Jungkook
İlk defa böyle bir yere geliyordum ve içimde her dakika büyümeye devam eden bir heyecan vardı. Kaymayı bilmiyordum ama Yoongi öğreteceğini, sakin olmamı söylüyordu. Endişelenecek bir şey yoktu fakat yere düşüp rezil olmak gerçekten kötü olurdu.
Okul ile ayrılmış başka bir yerde kaymaya gelmiştik. Yoongi böylesinin daha iyi ve rahat olacağını söylemişti. Bizde arkasından koyun sürüsü gibi onu takip ediyorduk.
''Yah! Ne zaman bitecek bu yol?''
Jimin öncekinden daha kalın tüyleri olan beyaz kürküyle nefes nefese kalmış bir şekilde zar zor konuşuyordu. Taehyung Hyung ona şaşkın şekilde bakarken hepimiz bakışmaya başlamıştık. Sanki bir şey söylemek istiyordu ama çıkartamıyor gibiydi.
"Jimin..."
Jimin heyecanla dibine kadar girdiğinde devam etmesini bekliyorduk.
"O üstündeki şeyle... "
Eliyle peluşu okşamış, düşünceli ifadesiyle bakıyordu. Jimin sabırsızlıkla başını salladığında devam etti.
"Kutup ayısına benzemişsin."
Jimin'nin umutla iltifat alacağını bekleyen gözleri, hayvani bir şekilde gülmeye başlamamızla sönmüştü. Kollarını önünde birleştirip bağırdı. Bakışlarıyla bizi öldürmeye çalışıyordu.
"Siz...Siz ne anlarsınız ki. Nerede bu lanet tepe?!"
''Geldik işte.''
Yoongi'nin dedikleriyle direk kendimi yere atmıştım. Neredeyse bir saattir bu soğuk havada yürüyorduk. Bu yorgunlukla kayma hevesim gitmiş yerine uyuma isteği gelmişti.
Dürtüklenmekle birlikte kafamı çevirip karşımdaki yüze bakmıştım. Yanakları kızarmış bir vaziyetteydi. Şu an üstüne atlamamak için kendimi zor tutuyordum.
''Kalk hadi, eğlenmeye geldik sonuçta. Daha ne kadar oturmayı düşünüyorsun?'' Diyerek elini uzattı.
Destek alıp kalktıktan sonra burasının ne kadar yüksek olduğunu yeni yeni fark ediyordum. Buradan kendimi yuvarlayıp atsam, kaç kemiğim kırılır veya hayatta kalma olasılığım kaçtır acaba?
''Al bunları ayağına geçir.'' Önüme 2 tane uzun şey fırlatıp beklemeye başlamıştı.
''Bunlara ne gerek var Yoongi? Hem bu kazık kadar şeylerde ne böyle?''
''Jungkook soru sormayı bırak ve dediğimi yap. Onlar olmadan kayamazsın.''
Homurdanarak dediklerini yapmaya çalışmıştım, ama bu işte bir terslik vardı ben böyle nasıl kayacaktım ki?
''Yoongi bir baksana, niye olmadı bu?'' Ayaklarıma baktıktan sonra büyük bir kahkaha atmıştı. Anlamıyorum. Bunda gülünecek ne varsa?
''Jungkook, sen gerçekten iyi misin? Ateşin falan mı çıktı güzelim?''
''Hayır, aksine turp gibiyim.''
Yoongi'nin anırarak gülmesi yüzünden Taehyung Hyung ve Jimin yanımıza gelmişti.Jimin hâlâ tripli gözüküyordu.
Ayı demişti sonuçta çocuğa.
''Bu kadar komik olan şey ne? Söyleyin bizd-'' Taehyung Hyungun sözünü kesen şey Jimin'in her şeyi unutup, Yoongi gibi gülmeye başlamasıydı. Arkasından Taehyung Hyung'da Jimin'e katılmıştı. Olaya Fransız kalan tek kişi bendim.
''Aish! Gerçekten yeter artık, neye gülüyorsunuz bu kadar?''
''Yanlış takmışsın.'' Zar zor söylenip sonra gülmeye devam etmişti. Ben ise şimdiden rezil olmuş gibi hissediyordum ve lanet olsun ki kaçacak yerde yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEVILGEL [Yoonkook] düzenleniyor
Fiksi PenggemarJeon Jungkook aşık. Min Yoongi ise yavşak. Namjin&Vmin