Giriş

11.9K 561 449
                                    

Ben, Jeon Jungkook. Sikik bir erkeğe aşık oldum.

Bunu artık birisine söylemem lazım. Uzun zamandır ona ilgi duyuyorum ve yeni yeni ona aşık olduğumu anlıyorum. Birine anlatmazsam artık patlayacağım.

Şu an Namjoon Beyin yanına gidiyorum. Kendisi benim psikoloğum olur. Bu zamana kadar her şeyimi ona anlattım. Fakat, anlatamadığım tek bir şey vardı. O da birine aşık olduğumdu. Eşcinsel olduğumu daha önceden söylemiştim sadece aşık olduğumu bilmiyordu. Bunu ilk defa birisine söyleyecektim ve açıkçası çok heyecanlıydım.

Sonunda, kapısının önüne geldim. Heyecandan titremeye başladığımı hissedebiliyordum. Buraya kadar gelmişken geri dönemezdim. Jungkook, haydi oğlum yapabilirsin!

Kapıyı tıklatıp gel demesini beklerken sakin olmaya çalışıyordum. Bu kadar gerilmemem lazım, sonuçta kaç zamandır tanıdığım ve Hyung diye hitap ettiğim insandı. Eminim bana yol gösterecekti.

''Gir.''

Gelmemi söyledikten sonra kapıyı açıp içeriye girdim. Doksan derece eğildikten sonra masanın karşısındaki sandalyeye oturup konuya direk girdim.

''Hyung, ben birisine aşık oldum.''

Şaşırmış bir şekilde bana bakıyordu. Herhalde birisine aşık olacağımı düşünmemişti. Çünkü, biraz saykoydum.

Sonunda, yüzündeki şaşkın ifadeyi silip konuşabildi.

''Vayy, bizim serseri aşıkta olurmuş. Peki, kimmiş bu seni kendine aşık edebilecek kadar mükemmel olan kişi ?''

İşte zurnanın zırt dediği yer orasıydı.

O kişi, okulun en popüler çocuğu, aynı zamanda da yavşağın tekiydi.

Derin bir nefes alıp, sorusunu cevapladım.

''Min Yoongi.''

Afallamış bir şekilde bana bakıyordu. Sebebini anlayamamıştım. Eşcinsel olduğumu zaten biliyordu, bir sorun çıkmazdı değil mi ?

''O-oh anladım. Seni kendine aşık ettiğine göre iyi birisi olmalı.''

''Aslında, pek iyi birisi sayılmaz.''

''Nedenmiş o ?!'' sesinin yüksek çıkması beni biraz korkuttu desem yalan olmazdı.

''Çünkü, çok yavşak. Her gün başka bir kızı koluna takıp geziyor, elini tutuyor, hatta saçlarını bile okşuyor.''

''Bak sen şu azgın ergene!!'' bu sefer Namjoon Hyungun dediği yüzünden afallayan kişi ben oldum.

''Neden bu kadar sinirlendin Hyung?'' bir an sinirli tavrı yok olmuş ve eski sakin haline geri dönmüştü.

''Ş-şey yani sen onu böyle severken böyle bir şey yapması kötü yani ondan şey ettim.'' Neden bu kadar korkmaya başlamıştı ki ?

Tırsak halini ilk defa görüyordum, bu gerçekten çok komikti. Kendimi gülmemek için zor tutuyordum.

''Haklısın Hyung, fakat o beni tanımıyordur bile. Ne yapacağımı bilmiyorum. Ona nasıl söylerim, ne tepki verir, benden iğrenir mi? Aklım hep bu sorularla dolu.''

''Jungkook, sen ne zamandan beri bu kadar utangaç ve korkak oldun. Benim tanıdığım Jungkook, böyle biri asla değil. Git ve her şeyi söyle ona itiraf et.  İkimiz de rahatlayalım.''

İyi hoş diyordu da 'İkimiz de' derken ne demek istiyordu ? Hyung, bugün gerçekten tuhaftı. Konuyu fazla kurcalama, uzatmak istemediğimden gitmeye karar vermiştim. Hem daha Jonghyun'a gidip ona da her şeyi anlatacaktım.

Jonghyun, benim en yakın arkadaşımdır. Bu yüzden her şeyi anlatmanın vakti gelmiş geçiyordu bile. Ayağa kalkıp yine doksan derece eğildikten sonra konuşmaya başladım.

''Hyung, dediklerin için teşekkür ederim. Cesaretimi topladığım zaman gidip onunla konuşup, her şeyi itiraf edeceğim. Haftaya görüşürüz.''

''Tabi, görüşürüz Jungkook.''

Odadan çıkıp direk Jonghyun'un yanına gitmek için yürümeye başladım. Tepkisini çok merak ediyorum.

DEVILGEL [Yoonkook] düzenleniyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin