DEVILGEL [Yoonkook] düzenleniyor

19| gel demeden gel

Jungkook

Ayağımın ve Jin Hyungla son olayımızın üstünden bir hafta geçmişti. Ayağımın iyi olmasına karşın Hyungla aramız kötüydü. Benimle hiçbir şekilde iletişimde bulunmuyor küçük evin içinde saklambaç oynuyorduk. İğrenen bakışları kalbimi kırıyordu. Az bir sürede çok değer vermiştim ona. Annemlerin yanında normal davranmasına minnettardım ama gerçek çok canımı sıkıyordu.

Ama bugün bunu dert etmemeliydim, sınavlarım önümüzdeki hafta başlayacaktı. Okuldan çıkıp hemen ders çalışmayı planlıyordum. Hayatım çoğu açıdan bana göre güzel, öğretmenlerime göre kötü bir şekilde değişmişti. Zaten orta halli olan derslerim büyük bir düşüşe geçmişti.

Toparlamam gereken bir sürü konu eksiğim varken ben orada burada sürtüyor ya da depresyona giriyordum.

Çantamı hızla toplayıp zilin okulu son kez doldurmasıyla koridora çıktım. İnsanların bakışları her geçen gün daha azalıyordu. Çünkü sürekli yeni olaylar oluyor eskiler unutuluyordu. Böyleydi işte hissettiğim o can alıcı acının bir değeri kalmıyordu. Hiçbir şey olmamış gibi hayatlarına devam ediyorlardı.

Tabi hâlâ olayın izlerini taşıyanlar çevremde vardı. Mesela başrolü Dongyeon, dolaplara yaslanmış bir biçimde her gün olduğu gibi beni süzüyordu.

Cesaretini toplamaya çalışıyormuş gibi görünüyordu. Göz ucuyla onun yanından geçerken tam bir adım atmıştı ki duyduğumuz sesle rotasını değiştirip dümdüz ilerlemeye başlamıştı.

"Jungkook!"

Jimin yeni sarıya boyattığı saçlarıyla uzun koridorda koşmaya çalışıyor ama yapamıyordu. Bu haline gülümseyip olduğum yerde durdum. Yanıma ulaştığında nefesini kontrol altına alıp gözleri kaybolacak şekilde gülümsedi.

"Bir an duymayacaksın sandım."

Koluma girdiğinde koridorda yürümeye başladık. Arkadaşlığını seviyordum, değişik bir enerji veriyordu.

"Bugün işin var mı?"

"Aslında ders çalışac-"

Neşeyle ciyaklayıp ellerini birbirine çarptığında susmak zorunda kalmıştım.

"Harika! Taehyungla bugün yemeğe çıkacağız. Yanımda kıyafetler var ama hangisinin uygun olacağını bilmiyorum. Yoongi benimle ilgilenmiyor, biliyorsun saçma basketbol turnuvaları başladı."

Aslına bakarsanız bilmiyordum. İstemsizce bozulsam bile belli etmedim.

"Şimdi size geçeriz beni hazırlarız olur değil mi?"

Jimin'in bu hallerine alışmıştım ama birlikte onu randevuya hazırlamak çok...

"Jimin... Bu çok kızsal değil mi?"

''Diyene de bir bakın."

Bu sefer bozulduğumu belli ettiğimde hemen gülüp bana sarıldı.

"Şaka yapıyorum!"

~

Eve girdiğimizde o star havasından eser kalmamıştı. Çekingenliğine şaşırarak üst kata çıktığımda beni takip ederek odama girmiştik.

"Ee, hadi göster bakalım. "

"Jungkook..."

Sıkıntıyla yatağıma oturdu. Bende yanına çöktüğümde bağdaş kurarak yatağın ortasına geçtim. O da beni taklit ettiğinde elleriyle oynamaya başladı.

"Yardımın gerekiyor ama başka bir konuda."

Kafasını hevesle kaldırdığında gözlerindeki parlaklığa şahit oldum.