derin nefes alırken elini tutan sıcak ve narin eller ile çevirdi yüzünü genç kıza. O anda kaybolmuştu o herşeyi yerle bir etmek isteyen siniri ve genç kızın gözlerinde unutmuştu her şeyi.

Şimdi sadece aklında kardeşinin iyi olması vardı.

"Merak etme"dedi genç kız. "...o çok inatçı bir kız." hafifçe tebessüm etti sözlerine devam ederken. " tıpkı abisi gibi."

Çınar sıkıca sarıldı genç kıza ve genç kız onu saran kollara daha çok sarıldı.

Rabia Yavuz'un kendine gelmesine buruk bir tebessümle karşılık vermişti. Zira içerdeki canları için parçalanıyordu yürekleri. Herkes orda doktorlardan gelecek güzel haberleri beklerken koridorda görünen kişiyle ayağı kalkmışladı.

Yavuz hemşireleri ve doktoru dinlemeyip kendini amaliyathanenin kapısında bulmuştu.

Zira kalbi ölüm kalım savası verirken nasıl durabilirdi o dört duvar arasında?

Püsküllü BelamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin