Merababababa
Ben geldim.
Aslında bakarsanız bölüm yarın gelecekti ama bugün attım. Bu bir nevi geçiş bölümleri arkadaşlar, biliyorum ne zaman asıl konuya geleceğiz diyorsunuz.
Biraz sabır ve bu bölümler kısa olabilir ama diğer bölümler 20 küsür sayfa word da bir kaç bölüm önceden yazmanın faydaları ehehehe.
Çok konuştum değil mi?
Lütfen kendizi belli edin arkadaşlar sizlerle konuşmak istiyorum. Veto için değil yorumlar için yazıyorum ben.*
Yaşantım boyunca çektiğim sıkıntılara hep kendi başıma göğüs geçirmiştim. Tam on sekiz yıl, korktuğum geceler bazen tek başıma olurdum. Küçük bir kız korkularını tek başına yenmiş annesi onu ruhen terk etmişti.Biliyordum ben yalnızdım. Bir keresinde merak edip hamile kitabı okuduğum da anne ve çocuk arasında kutsal bir bağın olduğunu yazıyordu. Her bir hücremle bu konuyu düşünmüştüm ama benim annemle kutsal bir bağımın olmadığı sonucuna varmıştım. Karnında taşıdığı çocuğunu sevemeyen bir annem ve beni ceviz kadarken istemeyen bir babam vardı.
Güliz abla, valizin fermuarını kapatıp bana işinin bittiğini gösteren bir bakış attı.
"Kızım nereye gidiyorsun? Kim bu arkadaş?" dedi endişeli bir sesle.
Yatağın üzerinde uzanmış sırtımı başlığa yaslamıştım. Güliz abla bu evde ki en yetkili ve benimle ilgilenen bir çalışandı, benim için çalışandan öteydi.
"Bu evden kurtuluşum yok. Sadece birkaç ay," diye mırıldandım.Kızar gibi kaşlarını çattı. "Sen benim terliğimi özledin galiba." Anne can bir sesle söylendi bana, elini de sallıyordu.
"Aman o terlikleri bıraktırana kadar canım çıktı. Başa dönmeyelim," diye sırıttım. "Güliz abla, ben sana adresi veririm ama anneme verme, onun bir şeyleri yöneten havasını çekemem."
"Bak bak, anneyle nasıl konuşuyor?" Kızgınca baktı, ona omuz silkmekle yetindim.
"Boş versene, zaten bugünden sonra iplerini koparmıştır benimle."
Yatağın ucuna oturup eliyle ayağımı okşadı. Artık yaşlanmıştı seneler onun o güzel yüzünü yıprattı. "O seni seviyor, sadece kalbi çok kırık."
"Benim ne suçum vardı ki?"
"Onun ne suçu var?"Bir şey söylemedim.
"Asya'nın gençliğini bilirim. Böyle biri değildi."
"İstenmeyen biriyle kim yaşasa illa ki değişir."
"Öyle değil," diye itiraz etti. Topuzundan çıkan birkaç tel saçını arkaya itip yatağa daha da yerleşti, bu hareketi bana uzun bir şey anlatacağını gösteriyordu. "Baban anneni birden terk etti. Hani ani ölüm olur ya şok olursun mesela, iki dakika önce şakalaşmışsındır dakikalar sonra ölüm haberi gelir annenin yaşadığı aynı öyle bir şeydi."
Kaşlarımı çattım, konu baya ilgimi çekmişti. "Baban ve annen birbirini deli gibi seviyordu. Aralarında birden çocuk muhabbeti döndü. Evleneli bir sene olmuştu baban birden çocuk istemiyorum dedi. Neden bu konuyu açtı hiç birimiz anlamamıştık o zamanlar annende baban için bekleyelim ileri de yaparız diye ikna etti. Ama baban bir ayda iki de bir de durduk yere çocuk istemediğini dile getiriyordu. Bundan bir ay sonra zaten annen seni öğrendi ama al..." birden durdu ne diyeceğini biliyordum. Beni aldıramamıştı. Yutkunamadım."Beliz üzgünüm," diye mırıldandı.
"Sen niye üzülüyorsun ki, sonra ne oldu?"
"Aslında baban çok iyi bir insandı. Genç, yakışıklı ve yardım severdi, annen onu ikna ederim diye düşündü ama baban senin haberini duyduğu an evi terk etti. Birden hepimiz şok olmuştuk, baban çok iyi bir insandı belki yumuşar dedik ama hiç beklemediğimiz bir şey yaptı." Gözüme baktı. Essizce mırıldandı. "Anneni sonsuza kadar terk etti. Ne bir izini bulabildik ne de kendisini."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BELİZ
Teen FictionBeliz; O, annesinin belirgin iziydi. Kalbinde istenmeyen lekeydi. Gurur; O ailesinin soyadıyla şanslı bir adamdı. Yakışıklı değildi. Aksine, dişi telli, gözlüklü, kilolu ve garip biriydi. Bu iki farklı hayat altı aylığına bir anlaşma yaparsa ve bil...