34

2.9K 188 121
                                    

Jungkook

Ayağımla taşlara eziyet çektirip ellerimi cebime soktum. Bugün tam modumda olduğum söylenemezdi. Sanki ile başlayan cümleleri sevmiyorum ama sanki işler pek yolunda gitmeyecekmiş gibiydi.

Bazıları 'altıncı his' bazıları ise buna kısaca 'bela aramak' diyordu.

Bir şey düşünmek için bugün fazla donuktum. Bu yüzden akışına bırakmayı seçtim.

Okul yolu ciddi anlamda mideme eziyet çektirmek için özenle hazırlanmıştı. Yanıma yaklaşmaya çalışan kediyi kibarca(!) kovup saçlarımı düzelttim.

Kısa bir kulak notu, kötülüğü çağırmamalıyız.

İşte tam bu yüzden gayet normal bir şekilde uyumak için ilk ders olan tarih sınıfına ilerledim. Bu hedefim için dokuz güzel basamak beni bekliyordu. Bilginiz olsun diye söylüyorum dokuz basamağı elbette yeteneklerimi kullanarak dört basamağa indirecektim.

Ellerimi korkuluğa atıp basamakları atlamak için hazırlandığım sırada bedenimi ele geçiren kokuyla sarsıldım.

Ne zaman ona yaklaşsam olmayan örümcek hislerim devreye giriyordu. Kokusu nerede olursa olsun bana ulaşıyordu.

Hislerimde yanılmamıştım aşık olduğum beden koridorda duvara yaslanmış elinde tuttuğu çizgi romanı dikkatlice inceliyordu. Ağzında döndürdüğü lolipop pembe dudaklarını daha çok parlatmıştı.

İlk defa üstünde okul formasını görüyordum. Şaşkınlığımı engelleyemeden kimsenin olmamasını fırsat bilip yanına gittim.

"O üstünde ki okul forması mı?"

Sesim bile çıkarken içime kaçmıştı.

"Günaydın! Evet, bundan sonra sorumlu bir öğrenci ve sevgili olacağım."

"Sen kimsin?"

Lolipopa rağmen diş etlerini göstererek gülümsemiş çizgi romanı kolunun altına sıkıştırmıştı. Ne yaptığını çözmeye çalışırken çoktan belimi sarıp kendine çekmişti.

Şeker kokan nefesi şimdi kulaklarımda, yaramaz parmakları oyuntumdaydı. Önce yavaşça üflemiş sonra öpmüştü.

"O kadar imkânsız bakma bana... Değişmeye çalışıyorumdur belki?"

Gözlerimi devirip gülümsediğim sıra da merdivenlerden arkadaşlarına ait kıkırdama sesleri gelmişti.

Arkadaşlarının görüş açısına girmeden sıfır üç saniye önce beni öyle güçlü itmişti ki sınıfın kapısına sert şekilde yapışmıştım.

Açıkçası öldürdüğüm sineklerle empati yapmak güne başlamak için hoş bir tarz değildi.

"Uzak dur benden."

Titreyen sesine en korkutucu ifademle karşılık verip bütünleştiğim kapıdan doğruldum. Aynı sesten bana onlarca kez 'seni seviyorum' demesine rağmen yabancı hissediyordum. Üstümü düzeltip gözlerimin dolmamasına dikkat ettim.

Ama korkmayın kalbinizin yarısı tamamen gideceğine üstünde birkaç çizik olması bütüne baktığınızda hep daha iyiydi, yani alışmıştım.

Gitmesindense böyle kalması benim için en doğru seçenekti.

Gelen arkadaşlarıyla saçma selamlaşmalarını yapıp direk sınıfına ilerledi ve beni buruk bir gülümsemeyle bıraktı.

"OROSPU ÇOCUĞU DEĞİŞECEKMİŞ?!"

Kendi çığlığıma sınıftan gelen diğer çığlık sesiyle ara verip olduğum yerde zıpladım.

DEVILGEL [Yoonkook] düzenleniyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin